BBC Türkçe'de yer alan habere göre stres hormonlarının hastalığın yenilmesinden yıllar sonra, kanser hücrelerini yeniden aktif hale getirdiğini keşfeden biliminsanları, mevcut ilaçların bunu önlemekte kullanıp kullanılamayacağını araştırıyor.
Çalışmalar, stres hormonlarının bağışıklık sisteminde bir dizi tepkiye nedenolduğunu gösteriyor. Bu durum da kemaoterapi gibi tedavilerden kurtulduktan sonra, vücutta yıllarca kalan "uyuyan" kanser hücrelerini yeniden canlandırabiliyor.
Times gazetesindeki habere göre uzmanlar, bu hormonların gücünü azaltan beta bloklayıcı diye bilinen ilaçların, tümörlerin geri dönüşünü önlemekte etkin olabileceğine inanıyor.
Bu tedavi şu anda erken aşamadaki bir klinik deneyde test ediliyor.
İlaç devi Astrazeneca'nın kanser immunolojisi biriminin başı ve çalışmanın başını çeken Dmitry Gabriloviç "Bunun, uyuyan hücrelerin, tümörlerin geri dönüşünde önemli bir mekanizma olduğu tüm kanser türlerinde geçerli olabileceğini düşünüyoruz. Şu anda bu akciğer, meme, bağırsak, yumurtalık ve birçok diğer kanser türünün de bulunduğu çok uzun bir liste" dedi.
Kanserin ilk oluştuğu yerden, vücudun diğer alanlarına yayılan tümörler, kanser hastalarındaki ölümlerin başlıca nedeni.
Science Translational Medicine adlı bilimsel yayında yer alan araştırmada önce, neropinefrin gibi stres hormanlarının farelerde uyuyan akciğer ve yumurtalık kanseri hücrelerini yeniden faaliyete geçirdiği keşfedildi.
Kanser hücrelerini uyandıran madde
Bir sonraki aşamada ise akciğer tümörü ameliyatı olan 80 hastanın kan serumu örneklerine bakıldı. Bazı hastalarda, stres hormonu seviyeleri yükselince, akyuvarlar tarafından salınan ve S100A8/A9 adıyla bilinen bir maddenin yoğun olduğu saptandı.
Farelerde özellikle S100A8/A9'un uyuyan hücreleri yeniden uyandırdığı görüldü. Araştırmacılar ayrıca, bu maddenin yüksek düzeyde bulunduğu hastalarda, ameliyattan 33 ay sonra kanserin geri döndüğünü tespit etti.
Dr. Gabriloviç, beta bloklayıcı ilaçların tüm hastalar için uygun olmayabileceğini ve bu maddeyi hedef alan ilaçlar geliştirilmesinin daha yararlı olabileceğini vurguladı.
Gabriloviç "Bu geliştirilecek bir alan olabilir. Umudum birkaç yıl içinde hastalar üzerinde denenebilecek bir şeyler elde etmek" diye konuştu.