Bu haftanın Kürsüsü; Farkına varamadığımız derbederliğimiz

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Temmuz 24 2015
Bu haftanın mutlaka okunulası cuma sohbeti dikkat çeken konuyu ele alıyor...
Bu haftanın Kürsüsü; Farkına varamadığımız derbederliğimiz

Hazreti Âdem'den bugüne beşeriyetin yaşadığı ferdî, ailevî, içtimaî bütün problemlerin temelinde insan vardır. Çağımızda yaşanan anarşi, zulüm, fitne ve buhranların temelinde de yine insan unsuru bulunmaktadır. Bütün problemler gelip gelip insanda düğümleniyorsa, o hâlde bu problemlerin çözümü de vahiy buudlu, vicdan eksenli bir terbiye sistemi ile insanın yeniden ele alınmasıyla mümkündür. Aksi takdirde yeryüzündeki hiçbir şekavet, dalâlet, sefahet ve sefaletin önü alınamaz.

Evet, bugün beşeriyetin en büyük problemi insanı ihmal problemidir. Fakat acaba kaçımız bu problemi derinden derine yüreğimizde hissediyor ve içimizde bunun ızdırabını duyuyoruz? Maalesef çoğumuz itibarıyla biz, aynı ortamı paylaştığımızdan dolayı, yeryüzünü kasıp kavuran bu sefahet ve sefaletin, bu inhiraf ve düşüşün çap ve büyüklüğünü dahi anlayabilmiş değiliz.

Hazreti Mevlâna Mesnevî'sinde, derici dükkânındaki pis kokuya alışıp daha sonra ıtriyat çarşısına götürülen bir insanın, oradaki güzel kokular karşısında düşüp bayıldığından bahseder. Esasında hazret bu hikâyesiyle bize, bozulmuş tabiatların hâlini resmetmektedir. İşte çağımızın insanları olarak biz, neş'et ettiğimiz ortama öyle alışmış ve öyle uyum sağlamışız ki, insanı insanlığından utandıracak manzaralar karşısında dahi herhangi bir utanç ve acı duymuyoruz. Bütün terslikleri ve yanlışlıkları âdeta normal görüyoruz.

Izdırapla Açılan Kapılar

Izdırap çok önemli bir ilham kaynağıdır. O, insana, içinde bulunduğu sıkıntılı hâlden kurtulma adına çok farklı yol ve yöntemler ilham eder. Mesela kuyuya düşen bir insan, kuyunun dibinde bulunduğunun farkındaysa ve bunun ızdırabını duyuyorsa, kuyudan çıkmak adına elli türlü yol arar ve Allah'ın izni ve inayetiyle bir çaresini bulup oradan çıkar. Elinde kazma ve kürek olmasa bile, ellerini âdeta pençe gibi kullanıp oradan çıkmaya çalışır. Didinir durur, tırnaklarıyla ayaklarını koyabileceği iki oyuk açar. Daha sonra ayaklarını

Bu haberler de ilginizi çekebilir