Günahların affedildiği ve amel defterinin yazıldığı Berat Kandili, Ramazan Ayının müjdesi kabul edilir.
BERAT KANDİLİ İLE İLGİLİ ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz buyurur ki:
“Allah Tealâ, Şaban ayının onbeşinci (Berâat) gecesinde -rahmetiyle- dünya semasına tenezzül buyurur, orada tecelli eder ve Kelb Kabîlesi’nin koyunlarının tüyleri sayısından daha çok sayıda günahkârı affeder.”
Allah Rasûlü (aleyhi ekmelüttehaya vetteslimat) bir başka hadis-i şerifte şöyle buyurur:
“Şaban’ın ortasındaki (Berâat kandili) geceyi ibadetle ihya ediniz, gündüzünde de oruç tutunuz. Allah Tealâ o akşam güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu Benden af isteyen, onu affedeyim! Yok mu Benden rızık isteyen, ona rızık vereyim! Yok mu bir musibete uğrayan, ona afiyet vereyim! Yok mu şöyle, yok mu böyle!’ der.”
Peygamber Efendimiz’in Şaban ayına ve özellikle bu ayın içindeki Beraat gecesine ayrı bir önem vererek onu ihya ettiğine dair bir kısım rivayetleri göz önüne alan bazı âlimlerin bu geceyi namaz kılarak, Kur’ân okuyarak ve dua ederek geçirmenin çok büyük sevaba vesile olacağını hatırlatırlar.
Bu geceye has bir ibadet olmamakla beraber kimi kaynaklarda Salâtü’l-Hayr/Hayır Namazı denilen yüz rekatlık bir namazdan bahsediliyor.
Kazaya kalmış onca namazlar düşünülünce nafile ya da kaza kabilinden böyle bir namaz kılınabilir.
Bu umumî af ve rahmet gecesinde tevbe, istiğfar ve duaların kabul edileceği, bilhassa külliyet kesbeden duanın kabule karin olacağı, aynı taleple çarpan yüreklerin sayısı arttıkça o niyazın Hak katında kabul olma ihtimalinin de artacağını değerlendirerek; Bu ülkemiz, ümmet-i Muhammed (aleyhissalatü vesselam) ve bütün insanlık için dua etmek gerektiği izahtan vârestedir.
Bediüzzaman Hazretleri şöyle buyurmaktadır: “Beraat Gecesi, bütün senenin kutsî bir çekirdeği ve insanlığın kaderinin programı olması açısından, Kadir gecesi gibi mukaddestir. Kadir gecesinde her bir amelin, okunan Kur’an’ın her bir harfinin sevabı otuz bin olduğu gibi, Beraat gecesinde de yirmi bine kadar çıkar. Bu geceler, elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için elden geldiği kadar Kur’ân’la, istiğfar ve salavatla meşgul olmak büyük bir kârdır.”
Evet, Bu gece, mahlukatın bir sene içindeki rızıklarına, zengin veya fakir, aziz veya zelil olacaklarına, yaşayıp yaşamayacaklarına, ecellerine ve hacıların sayılarına dair hükümlerin verildiği hadislerde beyan edilmektedir.
Hak dostları, bu mübarek geceyi ihya etmek için ciddi gayret göstermişler; hatta ehlullahtan pek çokları Berâat’i bir yeniden doğum fırsatı olarak görmüşler; istiğfar, tevbe ve inabeleriyle kalbî ruhî hayatın yepyeni iklimlerine ilk adımı bu gece atmış ve ilhamlarını hadis-i şeriflerden alan çok içli yakarışlarla dergah-ı ilahinin kapısını çalmışlardır.
İlahi Ya Rabbenâ!
Başta ülkemizdeki kardeşlerimizi, bütün ümmet-i Muhammed’i (aleyhissalâtü vesselam) ve insanlığı her türlü musibetten kurtarıp selamete çıkar.
Maddi manevî sıkıntılardan sıyrılıp inşiraha kavuşması, şerirlerin oyunlarının bozulması, özellikle de inananlar arasında vifak, ittifak ve uhuvvet ruhunun canlanması ve kalblerimizin, akıllarımızın, fikirlerimizin, fiillerimizin fitneye/fesada bütün bütün kapalı olacak şekilde ıslahı için bize yol göster, inşirah ver.
Ey kullarının dualarına icabet eden Mucîb Allah’ım! Bizleri, sevdiğin ve râzı olduğun işlere muttali kıl, onları bize sevdir, onları hayata taşımaya ve başkalarına duyurmaya bizleri muvaffak eyle!
Dualarımızın kabul edilmesine en büyük vesile olarak gördüğümüz Efendiler Efendisi’ne, âl ve ashabına salat ü selam eylemeni dergâh-ı uluhiyetinden diliyoruz ya Rab!