Bu eğitim faaliyetleri ve diyalogların hedefi nereye kadar?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Mart 27 2017
Samanyoluhaber.com yazarı Abdullah Aymaz, 2009 yılında Avustralya'ya yaptığı ziyarette ülkenin önde gelen bir gazetesinin sorduğu soruya nasıl cevap vermişti? 8 yılda neler değişti? Hizmet'in istikameti ne?

ELEKTRİK NE İŞE YARAR? (27.03.2017)

Avustralya’nın Melbourne şehrinde 15-16 Temmuz 2009 günlerinde Fethullah Gülen Hocaefendi ile ilgili konferans tertip edilmişti. Benim de bir konuşma yapmam istendiği için katıldım. Bir yandan, Avustralya yerlileri adına bizlere hoş geldin diyen Aborjin temsilcisi hanımefendiyi, salonunda program yaptığımız üniversitenin Rektör Yardımcısını, takdim konuşması yapan emekli Vali Sir James Gobbo’yu ve Kültürler arası Komisyon Başkanı Yunan asıllı Mr. George Lekakis’i dinlerken bir yandan da 1966’lı yıllarından bu yana yaşadıklarımıza ait hayalen bir gezinti yapıyordum ve şöyle düşünüyordum. Demek ki, hep yepyeni doğuşlara şahit oluyordum ama bunların ne manaya geldiğini tam idrak etmiyordum. Hani elektriğin keşfinden sonra bir sergi yapılarak mesele halka tanıtılmak istenilmiş. Sergiye gelenlerden birisi, keşfi yapan profesöre “Elektrik ne işe yarar?” diye sormuş. O da soruya soru ile cevap vererek “Yeni doğmuş çocuk ne işe yarar?” diye sormuş… Bir düğmeye basmakla şehirleri hatta cihanı aydınlatacak bir ışığın aslında ilk doğumunda ne müthiş bir şey olacağını bir bakışta hemen anlamak elbette mümkün olmuyor…


Evet, gelişmeler karşısında bazen şoklar yaşıyordum… 

Ama bunlar aslında dikkat ettiğim Kitap’ta Sünnet’te olan şeylerdi… Bunlar Fıkıh kitaplarımızda yazılı idi. Ama bir şeyin kitaplarda yazılı olması yetmiyordu; hayata geçirilmesi gerekiyordu. Biz Peygamber Efendimizin (S.A.S.) haftada iki defa sünnet olarak oruç tuttuğunu bizimde bu güzelliği ihya etmemiz gerektiğini biliyorduk. Ama önümüzde bir örnek göremiyorduk. 

Teheccüd namazı da öyle… Ne zaman ki 1966 yılında yazın İzmir sıcağında bile Pazartesi Perşembe oruçlarını ve her gece teheccüdünü terk etmeyen birisine rastladık, bizi sahurlara ve geceyi ihyaya uyarmasını, eline liste vererek istedik. Elbette o uzun günlerde oruç tutmak zahmetliydi ve geceleri uykuyu bölüp sabah namazından önce Cenab-ı Hakk'a yönelmek ve nefse

Bu haberler de ilginizi çekebilir