Brexit ve Trump'ın özellikle Avrupa Birliği'ne yönelik "ticaret savaşı"nın merkezine yerleşen sektör otomotiv. Almanya'nın hedefe yerleştirilmesi doğrudan Alman otomotiv tekellerine yönelik yaptırımları gündeme getiriyor. Ancak dünya ticaretinin mevcut yapısı, uluslararası sermayenin ihtiyaçları ve öncelikleri, bu konuda ne kadar ileri gidilebileceğini kısıtlayan faktörler olarak öne çıkıyor. Şu an çok sertleşmiş görünen ortamın hem İngiltere hem de ABD cephesinde pazarlıklar sonucunda bir uzlaşma ile yumuşaması olası. Ancak özellikle uluslararası sermaye rekabetinde elektrikli araç, sürücüsüz araç gibi teknolojik gelişmelerle birlikte otomotivin ve otomotiv tekelleri arasındaki rekabetin devam edeceği de açık.
İngiltere’nin Avrupa Birliği'nden (AB) çıkmasını onaylayan, kısa adıyla Brexit olarak bilinen karar, 23 Haziran 2016 yılında halk oylamasıyla kabul edilmesinden bu yana özellikle sermaye gruplarının geleceğine ilişkin tartışmaları da tetiklemiş durumda. Brexit’in yürürlüğe girmesine dokuz aydan az bir zaman kalırken otomotiv ve havacılık sektörlerinden sert açıklamalar geliyor.
Havacılık devi Airbus, bu hafta yaptığı açıklama ile İngiltere’yi AB ile ileriye dönük bir ticari anlaşma yapmaması durumunda ülkeden çıkmakla tehdit etmişti. Havacılık tekeli, İngiltere ekonomisine yılda 7,8 milyar sterlin katkıda bulunuyor.
Airbus’ın ardından yaz sonuna kadar müzakerelerin netleşmesi gerektiği uyarısında bulunan BMW, Avrupa Birliği'nden çıkışının tedarik zincirini etkilemesi durumunda İngiltere tesislerini kapatacaklarını söyledi.