Orman mühendisleri
TEMA'ya tepki gösterdi.Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ali Küçükaydın, AA muhabirine yaptığı
açıklamada,
Türkiye'de son 20 yılda yaklaşık 50 bin hektar özel
ağaçlandırma alanı oluştuğunu söyledi.Dünyada özel
ağaçlandırmayla ilgili ciddi çalışmalar yapılırken, vatandaşların, kurumların ve
sivil toplum örgütlerinin
kredi ve teşviklerle bu işin içine çekilmeye çalışıldığını belirten Küçükaydın, Türkiye'deki
uygulamalarda ise bazı sıkıntılar yaşandığını ifade etti.Küçükaydın, Türkiye'de özel ağaçlandırmanın doğayı koruyarak ekonomi ve
istihdama katkı sağlayacağına inandıklarını belirterek, ''Dünyada ormancılık sektörü giderek gelişiyor. Sadece odunla ilgilenen ormancılık değil suya, çevreye ve sosyal yaşama önem veren fonksiyonel ormancılık ön plana çıkıyor. Oda olarak bizim amacımız da Türk ormancılığının stratejilerini belirleyip geleceğe dönük
çalışmalar yaparak, bunun sonuçlarını uygulama alanlarına taşımak. Oda olarak, Özel Ağaçlandırma Yönetmeliği kapsamında
zeytin ağacının bozuk ormanlık alanlarda yaygınlaşması ve ekonomiye katkı sağlamasına yönelik toplantı ve paneller düzenliyoruz'' dedi.Küçükaydın, Türkiye'de ormancılıkta yaşanan sıkıntıların,
Avrupa ülkeleri
dahil birçok ülkede yaşanmadığını kaydetti.Küçükaydın, Türkiye'de 20 bin orman köyünde yaşayan 7 milyonu aşkın kişinin, orman sınırları dışına alınarak
ekonomik kalkınmasının sağlanması gerektiğini
söyledi.Bu yörelerdeki vatandaşların kalkınmasını sağlamak için
Çevre ve Orman Bakanlığınca ''Özel Ağaçlandırma Yönetmeliği'' kapsamında bozuk ormanlık alanlarda zeytin üretimi yapılmasına, TEMA'nın
Danıştay nezdinde
itiraz ettiğini hatırlatan Küçükaydın, şöyle konuştu:''İtiraz üzerine Danıştay 8. Dairesi, 'zeytin ağacının orman ağacı olmadığı' yönünde karar verdi. Çevre ve Orman Bakanlığının itirazı üzerine,
davanın Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunda görüşülmesine başlandı ve hala devam ediyor. TEMA'nın, özel ağaçlandırma yönetmeliği kapsamında bozuk ormanlık alanlarda zeytin üretimi yapılmasını önlemek amacıyla Danıştaya açtığı dava, kırsal yöredeki vatandaşların kalkınmasını önlüyor. Bu karar çıkmadan önce,
birilerinin, hakikaten koruma adına bir yerleri yanılttığını düşünüyoruz. Biz de, oda olarak zeytin ağacının, orman ağacı olduğuna ilişkin bir
rapor hazırlayarak Danıştaya sunduk.''Küçükaydın, zeytinin Türkiye için yükselen bir değer olduğunu belirterek,
şunları kaydetti:''Türkiye'deki ormanlık alanların yüzde 50'sini bozuk ormanlık alanlar oluşturuyor. Bu alanların, ülke ve yöre halkına ekonomik olarak da katkı sağlayacak şekilde kullanılması gerekir. Zeytin üretimi yapılmaya müsait bölgeler olan
Akdeniz,
Marmara ve Ege bölgelerindeki bozuk orman alanlarında zeytin
bahçeleri oluşturulması halinde, yine ülke ve yöre halkının yararına olacak. Sosyal ormancılık faaliyetleri kapsamında bazı yörelerde
fıstık çamından önemli ölçüde gelir elde eden köyler var. Örneğin,
Adana'da
kent merkezi ve bazı ilçelere yakın yerlerde de fıstık çamı ve
keçi boynuzu üretimi yapılıyor. ''Küçükaydın, bozuk ormanlık alanları hizmete açacak ciddi sektöre ihtiyaç bulunduğunu, 5531 sayılı Orman Mühendisleri, Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç
İşleri Endüstri Mühendisliği Kanunu'nun da, bu konuda önemli bir işlevi yerine getireceğini kaydetti.TEMA Adana İl Temsilcisi Halil Akyürek ise Ege Bölgesi'nde bazı zeytin üreticilerinin, mevcut ormanlık alanların sökülerek yerine zeytin ağacı ekilmesini istemeleri üzerine, konuyu Danıştaya götürdüklerini anımsattı. Danıştayın da bozuk ormanlık alanların bile zeytin bahçesi oluşturulmamasına yönelik karar verdiğini belirten Akyürek, ''Danıştay bizim istediğimizin ötesinde bir karar verdi. TEMA olarak aslında biz de bozuk ormanlık alanlarda zeytin
üretimi yapılmasından yanayız. Söz konusu yerler zeytin tarımına açılmalı. Çam yerine zeytin ağacı dikilerek yöre halkına önemli ölçüde gelir kazandırılabilir'' dedi.