Hakimin ardından duruşma savcısı da salondan çıktıktan sonra polislerle avukatlar arasında yaşanan sürtüşmenin büyümesini, aralarında CHP TBMM Grup Başkan Vekili Özgür Özel’in bulunduğu duruşmayı izleyen milletvekilleri engelledi.
Avukat Kavili: ‘‘Hukuk ve adil yargılama hakkı yok edilmiştir’’
Bir süre daha salonda kalan avukatlar hazırladıkları tutanağı imzaladıktan sonra okudular ve hakimin tepki gösterdiği Avukat Kavili duruşmadan ayrıldı.
Çağlayan’daki Adliye Sarayı’nın baro odasında VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Kavili, ‘‘Duruşma salonuna polis çağırdılar. Polisi uyardık, ‘Polis Vazife Selahiyetleri Kanunu’na göre siz avukatı çıkaramazsınız’ dedik. Çünkü bir saldırı yok. Hakimden de yazılı bir karar getiremediler. Polis amiri sözlü olarak bize böyle bir beyanda bulundu. ‘Yargıç bey sözlü emir veriyor yazılı emir vermiyorum’ demiş. Bu da kabul edilemez. Hukuk yok edilmiştir. Öğrencilerin olmadığı bir duruşmada rektör dinlenerek adil yargılanma hakkı yok edilmiştir’’ dedi.
Kavili’nin salondan ayrılmasının ardından sonra salona dönen İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi ara kararın alınmasına engel çıkararak duruşma salonu düzenini bozduğunu iddia ettiği diğer avukatlar ile izleyicilerin dışarı çıkarılmasına, ayrıca ifadesi alınmamış iki sanığa da avukat tayin edilmesine karar verildiğini sözlü olarak açıkladı.
Ancak avukatlar bu karara da tepki gösterince hakim bir defa daha salonu terk etti ve mübaşir aracılığıyla 14.30 olarak belirlediği duruşma başlama saatinde ifadesi alınmayan iki sanığın duruşmada hazır olmaması halinde haklarında yakalama kararı verileceğini iletti.
Şahan: ‘‘Avukatlar duruşma salonlarından polis zoruyla çıkarılamaz’’
Bu karara tepki gösteren avukatlardan Burçin Şahan, bu kararın uzaktan yakından hukukla ilgisi olmadığını savundu.
VOA Türkçe’ye konuşan Şahan, ‘‘Avukatlar duruşma salonlarından polis zoruyla çıkarılamaz. Böyle bir işlem yapılamaz. Milletvekilleri araya girdi ve hakim bey iki saat sonra duruşma salonuna teşrif ettikten sonra duruşma düzenini bozduğumuz gerekçesiyle bizi çıkarmak istedi. Bu kabul edilemez çünkü ortada bir duruşma yoktu. Üstelik hakim kendi kararıyla müvekkillerimizin kendi avukatlarını azletti. Bu kararın örneği Türkiye’de daha önce görülmüş değildir. Saatlerce duruşma salonunda silahlı polislerle kaldık’’ dedi.
‘‘Bugün yaşadıklarımız da adil yargılamanın sözkonusu olmadığını gösteriyor’’
Duruşmayı takip eden Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi Can Candan yaşananların şoke edici olduğunu ifade etti.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Candan, ‘‘Bu dava öğrencilerimizin barışçı protesto haklarını kullanırken yaşanan olaylara dair atanmış rektör Naci İnci’nin şikayeti üzerine açılmış bir dava. Öğrencilerimizden Berke (Gök) ve Perit (Özen) 94 gün tutuklu kaldılar. Bu ikinci duruşmaydı. Bunu takip etmek için ben de buradaydım. Fakat duruşma salonunda avukatların da ifade ettiği çocuklar çok vahim öğrencileriniz barışı protesto hakkını kullandıkları için yargı yolu ile cezalandırılmaktadırlar. Bugün yaşadıklarımız da adil yargılamanın sözkonusu olmadığını gösteriyor. Umarım gerekli merciler bu konuya müdahale ederler ve adil yargılama yolu açılır. Gerçekten çok şok edici ve vahim bir durum yaşandı’’ diye konuştu.
Üçüncü duruşma 27 Haziran’da yapılacak
Verilen aranın ardından yeniden başlayan duruşmaya yalnız izleyiciler değil sanık avukatları ve milletvekilleri de alınmadı.
Mahkeme ara kararında Perit Özen ile Ersin Berke Gök hakkında yurtdışına çıkış da içeren adli kontrol hükümlerini devam ettirdi. Avukat Ömer Kavili'nin duruşmalara alınmamasına da karar veren mahkeme davayı 27 Haziran 2022’ye ertelendi.
‘‘Öğrencilerin hepsi hakkında yurtdışı çıkış yasağı var’’
İstanbul Adliye Sarayı’nın önündeki meydanda gazetecilere açıklamalarda bulunan CHP’li Özgür Özel hakimin polisleri duruşma salonuna almasını eleştirdi.
Özel, ‘‘Polise kanunsuz emir verdiler. Milletvekilleri etten duvar örmeseydi polisler avukatları yaka paça dışarı atıyorlardı. Öğrencilerin hepsi hakkında yurtdışı çıkış yasağı var. Bir tanesi Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi'nden, diğeri CERN’den kabul almış. Türkiye'nin bu yaştaki en zeki, dahi fizikçileri kayyuma karşı sırtlarını döndüler diye, kayyuma karşı eylem yaptılar diye bütün dünyanın gitmek istediği o iki en üst düzey eğitim yerine Vedat'ı ve Kaan'ı yollamayan bir zihniyet bu’’ dedi.