BM ve Dünyanın Barış Adacıkları

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çerçevesinde, geçen hafta New York’ta düzenlediği “Dünyamızı Dönüştürüyoruz” konferansını yerinde takip eden Samanyoluhaber.com Yazarı Arif Asalıoğlu izlenimlerini yazdı

SHABER3.COM

ARİF ASALIOĞLU

Bu haftaki yazımızın konusu Rusya’dan değil, Amerika’dan olacak. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çerçevesinde, geçen hafta New York’ta “Dünyamızı Dönüştürüyoruz” konferansı gerçekleştirdi. Konferansın üst başlığı “Transforming Our Word” ilk anda iddialı gelebilir. Fakat şimdi detaylara inince hiçte öyle olmadığı görülecektir. 

Birleşmiş Milletler’in kuruluş amacı dünya barışını, güvenliğini korumak ve farklı ülke ve coğrafyalarda açlık, kıtlık, afet, eğitimsizlik, kadın hakları, kız çocuklarına eğitim ve sosyal gelişim imkanı, uluslararası kalkınma hedefleri, toplumsal ve kültürel iş birliği oluşturma, çevre sorunları, radikalizmle mücadele, inanç, ifade ve basın özgürlüğü gibi temel insani değer ve ihtiyaçların geliştirilmesini sağlamaktır. Bu hedeflerin reelize edilmesi adına ülkeler büyük fonları BM’ye akıtırlar. BM, her yıl genel kurul toplantısı yapar ve üye ülke lider ve heyetlerine bu prensipler üzerinde çalışma önerileri sunar. Bu konularda toplumsal bilincin oluşması ve gelişmesine katkı adına STK’lar her zaman teşvik edilir ve gönüllü (volunteers)katılımcılar aranır. 


“Kimseyi Geride Bırakma” sloganı 
İşte, New York'taki BM Genel Kurulu sırasında Küresel Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri üzerine önemli bir rol üstlenen Gazeteciler Yazarlar Vakfı (JWF) 8 yıldan beri kesintisiz, başarılı bir tartışma ve diyalog platformu oluşturmuş vaziyette. Pratik adımlar atarak, bütün insanlığın faydasına konuları, uzmanlar ve akademisyenlerle tartışmaya açıyor. 
Barış kültürü, insan hakları ve temel prensipleri ilerletmek için alternatif bir çözüm olarak öneriler sunuyor. Bu çerçevede, Devlet Başkanları, UNGA Delegeleri, BM Kıdemli Görevlileri, diplomatlar, uzmanlar ve önde gelen sivil toplum aktörleri dahil olmak üzere yüzlerce üst düzey konuşmacıyı her yıl gururla ağırlıyor.
Geçen hafta dört gün süren etkinliklerle JWF, bahsi geçen bu konuları masaya yatırarak, birlikte yaşama kültürü, gıda sorunu, insan hakları, kalkınma modelleri, basın özgürlüğü ve diğer önemli konularda çözüm önerileri sundu. Alternatif bir çerçeve olarak sivil bakış ortaya koydu. 20 Eylülde, New York Manhattan’da bulunan John Jay Ceza ve Adalet Koleji’nde gerçekleşen ve üç panelden oluşan konferansta ise 27 ülkeden 52 STK ve uluslararası 18 seçkin konuşmacı global krizlerin üstesinden gelme konusunda paha biçilmez deneyimler paylaştı ve uluslararası tecrübeyi daha da ileriye taşıyarak kültürler arası zenginleşmeye katkı sağladılar. Uzmanlar bölgesel raporlardan örnekler verdiler ve istatistiki bilgileri paylaştılar. 

“Kimseyi Geride Bırakma” sloganıyla hareket eden JWF ve küresel partner kuruluşları, gönüllülük esasıyla bütün insanların temel haklarını destekleyen barışçıl, kucaklayıcı adil toplumlar, temiz ve sağlıklı çevreler kurmaya yönelik Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin temel vizyonunu amaçladı. Sunumlar esnasında otokrasi ve cinsiyet ayrımcılığı, katı rejimlerin çoğalması beraberinde vahşetleri ve suça teşviki artırdığı görüşü dile getirildi. Yine bu açıdan sivil toplum aktörlerinin ve insan hakları savunucularının halklar içinde güven inşa etmede önemli bir rol oynayabileceğine vurgu yapıldı. İnsan merkezli bir barış ve güvenlik yaklaşımını güçlendirerek ötekileştirilmiş grupları, sosyal ve politik olarak baskı altındaki bireyleri temsil etmeye devam etmenin gerekliliğinin altı çizildi.

Eğitim, sağlık, yoksulluk ve şiddetin çözümünde STK’ların rolü

Romanya National Üniversite’sinde siyasi çalışmalar ve kamu yönetimi bölümü uzmanı Silvia Osman, dünyanın çok bölgesinde artan jeopolitik ve güvenlik riskleri göz önüne alındığında, çok yönlü Küresel Hedeflerin elbetteki tehlike altında olduğunu vurguladı. Daha önce yayınlanan Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin raporuna atıfta bulunan Silvia Osman, bu manada hedeflerin yalnızca yüzde 15'ine ulaşılabildiğini belirtti. Bu konuda sivil toplum kuruluşlarının dönüştürücü ve yerel bazda rehberlik yapması sonuca daha çok yaklaştırabilir dedi. 

Yunanistan Vima gazetesinde köşe yazarı Tania Bozaninou, sivil toplumun anlamlı katılım yoluyla sürdürülebilir kalkınmanın yol alabileceğini, kriz seviyesine gelen sorunların sivil anlayış ile çözüleceğini vurguladı. Bozaninou, Sivil toplum kuruluşlarının toplumun ihtiyaçlarına hizmet etme konusunda karşılaştığı zorluklar ve tehditlerin giderilmesi gerektiğini söyledi. Sunduğu öneriler içinde “Barış ve kalkınma için sivil toplum alanının desteklenmesi ve korunması; Dünya çapında sivil toplum ve STK'lar arasında ortaklıklar ve işbirliği oluşturmak; Olumlu toplumsal değişim yaratan yenilikçi proje ve girişimleri desteklemek; Eğitim, sağlık, yoksulluğun ortadan kaldırılması, insan hakları, cinsiyet eşitliği ve yerli sorunları da dahil olmak üzere birçok farklı alanda çalışan STK'ları ön plana çıkartmak” vardı.


Birleşmiş Milletler Kalkınma Koordinasyon Ofisi’nden Kıdemli İnsan Hakları Danışmanı George Abualzulof ise Kamu görevlileri içinde dahil kadına şiddetin halen toplumlarda devam ettiği ve kız çocuklarının eğitim hakkının önlendiğini anlattı. Krizlerin çözümü adına ise lokal STK’ların daha verimli değerlendirilmesini önerdi. Modern bir dönemde yaşıyoruz fakat halen insan ticareti, cinsel istismar ve benzer sömürü türlerinin önüne geçilemediğini söyleyen Abualzulof, bütün bunların çözümü adına sivil insiyatifi ve medyayı daha duyarlı olmaya ve daha katılımcı olmaya davet etti.

İnsan Haklarını Savunmanın Bir Aracı Olarak Basın Özgürlüğü başlıklı oturumda Amerika’dan konuşma yapan Newsweek Editörü Batya Ungar-Sargon özellikle az gelişmiş ülkelerde sosyal hayat içinde kadınların tam ve etkili katılımını ve eşit fırsatların sağlanması adına gelişmiş ülkelerin tecrübeleri aktarılmalı önerisini yaptı. Bu konuda kız çocukların eğitim imkanının oluşmasında bütçe katkısı temin edilmelidir diyen Batya Ungar-Sargan, yaş, cinsiyet, engellilik, ırk, etnik köken, din veya veya ekonomik durum ne olursa olsun, her türlü şiddet, kötüye kullanma ve buna bağlı olarak ölüm oranlarının önemli ölçüde azaltılması gerektiğini ve bunun için acil planların çıkarılması gerektiğini vurguladı. 

Bu örneklerde gözüktüğü gibi bir BM projesi bile olsa Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine zamanında ulaşılabilmesi için sivil insiyatif çok önemli. Bu açıdan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın, BM Genel Kurulu çerçevesinde organize ettiği Dünyamızı Dönüştürüyoruz Konferansı’nda şiddeti önlemek, terörizm ve suçla mücadele etmek, sürdürülebilir kalkınma için ayrımcı olmayan yasa ve politikaları teşvik etmek ve bu bağlamda küresel ortaklığı geliştirme adına görüşler beyan etmek büyük katkı sağlıyor. Ayrıca JWF’nin partnerleri dünyanın farklı yerlerinde direk sahada aktif olarak bütün bu konularda insanlığa hizmet ediyor.


Sonuç olarak burada, Hizmet Hareketinin sadece bir kurumunun insanlığın faydası adına yapmış olduğu çabayı anlatmaya çalıştık. Bir bütün olarak, dünya genelinde Hizmet Hareketi kurumları aslında BM, UNESCO, UNICEF, AMNESTY ve başka uluslararası organizasyonların amaçlarını gönüllülük esasıyla yerine getiriyorlar. Adı geçen uluslararası kurumların bütün raporlarında ise farklı ülkelerdeki farklı halkları, temel insani prensiplerde gönüllülük esasında katılımlarla bilinçlendirmeye çalışmaktadır. Hizmet Hareketi ise motoru kendinden bir enerjiyle bütün kurumlarını temel insani değerlere atfederek dünyanın barış adacıkları fonksiyonunu icra etmektedir ve dünyanın dönüşüne katkı sağlamaktadır. 
<< Önceki Haber BM ve Dünyanın Barış Adacıkları Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER