"BU CANI ALLAH VERDİ, ALLAH ALIR"
Gazeteci ve yazar Harun Tokak bir sindirme ve yıldırma aracı olarak kullanılan haberin ardından MC TV'nin ana haber bültenine konuk oldu. Herhangi bir korkusunun olmadığını belirten Tokak "Bizi sindirmeye çalışıyorlar. Korkutmaya çalışıyorlar. Ama boşuna bir sindirme hareketi yapıyorlar. Çünkü biz korkacak, sinecek olsaydık zaten neden buralara gelelim ki? O zaman Türkiye'de kalırdık. Onların dediklerini de yapardık... Biz onlardan korkacak olsaydık, en azından akşam yemeğini Saray'da yerdik. Bizim onlardan korkumuz yok elhamdülillah. Bu canı Allah vermiştir. Bu canı Allah alır" dedi.
Bir ajanlık faaliyetinin yanı sıra yalan habercilik yapıldığının da altını çizen Tokak'ın konuşmasından satır başları ise şu şekilde:
"Bunların yaptıkları gazetecilik değil. Tamamen ajanlık ve provokatörlük yapıyorlar. Bu gazetecilik değil. Bana insani olarak, gazeteci olarak yaklaşsa ben onun sorularına cevap veririm zaten ve konuşurum. Ve konuşacak o kadar çok şeyimiz var ki... Bizi konuşturmuyorlar zaten.
"İNSAN BİR ÇAYIMIZI, KAHVEMİZİ İÇER DEĞİL Mİ?"
Abdurrahman Şimşek buralara kadar geldi mi gerçekten? Zannetmiyorum. Olsa ben onu görür ve tanırdım zaten. Mutlaka o değildi. Orada da bir yalan habercilik yapıyor. Madem yüz yüze, göz göze geldik, ya insan bir çayımızı bir kahvemizi içer değil mi? Hele bu günlerde yapılan ziyaretleri biz unutur muyuz?
Endişe edecek bir durum olduğunu zannetmiyorum.
Yaptıkları şey kendilerini küçültüyor, bizleri değil. Biz Allah'ın izni ile zaten bu davaya inanmışız ve bu davaya inandığımızı beyan etmişiz. Geçmiş bütün hayatımızı kucaklıyoruz. Biz dünyaya bir kez daha gelsek, yine aynı şeyleri yaparız.
"BU YOLUN KADERİNİ BİLİYORDUK"
Böyle kaçak göçek, bizi oradan buradan çekerek, servis ederek, gazetelere manşet yaparak ve bir cemaate, arkadaşlarımıza da korku vermek istiyorlarsa, meşhur bir laf vardır ya 'demirden korksak trene binmezdik' diye... Biz bu yola çıkarken bu yolun kaderini de biliyorduk ve başımıza neler geleceğini de biliyorduk. Biz buna ve bundan daha fazlasına da hazırlıklıyız Allah'ın izni, inayeti ile.
Yaşadığımız sürece davamıza hizmet ederiz. Öldüğümüzde de mükafatımızı Rabb'imizden bekleriz. Onun için bir endişemiz yok."
Sabah'ın iddiasının aksine Stockholm'de hiç bulunmadığı ve 3 senedir aynı yerde oturduğunu anlatan Harun Tokak iade iddiaları için de konuştu. Tokak, bulunduğu ülkede ne yargının ne de siyasetin gündeminde iadenin bulunmadığını belirtti.
Tokak, İsveç ve Türkiye arasındaki gerilimi biraz daha tırmandıran Kur'an yakma eylemlerinin de değerlendirdi. Kur'an ya da herhangi bir kutsal kitabı yakmanın hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğinin altını çizen Harun Tokak, AKP iktidarı döneminde yaşanan ahlaki çöküntüye dikkat çekti.
"Bu adam Kur'an'ın fiziki sayfalarını yaktı. Ya siz Kur'an'ın ruhunu kül ettiniz. Yok ettiniz. Hırsızlık var, ahlaksızlık var... Kur'an'daki bütün ahlaki değerler sizin yüzünüzden cayır cayır yandı" ifadelerini kullandı.