Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Nemrut Krater Gölü'nün 2010 yılında Avrupa'nın seçkin destinasyonları arasına girmesiyle ilgili düzenlediği basın turuna katılan gazeteciler Bitlis Valisi Orhan Öztürk'ü ziyaret etti. Vali Öztürk, çözüm sürecinin bölgenin turizmine ciddi katkı sunduğunu söyledi. Bir ili tanıtmanın belgesellerle, broşürlerle, filmlerle değil de farklı şeyleri gerektirdiğini anlatan Vali Öztürk, bir yeri insanları, sanatçıları, edebiyatçılarının tanıtmasının önemine değindi.
Vali Öztürk, her yerin bir tanınmışlığının olduğunu söyleyip Diyarbakır'ı örnek verirken şöyle dedi:
"Mesela Diyarbakır'ı ne ile tanırız? Karpuzu, kadayıfı ile tanırız. Ama Diyarbakır'ın algısı ne? Eski kavramla dediğimiz gibi tarzı telakkisi ne? Diyarbakır Belediyesi'nin BDP'li olması ile işte, Kürdistan'ın başkenti olması ile tanınıyor. Halbuki Diyarbakır'da 150 tane de Eshab-ı Kiramın mezarı var. Gerçekten gelmişler ve kalmışlar. Bizim büyük bildiğimiz insanların meftun olduğu yerdir. Ama imajlar her şeyin önüne geçiyor. Biz imajı oluşturamıyoruz. Terör her şeyin üstüne geçmiş Diyarbakır'da. Ama Bursa'nın şeftalisi vardır. Ancak Bursa'da şeftali kalmamıştır. Terör olayları nedeniyle tanıtımda herhangi bir sıkıntı yaşanmıyor. Tanıtım bir algı ve imaj meselesidir. Biz bu algı ve imajları yönetme noktasında klasik yöntemleri yeni yeni terk etmeye başladık."
Vali Öztürk'ün açıklamalarının ardından makamdan ayrılan heyet daha sonra Şerefiye Külliyesi ve İhlasiye Medresesi'ni ziyaret ederek, Vakıflar Bölge Müdür Vekili Sait Sancar'dan bilgi aldı. (DHA)