Darbe girişiminin ardından günler geçmesine rağmen açıklanamayan bir sürü nokta var . Her açıklama , soruşturmadaki her ayrıntı soru işaretlerini daha da artırıyor. Hal böyle olunca akıllardaki soru işaretleri artıyor. Bu sorulardan bazılarını gündeme getiren Yeni Asya Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz Darbe girişiminin ardındam sis perdesinin dağıtılmadığını söylüyor .
İşte Güleçyüz'ün analizi
Sis perdesi- KAZIM GÜLEÇYÜZ /YENİ ASYA
Genelkurmay, 15 Temmuz kalkışmasından birkaç gün sonra yaptığı açıklamada “TSK içerisinde yuvalanmış, büyük çoğunluğu asker elbisesi taşıyan illegal çete mensubu hain teröristler (FETÖ) tarafından alçakça, kahpece gerçekleştirilen menfur darbe girişimi”ne katılanların TSK personel mevcuduna oranını yüzde 1.5, sayılarını da 1676’sı erbaş/er, 1214’ü askerî öğrenci olmak üzere 8651 olarak duyurmuştu.
Sonraki süreçte ordudan ihraç edilen ve tutuklanan 150’yi aşkın general ve amiral bu erbaşlara dahil mi, bilmiyoruz.
“Bizler Mustafa Kemal Atatürk’ün belirlediği istikamette yüce milletimizin emrinde yolumuza devam ediyoruz” mesajının da verildiği aynı açıklamada, darbe girişiminde kullanılan silah, araç ve malzemelerin dökümü ise şöyle verilmişti:
1. Uçaklarda % 7 (24’ü muharip 35 uçak)
2. Helikopterlerde % 8 (8’i taarruz 37 helikopter),
3. Tank ve zırhlı araçlarda % 2.7 (74’ü tank 246 zırhlı araç),
4. Gemilerde % 1 (3 gemi),
5. Hafif silahlarda % 0.7 (3992 adet).
Bu açıklama ve özellikle darbecilerin oranının yüzde 1.5 olarak verilmesi, 15 Temmuz sonrasında iktidar medyasının gözdesi haline gelen kimi Balyozcular tarafından tepkiyle karşılandı ve Genelkurmay’ı doğru söylememekle, meseleyi küçültmekle eleştirip suçlayanlar oldu.
Bunların içinde, TSK’daki “FETÖ”cülerin oranını yüzde 60, 70, hattâ 90’lara kadar çıkaranlar dahi var. Ama Genelkurmay açıklaması bu iddiaları doğrulamıyor.
Dikkat çeken bir diğer nokta, Genelkurmay açıklamasında darbe girişimi münhasıran “FETÖ”nün işi olarak gösterilirken, başka bazı yorumlarda Kemalist-ulusalcı ve çıkarcı grupların da dahil edilmesi. 15 Temmuz’u “başarısız olmaya programlanmış bir girişim” olarak niteleyen İlker Başbuğ da böyle diyenlerden.
Ankara Başsavcılığının soruşturmasında, o gece TRT’de darbe bildirisini okutan Yurtta Sulh Konseyinin kimlerden oluştuğunun belirlenememiş olması da, gözden kaçmaması gereken bir husus.
Velhasıl, 15 Temmuz üzerinde duran kalın sis perdesi hâlâ kaldırılmayı bekliyor.