DW'den Eray Görgülü'nin haberine göre, Sözleşmesi 2012'de imzalanan ve halen bitirilemeyen Ankara-İzmir Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattı projesinin tamamlanması 2025 yılına kaldı. İhalenin "ben yaptım oldu" zihniyetiyle yapıldığını savunan muhalefet, "İktidar, CHP'li belediyelerce yönetilen kentleri göz ardı etti" diyor.

Sözleşmesi 10 Haziran 2012 tarihinde imzalanan Ankara-İzmir YHT projesinin temeli 21 Eylül 2013 tarihinde atıldı. İlk olarak 2015 yılında tamamlanacağı açıklanan ancak daha sonra 2018'e kalan, sonra da her yıl ertelenen 640 kilometre uzunluğundaki hattın yapımı 10 yıldır tamamlanamadı. 2013 yılı yatırım programında tahmini maliyeti 3,5 milyar TL olarak öngörülen projenin maliyeti de aradan geçen sürede neredeyse 8 kat artarak 28 milyar TL'ye yükseldi. Bu yılki bütçeden 1,2 milyar TL'lik kaynak ayrılan projenin tamamlanması ise 2025 yılına kaldı.


Projenin 2007'den beri sürdürüldüğüne dikkat çeken CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter, "Kaç hükümet, kaç bakan, kaç ulaştırma genel müdürü değişti, hesap edemiyoruz" dedi. Yeterli araştırma, geliştirme projeleri yürütülmeden ihalenin açıldığını savunan Serter, bölgedeki obruk çukurlarına da dikkat çekti. Serter, "Sivrihisar civarlarında ve Polatlı'yı geçtikten sonra Eskişehir'e doğru olan yerde, tam tren hattının geçtiği yerde şu anda 21 adet obruk çukurları bulunmakta. Bundan dolayı buranın aşılması çok zor, kendilerini Afyon-Uşak hattında oyalamaktadırlar. Türkiye'nin milyarlarca eurosunu, milyarlarca TL'sini sokağa atmaktadırlar" dedi.

Bir İzmirli olarak artık bu hattın tamamlanmasını istediğini ifade eden Serter, "Bir kere daha söylüyorum, ben artık bu tren hattında bu trene binmekten vazgeçtim. Ankara'ya yaya yürümeye, at sırtında gitmeye hazırım diyorum" ifadesini kullandı. Serter, hattın yapımı uzadıkça ihale maliyetlerinin de arttığına dikkat çekti. Serter, hattın gecikmesine teknik ve ekonomik sebeplerin yanı sıra iktidarın İzmir'e yönelik siyasi yaklaşımının da etkili olduğunu ifade etti.

Serter, şöyle devam etti: "AKP zihniyeti şu ki eğer belediyeler, eğer oradaki halk benim değilse, bana oy atmamışsa onları kesinlikle cezalandıracağım, onların ihalelerini yaptırtmayacağım, hızlı tren hatlarını uygulamayacağım, onların metro sistemlerine imza atmayacağım, onların projelerini hep göz ardı edeceğim. Ama belediyeler benimse, oradaki milletvekillerinin sayısı bende çoksa ben oralara hizmet götüreceğim. Yani yüzde 50'si bendensin, yani yüzde 50'si düşman çocuğu."

İktidarın bu yaklaşımla yanlış yaptığını savunan Serter, "Normal zamanda yapılacak ya da erken seçimde, halk AKP zihniyetine cezasını verecektir" dedi. Son yıllarda Yüksek Hızlı Tren projelerine ciddi kaynak aktarıldığını ifade eden Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) Genel Sekreteri İsmail Özdemir de, buna karşın geçmişe kıyasla demiryolu imalatlarının vaktinde bitirilmediğini kaydetti. Özdemir, şunları söyledi:

"Bu durum tüm halkımızın yurttaşlarımızın cebinden çıkan kaynakların heba edilmesine neden olmaktadır. Bazı bölgelerde YHT çalışmaları hâlâ devam etmektedir. İzmir bölgesinde de devam etmektedir. İhaleyi alan üstlenici firma, projeye göre imalat yapması gerekirken sahadaki kontrolör arkadaşlarımızın baktığı ve kontrol ettiği şekliyle projeye göre imalat yapılmadığını bunu raporlar ettiğini sendikamıza bildirdiler." Raporları Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na bildirdiklerine dikkat çeken Özdemir, projenin daha sonra buna göre revize edildiğini ancak ne şekilde bu çalışmaların yapıldığının bilinmediğini söyledi. Özdemir, İzmir YHT hattı ile ilgili gördükleri çok sayıda eksikliği yetkili kurumlara ve Kamu Etik Kurulu'na yazdıklarına dikkat çekti.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yetkilileri ise hattın gecikmesine ilişkin DW Türkçe'nin yönelttiği soruları yanıtsız bıraktı.