32 yaşındaki ihraç astsubay Mesut Karaboyun, Almanya’nın Münih şehrinde yaşadığı eve yakın bir parkta 13 Mart Pazar günü kendini asarak intihar etti. Karaboyun’un cenazesinin annesinin yanına defnedilmek üzere memleketi Giresun’a gönderileceği belirtildi.
Ordu’da 5 Mart’ta KHK’lı polis memuru Ahmet Olgun, Ankara’da 7 Mart’ta KHK’lı Astsubay Emrah Hızarcı’nın intiharının ardından süreçteki hukuksuzluğa dayanamayan KHK’lı Astsubay Mesut Karaboyun da, Almanya’da yaşamına son verdi.
CEZAEVİNDE İLAÇ KULLANMAYA BAŞLADI
15 Temmuz sırasında İzmir’de Jandarma Astsubay olarak görev yapan Karaboyun’un 20 ay Şakran Cezaevinde tutuklu kaldığı kaydedildi. Tutukluluğu sırasında ilaç kullanmaya başlayan Karaboyun’un, rahatsızlığının Almanya’da da sürdüğü, ilaç tedavisi gördüğü belirtildi.
Edinilen bilgilere göre, annesini küçük yaşta kaybeden Mesut Karaboyun’u teyzesi büyüttü. 15 Temmuz sonrası görev yaptığı İzmir İl Jandarma Komutanlığı’ndan 686 sayılı KHK ile ihraç edilen Karaboyun, tutuklanarak İzmir Şakran Cezaevine konuldu. 20 ay tutuklu kalan Karaboyun, cezaevinden tahliye olduktan sonra yeni bir hayat kurmak için mülteci olmayı göze aldı. Büyük zorluklarla Yunanistan’a geçen Karaboyun, Haziran 2019’da Almanya’ya geldi.
HAKSIZ YERE ATILMAYI KABULLENEMEDİ
Oturumunu alan Karaboyun, Almanca’yı da kısa sürede öğrendi. C1 sertifikası alan Karaboyun, İngilizce’yi de öğrenerek, bir üniversitede bilgisayar teknolojileri alanında öğrenim görmeyi hedeflediği kaydedildi. Arkadaşları, genç yaşta önce ihraç edilen ardından da tutuklanan Karaboyun’un mesleğinden haksız yere atılmayı bir türlü kabullenemediğini aktardı.
Alman polisinin pazar günü eve gelerek Karaboyun’un bir parkta intihar ettiği bilgisini verdiği ifade edildi. Karaboyun’un cenazesinin defin için memleketi Giresun’a gönderileceği kaydedildi.
AĞIR İLAÇLAR KULLANIYORDU
Karaboyun’un yakın bir arkadaşı Boldmedya’ya yaptığı açıklamada, en son cuma günü görüştüklerini belirterek şunları anlattı: “Cezaevinde ciddi rahatsızlanmış. İlaçlar kullanmaya başlamış. Mesleğinden haksız yere atılmayı kabullenemiyordu.”