[Tarık Burak yazdı] Bir hocadan, bir alimden çok öte bir ufuk

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Ağustos 23 2019
Samanyoluhaber yazarı Tarık Burak'ın Hocaefendi'nin hayatını anlattığı yazı dizisi "Aşık-ı sâdık Fethullah Gülen Hocaefendi' serisinin 29'uncu bölümünü yayımlıyoruz.

Bir hocadan, bir alimden çok öte bir ufuk… 
TARIK BURAK

Aklı modern bilimlerden, kalbi manevi ilimlerden uzak, ancak ezber usulüyle onları sırtında taşıyan, sahabenin aşkını, şevkini yeniden uyaracak bir düşünceye, heyecana; bir mum tutuşturacak kadar iradeye sahip olmayan birileri kalkmış bugün Hocaefendi hakkında konuşuyor.  

“Hocaefendi, hülyalardaki yarınlara doğru köprü inşa eden salih zatların tacının varisi, onların son halkası, Üstad Bediüzzaman Hazretleri gibi Ehlullah’tan temayüz etmiş kimselerin kervanından bir zat. Bu ayardaki zatlar, bütün hayatlarını sıyam ve kıyamda geçirdiler; yaşatmak için yaşadılar. Yeryüzünün halifesi olan insanın, kendi ruhlarını yeniden ikameye yönelik olmayan hiçbir işe ayıracak zamanlarının olmadığını haykırdılar.” (Prof. Dr. Süleyman Aşrâtî, Vahran Üniv.)  


Fethullah Gülen Hocaefendi Edremit'te 16 Ağustos 1974'te son Cuma vaazını da kıldırıp cemaatle vedalaştı. Tayini Manisa'ya çıkmış, oraya gidecekti. 

Bu arada Hocaefendi’nin babası hasta olduğu için kendisi Erzurum’a gitti. Hocaefendi o günleri şöyle anlatıyor: “Tayinim Manisa'ya çıkmıştı. Fakat babamın hastalığını duyunca emri tebellüğ etmeden Erzurum'a gittim. Yanımda İlhan Bey, Dr. Kahid ve Muvaffak Bey de vardı. Babam ayakta idi. Yatağa düşmemişti. Fakat muayene eden doktor bana açık açık babamın hastalığını söylemişti. Kanserdi. Doktor kanaat olarak: ‘Ameliyat ettirseniz de ettirmeseniz de bir şey fark etmez, en fazla üç aylık ömrü var’ demişti. Ben de bir iki ağrı kesici aldırıp babama vermiştim.

Emri tebellüğ etme (Manisa'ya Tayin) vaktim gelmişti. Bu durumu babama arz ile elini öptüm ve 'Müsaade ederseniz gidip vazifeye başlayayım.' dedim. Bana: 'Gitme. Önümüzdeki perşembeden so

Bu haberler de ilginizi çekebilir