Bu bilgiler, 28 Haziran 2017’de gerçekleşen İdari Kurul toplantısının, The Black Sea tarafından ele geçirilip sızdırılan notlardan ortaya çıktı ve European Investigative Collaborations(EIC) ağında da paylaşıldı.
AB-Türkiye arasında iki yıl önce kabul edilen mülteci anlaşmasının asıl hedefi Yunanistan’a giden Suriyeli mülteci yükünü azaltmaktı. Anlaşmaya göre, AB Türkiye’ye, mültecilere yardım etmesi için, toplam 6 milyar avro sözü verdi.
Karşılığında Türkiye de sınırlarındaki güvenlik önlemlerini arttırmayı vaat etti. Avrupa Birliği Göç, İçişleri ve Vatandaşlıktan Sorumlu Temsilcisi Dimitris Avramopoulos 6 Mart’ta ilk 3 milyar avronun, Türkiye AB Mülteci Kampı’na tahsis edildiğini açıkladıktan sonra 14 Mart’ta, Avrupa Konseyi ikinci kısmı da onayladı.
Kampa için tahsis edilen ilk 3 milyara en büyük katkıyı Almanya, İngiltere ve Fransa sağladı. Sızdırılan notlar, anlaşma kapsamında yapılacak ikinci ödemenin İdari Kurul sırasında tartışılan bir konu olduğunu gösterdi.
Ve isimsiz bir Alman temsilci, “üç milyar avronun ikinci kısmıyla ilgili erken alınan karara” karşı uyrarak, ilk kısım sayesinde yeşeren projelere yoğunlaşmayı önerdi.
The Black Sea‘ye göre, sızdırılan dakikalar, 6 üye ülke arasında --Almanya, Fransa, Avusturya, İsveç, Danimarka ve Finlandiya-- “ortak bir bildiri” imzalandığını doğruluyor ve bu ülkeler Avrupa Konseyi’ne bir soru yöneltiyor: “Varsayılan bir ikinci ödemenin tamamen AB bütçesinden karşılanması nasıl mümkün olur?”
The Black Sea ayrıca, birçok üye ülkenin anlaşmadan çıkma yolları aradığını ve AB’nin Türkiye’yle olan rahatsız edici işbirliğini sorguladıklarını iddia ediyor. Sızdırılan notların gösterdiği ise, Türkiye’nin üçüncü bölümün ödenmesi için bastırıyor olduğu.
