Bir Çocuk Öldü... Allah’a şikayet et Ahmet sakın affetme kimseyi!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Mayıs 8 2020
"Koskoca bir devlet göz göre göre bir çocuğu öldürdü. Sosyal medyada bir eşşek sıpası için ortalığı ayağa kaldıranlar Ahmet için parmağını bile kaldırmadı. Çocuklar uyurken susulur ölürken değil diye slogan atan çoğunluğun sesi bile çıkmadı."
Erkan Çıplak | samanyoluhaber.com
Bir Çocuk Öldü

“Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız,o ülkene insanların nasıl öldüğüne bakın “ Albert Camus  

İzlediğim bir filmde “Keşke ölümü çocukların yetişemeyeceği bir yere koyabilsek” diye bir cümle duymuştum. Çünkü çocuk dediğimiz, yaradanın en güzel hediyesi, tertemiz bir varlık. Dini terminolojide çocuk sevmeyen insan merhametsiz, çocuk gülüşlerinin olduğu yerler cennet bahçesi olarak tanımlanır. Bu derece güzel olan varlığın kaybı da o derece şiddetli oluyor haliyle. Anonim kültürde “evladını kaybeden annenin karnında kırk mum yanar, acısı azaldıkça her gün bir tanesi söner ama bir mum sonsuza kadar yanar” ifadesi vardır. Bu misal evlat acısının büyüklüğü anlatmak için en iyi örneklerden biridir. Çocukları sevmek veya onlara üzülmek için evlat sahibi olmak gerekmez, merhamet sahibi olunması yeterlidir. Haber bültenlerinde bombalı bir saldırı sonrası ağır yaralı olarak  hastaneye kaldırılan Suriyeli çocuğun “Vallahi onları Allah’a şikayet edeceğim” cümlesini, kampa alınan anne babasını özlediği için yollara düşüp donarak ölen 3 yaşındaki Uygur çocuğun karlar içindeki cesedini, Meriç'te boğulan Feridun’u, Ege sularında son bulan hayatları nasıl unutabiliriz. Ve son olarak Ahmet’in babasıyla son telefon görüşmesini unutmak mümkün olacak mı?    

Sevgi dolu, anne babasını çok seven bir çocuk düşünün, önce babasını ayırdılar ondan. Yaşı gereği ne olup bittiği anlamadığından günlerce pencerede babasını bekledi ama gelmedi baba, göndermediler. Durumu kabullenen Ahmet hasretiyle yanıp tutuştuğu babasını ayda bir kez görüyordu artık. Ama bu Ahmet’e yetmiyordu. Çünkü onun  yaşında çocuklar babalarıyla parklarda bisiklete biniyor, futbol oynuyor ve kumdan kaleler yapıyordu. Ahmet ise sadece sınırlı bir sürede baba kucağında oturup, boynu bükük eve dönüyordu. Ahmet daha fazla bu yükü kaldıramadı ve küçük bedeni ha

Bu haberler de ilginizi çekebilir