Zarrab davasıyla ilgili Yeniçağ Gazetesi yazarı Ahmet Takan'dan ilginç bir iddia geldi. Takan'ın iddiasına göre, Türkiye Kıbrıs görüşmelerinde taviz karşılığında İngiltere'den Zarrab davasında arabulucu olmasını ve davanın büyümemesini sağlamasını istedi.
Yazıdan ilgili bölüm:
ABD ve Rusya, Suriye'nin paylaşımında anlaştı. Putin de Soçi'de, alınan kararları hem Türkiye'ye hem İran'a tebliğ edip imza attırdı. Sonra da Türkiye'deki iktidar, bataklıktan kurtulmak için her zamanki gibi boyaları dökülen algı operasyonlarına başlandı.
Zarrab davasından dolayı çok sıkışan ve Putin'e sırtını dayamaya çalışan Erdoğan'ın başka alternatifi kalmış mıydı?.. Bir de baktık ki; Trump ile görüşme fotoğraf karesine çağrılmayan Başbakan Binali Yıldırım İngiltere'ye yolculanmış. Yıldırım, Londra'da, -kanlı bıçaklı olduğumuz bir dönemde- "NATO'dan çıkacak değiliz" demiş, Suriye'de Esad'lı geçiş dönemi hakkında "başlangıçta olabilir" diye alabildiğine esnemiş!.. Başbakanlık kaynaklarından edindiğim bilgiye göre de, İngiltere'deki temasların örtülü gerçek gündem maddesi Kıbrıs'mış... Ne kadar manidar ki aynı gün ABD'de devam eden yargılama sürecinde Reza Zarrab'ın sanık olmadığı ortaya çıktı!.. Jüriye 175 kişi ve 119 firma ile ilgili "tanıdık mı?" listesi verildi. Ankara'nın derin kulislerinde listelerle ilgili muhtelif iddialar var. Sayının en az iki katı olduğu ve ABD'nin henüz bunu açıklamadığı şeklinde. Başbakan Binali Yıldırım'ın İngiltere ziyaretlerinin bize getirisi ne?.. Burada ne gibi bir diplomatik kazanım söz konusu olabilir? Bilinen gerçek; İngiltere, ABD'nin patronudur. Acaba, diplomaside hiçbir ağırlığı olmayan, pazarlıklarda ABD'den eli bomboş dönen Binali Yıldırım, İngiltere'ye arabuluculuk teklifinde bulunması için mi gönderildi?İngiltere'ye "ABD sizin sözünüzü dinler. Zarrab dosyasının daha fazla büyümesine engel olun. Kısıtlansın" teklifi mi yapıldı?.. Kıbrıs'ta verilebilecek tavizler karşılığında!..
İngiltere'nin ABD üstünde etkisini kullanması için farklı bir arabuluculuk teklifini Başbakanlığı döneminde Abdullah Gül'ün götürdüğüne bizzat şahit olmuştum!.. Suriye Ulusal Diyalog Konferansı'nın Şubat ayına ertelenmesine bir de bu çerçeveden bakın...Suriye... Irak... Soçi... Suriye Ulusal Diyalog Konferansı...
Zarrab'ın sanık olmayacağı dava... Kıbrıs... AB ile ilişkiler...Çok değil, 3 ay içinde Türkiye'yi hiç ummadığımız bir noktada bulabiliriz. Her şey "Zarrab ne kadar konuşacağa?" bağlı.
Soruyu düzelterek açayım; "Zarrab ne kadar konuştu da bunların ne kadarı açılacak?"..