"Mueller’in soruşturması bu soruları cevaplayabilir"
Kişisel Twitter hesabından, “Putin yönetimi, Ruslar tarafından işe alınmasından sonra Flynn’i Erdoğan yönetimiyle tanıştırıp ona kefil oldu mu?” sorusunu yönelten Bharara, eski FBI Başkanı Robert Mueller’in Rusya'nın ABD seçimlerine müdahale edip etmediğine yönelik soruşturmasının bu sorulara cevap verebileceğini kaydetti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise geçen hafta yaptığı açıklamayla, İran ve Türkiye vatandaşı 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturması şüphelisi işadamı Reza Zarrab davasının eski savcıları Bharara ve Joon H. Kim hakkında, soruşturma başlattığını duyurmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da aralarında bulunduğu birçok hükümet yetkilisi de Bharara’yı Gülen Cemaati’yle “yakın olmakla” suçlamıştı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın görevi başlaması sonrası Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atadığı Flynn, sadece 24 gün sonra seçim kampanyası sırasında Rusya'nın Washington Büyükelçisi Sergey Kislyakile yaptığı görüşmelerin içeriği hakkında Başkan Yardımcısı Mike Pence'i ve diğer bazı yetkilileri yanlış bilgilendirdiği gerekçesiyle istifa etmek zorunda kalmıştı.
Nisan ayında Rusya’nın ABD’deki seçimlere müdahalesinin araştırıldığı soruşturmaya dışarıdan özel savcı olarak atanan eski FBI Başkanı Mueller’in, Flynn'in "Türkiye ile olası bağlantılarını" da soruşturacağı belirtilmişti. Flynn'in Türk yetkililerle Fethullah Gülen'in kaçırılarak Türkiye'ye teslim edilmesi için pazarlık yaptığı iddiaları da ortaya atılmıştı.
Türkiye-ABD İş Konseyi Başkanı Ekim Alptekin'in sahibi olduğu Hollanda merkezli danışmanlık şirketi Inovo BV’nin de, Flynn'in şirketi Flynn Intel Group ile Ağustos 2016'da üç aylık bir sözleşme imzaladığı ortaya çıkmıştı. Flynn Intel Group'un Türkiye'nin ABD'li yatırımcılar gözündeki imajını düzeltmek için çalışmalar ve Gülen'in faaliyetlerine yönelik araştırmalar yapmasını öngören sözleşmenin imzalanmış olmasının ardından işbirliğinin ABD Adalet Bakanlığı’na bildirilmemiş olması da soruşturma konusu olmuştu.
ABD yasaları gereğince, bir Amerikan vatandaşının, yabancı bir devletin çıkarlarını temsil etmeye başladığı zaman Adalet Bakanlığı'na bildirimde bulunarak, kendisini "yabancı ülke lobicisi" olarak kaydettirmesi gerekiyor.