'Beni ayeti savunan adam olarak hatırlayın'

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Haziran 5 2018
''Bu herc-ü merçte benim payıma bir ayeti kerimeyi savunmak düs¸tügˆü için s¸ükrediyorum. Bundan duydugˆum s¸erefin hazzını yas¸ıyorum. Bir ayeti savunan dilime, yüregˆime sagˆlık… Çocuklarıma, torunlarıma, sevenlerime bırakacagˆım en anlamlı miras bu. Bir ayeti kerimeyi gözünü kırpmadan, dilini yumus¸atmadan, alacagˆı cezaya aldırmadan, bas¸ı dik savunan adam olarak hatırlasınlar beni. ''
Bülent Keneş / Tr724

Bundan tam 120 yıl önce, yani 13 Ocak 1898 günü Fransız L’Aurore gazetesinin birinci sayfası baştan aşağı tek bir metinle çıktı. Bu metin, ülkede o dönem yaygın olan anti-semitizmin kurbanı olarak casusluk suçlamasıyla müebbet hapse çarptırılan Fransız subay Alfred Dreyfus’un masumiyetine dair kaleme alınmış “J’accuse – Suçluyorum” başlıklı o meşhur açık mektuptu.

Mektup ünlü yazar Emile Zola tarafından Fransa Cumhurbaşkanı Felix Faure’ye hitaben yazılmıştı. Cinnet halindeki bir toplumda korkunç bir sosyal lince tabii tutulan Dreyfus, delillerin ciddiyetine bakma gereği bile duymayan, usule ve esasa dair pek çok hata yapan bir mahkeme tarafından mahkum edilmişti. Zola mektubunda bu hukuksuzluğa, keyfiliğe, yargı yoluyla zulme, adaletsizliğe ve lince veryansın ediyordu.

Zola’nın mektubu Fransa’da olduğu kadar dünyada da büyük yankı uyandırmış, tartışmalara yol açmıştı. Ancak, ceberrut muktedirler karşısında nasıl tavır alınması gerektiğine dair bugün bile milyonlara ilham kaynağı olan ne Zola’nın bu tarihi mektubu ne de Bernard Lazare’nin makalesine benzer çabalar vicdanını yitirmiş o günkü Fransa’da işe yaramıştı.

BUGÜNÜN MAZLUMLARI KENDİ KENDİLERİNİN ZOLALARI OLDU

Tam tersine Zola, iftira ve karalamayla itham edilmiş, kovuşturmaya uğrayınca da hapse girmemek için o meşhur mektubun yayınlanmasından 40 gün sonra ülkeden ayrılarak İngiltere’ye sığınmak zorunda kalmıştı. Bununla birlikte Zola’nın mektubu ve diğer bazı Fransız aydınlarının çabası tesirini zamanla göstermişti. Dreyfus mahkeme tarafından suçlu bulunsa da 1899’da affedilmişti. Bunun üzerine Zola, 1899 Haziran’ında yeniden ülkesine dönmüştü.

Dreyfus ise, 1906’da suçsuzluğunun tescili için temyize başvurmuş ve aynı yıl sadece mahkeme masumiyetine dai

Bu haberler de ilginizi çekebilir