Bart De Wever başkanlığındaki N-VA,
Flaman bölgesinde yüzde 31,7 oyla, 40 üyenin doğrudan seçildiği parlamentonun üst kanadına 9
senatör gönderirken parlamentonun alt kanadında yüzde 27,8 oyla toplam 150
koltuktan 27'sini kazandı.
Belçika nüfusunun yaklaşık yüzde 60'ının yaşadığı Flaman bölgesinde,
senato seçimlerinde yüzde 16,2 ve parlamento seçimlerinde yüzde 17,3 oy toplayan Hıristiyan Demokratlar (CD&V) ikinci sırayı aldı. CD&V bu sonuçla parlamentonun üst kanadına 4, alt kanadına 17 üye gönderdi.
2007 yılındaki bir önceki genel seçimlere ortak listeyle giren CD&V ve N-VA, Flaman bölgesinde, parlamentonun üst kanadında yüzde 31,4 ve alt kanadında yüzde 29,6 oyla ilk sırayı almıştı.
N-VA'nın senato seçimlerindeki yüzde 31,7 oyuna, yine
bağımsızlık isteyen aşırı sağ Flaman Menfaati'nin yüzde 12,3 oyu eklendiğinde, Flaman bölgesinde
ülkenin bölünmesinden yana oy kullananların oranı yüzde 44'e ulaştı. Belçika basını, Flamanların bağımsızlığından yana bazı
küçük partilerin aldıkları oylar da dikkate alındığında toplumun yarısına yansıyan bu talebin göz ardı edilemeyeceği konusunda birleşti.
-''ÜLKE EVRİM GEÇİREREK BÖLÜNDÜ''-
N-VA Başkanı Bart De Wever, seçim gecesinde yaptığı açıklamada, ''Bu (sonuçlar) ülkenin sonu değil. Ülke evrim geçirerek iki tam
demokrasiye bölündü'' dedi.
Flaman bölgesinde seçmenin değişim yönünde oy kullandığını belirten De Wever, Belçika nüfusunun kalan yüzde 40'ını oluşturan
Fransız toplumundan ''yan yana yaşayacak iki demokrasi gerçeğini kabullenmelerini'' istedi.
De Wever, ''değişime açık olması halinde'' Fransızca konuşan Valon bölgesinde oyların yüzde 35'ini alarak açık ara birinci çıkan sosyalistlerle (PS)
koalisyon görüşmelerine hazır olduklarını kaydetti.
-FRANSIZLAR SOLA KAYDI-
Federe yapılı Belçika'da kişi başına düşen gelirin yüksek olduğu Flaman bölgesi, seçimini ayrılıktan yana yaparken Fransızca konuşan görece fakir Valon bölgesi, sosyalistleri (PS) açık ara birinciliğe taşıdı.
Elio Di Rupo liderliğindeki PS, Valon bölgesinde senatoya yüzde 35,7 oyla 7 ve parlamentoya yüzde 37,6 oyla 26 üye göndermeyi başardı.
Valon bölgesinde bir önceki seçimlere göre yaklaşık yüzde 9 oy kaybeden liberaller (MR), yüzde 22,2 oyla 4 senatör ve 18 parlamenter seçtirebildi.
-İSTİKRARLI HÜKÜMET BEKLENTİSİ ZAYIFLADI-
AB dönem başkanlığını temmuz ayının başında İspanya'dan devralmaya hazırlanan Belçika'da
sürpriz seçim sonuçları, uyumlu koalisyon hükümeti bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattı.
Koalisyon hükümetlerinde baş
bakanlığın Flaman partilerince üstlenilmesinin yazılı olmayan anayasa kuralı haline geldiği ülkede, bölünme yanlısı Flaman İttifakı'yla hükümet ihtimalinin düşüklüğü dikkate alındığında diğer koalisyon seçenekleri yeni sorunlara kapı açıyor.
Flaman İttifakı'nın ardından senato ve parlamentoda en çok
sandalye kazanan Valon Sosyalistlerin başkanlığında hükümet kurulması durumunda başbakanlık Flamanlardan Valonlara geçmiş olacak. Flaman partilerin böyle bir koalisyon hükümetinde yer alma ihtimalinin oldukça düşük olduğu belirtiliyor. Flaman Hıristiyan Demokratların öncülüğündeki bir koalisyon hükümeti ihtimali ise Valon Sosyalistlerin kendilerinden daha az koltuğa sahip bir partiye başbakanlığı bırakmaya razı olmayacaklarından hareketle azalıyor.
Siyasi analistler, bu şartlarda en makul çözümün seçimlerin galipleri Flaman İttifakı'nın önderliğinde bir koalisyon olduğunu belirterek, Valon partilerin böyle bir koalisyona ancak ''Belçika'yı bölme'' söyleminin değişmesi halinde yeşil ışık yakacaklarını vurguluyor.
Kesinleşen seçim sonuçlarına göre, 40 üyenin doğrudan seçildiği senatoda, Flaman İttifakı'nın 9, Valon Sosyalistlerin 7, Flaman Liberallerin, Flaman Hıristiyan Demokratların, Flaman Sosyalistlerin ve Valon Liberallerin 4'er, aşırı sağ Flaman Menfaati'nin 3, Valon Hıristiyan Demokratların ve Valon
Yeşillerin 2'şer ve Flaman yeşillerin 1 koltuğu bulunuyor.
150 sandalyeli parlamentoya ise Flaman İttifakı'nın 27, Valon Sosyalistlerin 26, Valon Liberallerin 18, Flaman Hıristiyan Demokratların 17, Flaman Liberallerin ve Flaman Sosyalistlerin 13'er, Flaman Menfaatinin 12, Valon Hıristiyan Demokratların 9, Valon
Yeşillerin 8, Flaman Yeşillerin 5 üyesi seçilirken, kalan 2 koltuk popülist söylemli yeni partilere gitti.
-TÜRK KÖKENLİ 3 ADAY SEÇİLDİ-
Türk kökenli toplam 31
adayın yarıştığı seçimlerde, ikisi Flaman ve biri Valon bölgesinden 3 Türk parlamentoya seçilirken senatörlük için yarışanlar başarılı olamadı.
Anvers seçim bölgesinde Yeşillerin (Groen!) ilk sıra adayı Meryem Almacı, 25 bin 100 oy toplayarak 4 yıldır sürdürdüğü federal milletvekilliğine devam hakkı kazandı.
Flaman Yeşillerin önde gelen isimlerinden Almacı, seçim bölgesinde partisinin oyunu yüzde 1'e yakın artırarak yüzde 7,7'ye çıkardı. Bu sonuçla Yeşiller, Anvers'te ilk kez 2 milletvekilliği elde etti.
Aynı seçim bölgesinde, oy
patlaması yaşayan Flaman İttifakı'nın 4'üncü sıra adayı Zuhal Demir, 10 bin 248 oyla parlamentoya adım attı.
Valon kesimindeki Hainut seçim bölgesinde, sosyalistlerin 7'inci sıradan adayı Özlem Özen, 9 bin 256 oyla federal milletvekili olan 3'üncü Türk oldu.
Brüksel bölge hükümeti devlet bakanı Emir Kır, oyların yüzde 90'ı sayıldığında bile milletvekili gözükürken sayım sonuçlandığında yerini kaptırdı. Brüksel-Halle-Vilvord seçim bölgesinde sosyalistlerin 4'üncü sıradan adayı olan Kır, 17 bin 294 oy almasına rağmen seçilemedi. Aynı listede ikinci sırada bulunan adayın 9 bin 965 oyla ve üçüncü sırada bulunan adayın 15 bin 222 oyla seçilmesi dikkati çekti. Bakan Kır, seçim bölgesinde partisinin en çok oy alan 3'üncü adayı olmayı başardı.
Belçika'da uygulanan karmaşık seçim sisteminde, listelerin üst sıralarında bulunan adaylar daha az oy toplasalar bile parti oylarının dağıtılmasıyla avantaj sağlayarak seçilebiliyor.
Belçika'da bir önceki genel seçimlerde Anvers'ten Almacı'yla birlikte Limburg seçim bölgesinden Hilal Yalçın, Flaman Hıristiyan Demokratların yedek listesinden parlamentoya girmeyi başarmıştı.