CHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmesi Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanmasına tepki gösterdi.
Bekaroğlu, konuyla ilgili Meclis'te basın toplantısı düzenledi. "Muhalif basın, daha da ilerisi muhalefet eden herkese gözdağı vermek için tutuklandılar." diyen Bekaroğlu, hukukun, mahkemelerin baskı aracı olarak kullanılmasının çok acı olduğuna dikkat çekti. Bunun tuzun kokması anlamına geldiğini dile getiren Bekaroğlu, Türkiye'de son yıllarda mahkemelerin, hukukun ciddi bir şekilde baskı aracı olarak kullanıldığını vurguladı.
Can Dündar ve Erdem Gül'ün en kısa zamanda özgür olacaklarına inandığını kaydeden Bekaroğlu, muhtemelen bugün üst mahkemelere itiraz edileceğini söyledi. "Mahkemeler adalet dağıtır." diyen Bekaroğlu, şöyle devam etti: "Mahkemeler güçlünün değil zayıf olanın, mazlum olanın yanında yer alır. Devleti değil halkı korur. Aslında devlet de halkın daha rahat yaşaması için özgürlüklerini gerçekleştirmesi için insan haklarının korunması için vardır; başka bir şey için yoktur. Çok acıdır şu anda iktidarda bulunan arkadaşlar, Adalet ve Kalkınma Partililer bu ülkede uzun yıllar mağdur edildiklerini söylediler, adalet aradılar, eski düzene itiraz ettiler. Evet çok acıdır ki eski düzeni yeniden inşaa ettiler. Eski düzenin bütün araç ve gereçleri, bütün imkanları, bütün vesayet kurumlarını şu anda kendi iktidarlarını perçinlemek için acımasız bir şekilde kullanıyorlar. Bir zamanlar adil düzen diyen insanların, bugün itiraz etmiş oldukları mekanizmayı kendileri için kullanmaları, başkaları üzerine baskı kurmaları çok acıdır."
Gazetecilerin aslında idareyi denetlediğini ve bu anlamda milletvekilleriyle bir yakınlıkları olduğunu anlatan Bekaroğlu, milletvekillerinin de hükümetin yapıp ettiklerini denetlediğine dikkat çekti. Bir yerde denetim mekanizmaları işlemiyorsa orada demokrasinin olmayacağını belirten Bekaroğlu, sandıktan geliyor olmanın demokrasinin içinde kalmak anlamına gelmeyeceğini söyledi. Demokrasinin esasen halkın tercihlerinin, taleplerinin Ankara'da Meclis'te karara dönüşmesi olduğunun altını çizen Bekaroğlu, ancak mevcut sistemin halkın tercih ve taleplerinin duvara çarptığı bir sisteme dönüştüğünü ifade etti. Türkiye'nin en temel probleminin halkın taleplerinin değişik engellere takılarak karara dönüşmemesi olduğunu dile getiren Bekaroğlu, bu problemin 12 Eylül öncesi de olduğunu ancak 12 Eylül Anayasasının sistemleşip kurumlaştığını kaydetti. CİHAN