Türkiye'nin en büyük faz çalışması olan Sinovac Faz 3 çalışmasının koordinatörlüğünü de yürüten Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Murat Akova, "AB ülkelerinde Ağustos başından itibaren Delta varyantın artık baskın hale geleceği bildiriliyor. Türkiye için de durum farklı değil, kaç vaka Delta varyantı çıktı vs, bunun artık önemi yok, bayramdan sonra Delta varyantın ülkemizde de baskın hale geleceğini tahmin ediyoruz. Herkes sanki salgın öncesi dönemdeymişiz gibi maske, korunma önlemlerini bıraktı. Aşıdan da öte esas bilimsel kanıt, maske ve mesafenin halen en büyük korunma önlemi olduğudur. Üç doz aşı da olsanız şu anki aşıların tamamı yüzde 100 korumuyor. O nedenle önlemlere devam etmek zorundayız" dedi
mRNA aşılarının varyantlara karşı daha etkili olabileceği yönündeki tartışmalara da değinen Prof. Dr. Akova, bu konuda küçük çaplı da olsa bilimsel çalışmaların yapıldığını ancak henüz yeterli düzeyde kesinlik olmadığını, daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Prof. Dr. Akova, Batı ülkeleri başta olmak üzere dünyada aşıya ulaşabilen bir kesiminin mRNA ile aşılanıp diğer kesimin aşılanamamasının, salgını bitirmenin önündeki en büyük engel olduğuna dikkat çekerek inaktif, mRNA ya da diğer aşılar olsun, DSÖ'nün kriterlerini sağlayan her türlü aşıya ihtiyaç olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Akova sözlerini şöyle sürdürdü:
Aslında asemptomatik enfeksiyonla ilgili düzenli kontrollü bir çalışma yapılmış değil. Ama küçük çaplı çalışmalar var. O çalışmaların sonuçlarına göre asemptomatik enfeksiyonlara karşı bu aşıların (mRNA) etkinliği var deniliyor. İnaktif aşılar da ki sadece Sinovac değil diğer inaktif aşı olan Sinopharm'ın da sonuçları da 10-15 gün önce JAMA'da yayınlandı. Orada da aynı şey söz konusu. Bunlar asemptomatik yani hafif belirtili vakaları engellemiyor. Muhtemelen taşıyıcılığı da yani hastalanmadan virüsü etrafa yaymayı da engellemiyor. Ama şöyle bir şey var, Batı ülkeleri şu anda aşıya çok rahat erişiyor. Türkiye de öyle. Ancak dünyada hala aşılanmamış milyarlarca insan var. Afrika Kıtası'nın 1,5 milyar nüfusu olan kıtanın, sadece yüzde 2,5'i aşılandı. Bunun da yüzde sekseni Kuzey Afrika'da, yani Tunus, Cezayir Mısır, oralarda. Sahra altı Afrikası'nda, Güney Afrika'yı bir tarafa koyarsak, aşılanma oranları yüzde 1'in altında. Buralardaki toplumsal bağışıklık dediğimiz, toplumun büyük kesimlerini aşılamak için çok sayıda aşıya ihtiyacınız var. Bu gruplar içerisinde aşılamayı ne ile yaparsanız yapın, toplum içerisinde hastalığa bir bariyer koymuş oluyorsunuz. Ciddi hastalığı ölümü engellemiş oluyorsunuz. O aşamadan sonra da artık asemptomatik, semptomatik enfeksiyonların çok önemi kalmıyor. Yani toplumun yüzde 70'den fazlası aşılanacak olursa bunun çok fazla bir önemi kalmıyor. Ama küçük gruplarda toplumun yüzde 10'unu aşıladınız, onların içinde asemptomatik olup aşılıyım diye ortalığa saçanlar olduğu sürece enfeksiyon bitmez.