Beşinci yılını doldurmak üzere olan Suriye içsavaşında Rusya-İran-Şam bloğu stratejik önemdeki Halep'i muhaliflerlerden geri alarak "zafer" ilan etti. Esed karşıtı cepheyi oluşturan ABD-Türkiye-Körfez cephesi ise bu kritik gelişme karşısında sessizliğe büründü. Siyasi sessizlik bir yana, Halep'te Rusya ve Suriye uçaklarıyla bombalanan sivillere dair en ufak bir açıklama bile gelmiyor bu cepheden.

Rusya ile anlaştıktan sonra Suriye konusunda sessizliğe gömülen, dahası, 3 yıldır Esed'le anlaşmak için müzakereler yürüttüğü ortaya çıkan RTE başını kuma gömdü. 

Halep'teki katliamın enkazı arasından en büyük öfke de ona yönelik.

En çok ona kızgın Suriyeliler...

Bunun birçok nedeni var elbette.

Öncelikle Erdoğan, Suriye savaşının bu kadar derinleşmesinin en baş aktörlerinden biri.

ÖSO komutanlarından birinin 2 yıl önce verdiği röportajda söylediği gibi, RTE, "Ben sizi korurum" diyerek Suriye silahlı muhalefetini Esed'e karşı cepheye süren kişi.

açıklamasına inandık" diyen o ÖSO'cu, RTE'nin satış listesinin kendilerinden ibaret olmadığını bilmiyordu muhakkak.

Dahası, Erdoğan, Halep'in asıl cehennemi, radikal savaşçıların, El Kaide'nin, El Nusra'nın bölgede yuvalanmasının baş aktörü. Zira Türkiye sınırının kapalı olması durumunda radikal cihatçıların hareket kabiliyeti neredeyse yok olacaktı. Ama Erdoğan, halifelik hevesiyle radikal grupların Halep'e girişine, Esed'e karşı yürütülen savaşı "Ilımlı muhaliflerden" devralmasına zemin hazırladı. Cihatçılar Türkiye sınırını kevgire çevirdi, yaralıları Türkiye'deki hastanelerde tedavi edildi. Patlayıcı malzemeler, ağır silahlar Türkiye üzerinden El Kaide'ye ulaştı.

Gelinen nokta Halep'in iflası, Suriyeli sivillerin 5 yılda bilmem kaçıncı kez yeniden katliama uğraması. 

Haliyle bu kanda parmağı olan Erdoğan, Halep'in enkaz yığınları arasında adı nefretle anılan bir kâbusa dönüştü artık.

Hava saldırıları devam ederken "Son mesajlarını" dünyaya ileten muhalifler ve siviller, hesabı ahirete bırakır gibi RTE'nin ismini veriyor artık.