Şirin Payzın, Mehmet Uçum’a “Siz devleti temsilen burada bulunuyorsunuz. Cumhurbaşkanı devletin başı, herkesin başı. Bütün partilerin üstü olması gerekiyor. Madem bu kadar hassassak ve geçmişten ders aldıysak, ve bu kadar temkinliysek ve hukuk içindeysek. Sizce devletin mağdur ettiği vatandaşlarından en azından bir özür dilemesi gerekmez miydi? Bugüne kadar OHAL kapsamında atılan KHK’yla atılıp görevine geri dönmüşlerden hak ihlali yaşayıp hakları iade edilmişlere devlet adına bir tek özür gelmedi.” şeklinde bir soru yöneltti.
Soruyu yanıtlayan Mehmet Uçum, geçmişte dünyada yaşanan soykırımlardan örnek verdi. Özrün siyasi pozisyon ve tutum olduğunu belirten Uçum, özür dilemenin koşullarının oluşması gerektiğini savundu.
DEVLET KOŞULLAR OLUŞURSA ÖZÜR DİLER
Zamansız özür dilemenin de gecikmiş özür dilemenin de anlamlı olmadığını söyleyen Uçum, “Mücadelenin böyle bir noktada olduğu bir yerde bu devlet yani kendini demokratik yoldan güçlendirmeye çalışıp, demokratik bir akıl oluşturmaya çalışan bu devlet mücadelenin belli bir aşamasından sonra Türkiye’de hukuk düzenine ilişkin reform süreçlerine ilişkin belli bir aşamadan sonra onun koşullarının oluştuğunu gördüğü anda onu yapar.” şeklinde konuştu.
CEMAAT’E YÖNELİK OPERASYONLARA ABORJİNLER VE KIZILDERİRİLERE YÖNELİK KATLİAMLARLA KIYASLADI
Bugün devletten özür dilemesinin talep edilmesine değinen Uçum, devletin mücadele ettiği riskli alanlar açısından bir zaaf oluşturacağını öne sürdü. Uçum, bugün yaşananları Avusturalya ve ABD gibi devletlerin geçmişte yaptıkları soykırımlarla bir tutarak da itirafta bulundu. Demokratik devlet sistemlerinde bu şeyler olduğunu kaydeden Uçum, şu şekilde devam etti: “Aborjinlerden Avusturalya kaç yıl sonra özür diledi. Kızılderililerden ABD kaç yıl sonra özür diledi. Ermenilerle ilgili Türkiye kaç yıl sonra taziye yaptı.”