Çevre ve Ekoloji Hareketi (ÇEHAV) avukatlarından Erol Çiçek, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Çevre Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı hakkında suç duyurusunda bulundu. Avukat Çiçek suç duyurusuna gerekçe olarak; Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu ve İzmit Körfez Geçişi Projesinin ÇED sürecinin başlatılması istemiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü'ne yaptığı başvurunun reddine ilişkin kararın mahkeme tarafından iptal edilmesine rağmen projenin durdurularak ÇED sürecinin başlatılmamasını gösterdi.
Erol Çiçek'in, Ankara 12. İdare Mahkemesi'nde açtığı davada, Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu ve İzmit Körfez Geçişi Projesinin ÇED sürecinin başlatılması istemiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü'ne yaptığı başvurunun reddine ilişkin karar; Anayasal düzenlemeler, uluslararası metinler, yasa ve yönetmelik değişiklikleri, konuya ilişkin Anayasa Mahkemesi (AYM), Danıştay kararları ve AİHM içtihadını bir arada değerlendirerek, özellikle de AYM kararlarının bağlayıcılığı ilkesini göz önüne alınarak, iptal edilmişti.
Çiçek, mahkeme kararının kendisine ve davalılara tebliğ edilmesi üzerine, Çevre Şehircilik Bakanlığı'na başvurarak, projenin ÇED sürecinin başlatılmasını, inşaat faaliyetlerinin durdurularak mahkeme kararının uygulanmasını istedi. Mahkemenin, kararının yerine getirilmiş olması için, taraflara tebliğinden itibaren 30 gün içinde projenin inşaat faaliyetlerinin durdurulması ve aynı sürede ÇED sürecinin başlatılması gerektiğini ifade eden Çiçek, şunları dile getirdi: "Çevre Şehircilik Bakanlığı, 'İlgili mevzuat hükümleri ve Mahkeme kararları doğrultusunda gerekli olan idari işlemler Bakanlığımızca yerine getirilecektir' cevabı vermesine rağmen ÇED sürecinin başlatılmasına ilişkin bir çalışma yapmamıştır. Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü'nün ÇED uygulamalarıyla ilgili web sitesine girildiğinde de ÇED sürecinin başlatıldığına ilişkin bir çalışmaya rastlanmamıştır. Ulaştırma Bakanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğü'nün de aynı 30 günlük süre içerisinde projeye ilişkin inşaat faaliyetlerini durdurması gerekirken inşaat faaliyetlerini sürdürmektedirler."
İLGİLİLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Projenin devam ettiğini, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın da "Mayıs sonunda açılacak" beyanında bulunduğunu hatırlatan Çiçek, ilgililer hakkında Orhangazi Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunu kaydetti.
Çiçek, şöyle devam etti: "Suç duyurusunda Başbakan Ahmet Davutoğlu, T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı ve Karayolları Genel Müdürü İsmail Kartal şüpheli olarak gösterildi. Şüphelilerin açık Anayasa ve kanun hükümlerine rağmen yargı kararını uygulamayarak, Anayasayı cebren ihlal ettikleri iddia edildi. Yargı kararlarının uygulanmaması nedeniyle, kişilerin adil yargılanma hakkı, bununla birlikte yaşam hakkı ve sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakları, Anayasa ve yasa hükümlerine rağmen ihlal edilmektedir. Ülkemizde yargı kararlarına uyulmaması bir istisna olmaktan çıkmış, adeta kural haline gelmiştir. Şu anda AİHM önünde olan Cargill süreci, ÇED Yönetmeliği geçi m. 3 süreci Artvin Cerattepe ve daha birçoklarında olduğu gibi yargı kararlarına devletin bilinçli ve sistematik biçimde uymadığı, yok farz ettiği ve böylece bildiğini okumaya devam ettiği görülüyor."
"YARGI KARARLARININ UYGULANMAMASI ANAYASANIN CEBREN İLGASI DEMEK"
Yargı kararlarına uymayan devletin yurttaşlardan da yasalara uymasını bekleyemeyeceğinin altını çizen Çiçek, gelinen yerde yargı kararlarının uygulanmamasının Anayasayı cebren ilga anlamına geldiğini belirtti. Çiçek, "Anayasaya göre egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir ve Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır ve bu organlardan biri de bağımsız mahkemelerdir. Anayasaya göre, hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamayacağına göre yapılan iş cebren Anayasayı ilga anlamına gelmektedir. Anayasa'nın 176 maddesine göre, Anayasanın başlangıç kısmı Anayasa metnine dahildir. Anayasa, fikir, inanç ve kararıyla anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere. Türk milleti tarafından, demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunduğunu göre, başta Anayasal kurumlar olmak üzere, Türk Ulusu Anayasayı cebren ihlal edenlere karşı meşru zeminlerde gereğini yapmalıdır."
DAVA SÜRECİ
Erol Çiçek, 7 Temmuz 2014'te dilekçe ile Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu ve İzmit Körfez Geçişi Projesi'nin ÇED sürecinin başlatılması talebiyle Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) aracılığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na başvurdu. Bakanlık Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü, 22 Temmuz 2014 tarihinde, talebe ilişkin başvuruyu 'Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu ve İzmit Körfez Geçişi Projesi'nin ÇED sürecinden muaf olduğu' gerekçesi ile reddetti. Bunun üzerine avukat Çiçek, durumu yargıya taşıdı. Ankara 12. İdare Mahkemesi, süreç, ilgili Anayasal düzenlemeler, uluslararası metinler, yasa ve yönetmelik değişiklikleri, konuya ilişkin Anayasa Mahkemesi (AYM), Danıştay kararları ve AİHM içtihadını bir arada değerlendirerek, özellikle de AYM kararlarının bağlayıcılığı ilkesini göz önüne alarak, 'artık muafiyet kapsamında düşünülemeyecek olan Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu ve İzmit Körfez Geçişi Projesi için ÇED sürecinin başlatılması yolundaki davacı isteminin reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığına" karar verdi. Tamamı kadın hakimlerden oluşan mahkeme, 02 Ekim 2015 tarihinde bakanlığın dava konusu işleminin iptaline oy birliğiyle karar verdi.
CİHAN