Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, beraat eden KHK’lıların bile göreve iade edilmediğini hatırlatarak, “Keyfi bir kararla bu insanları açlığa mahkum ediyorsunuz. Takipsizlik alanlar, beraat edenler bile görevine iade edilmiyor. Biz nasıl hukuk devleti olacağız?” dedi.
Fox TV’de ‘Çalar Saat’ programına konuk olan Erinç Sağkan, İsmail Küçükkaya’nın, “KHK’lılar sürekli olarak ‘bizim hak mağduriyetimiz var, demokratik bir hukuk devletinde olmaması gerekenleri yaşıyoruz’ diyorlar. Hakkılar mı?” sorusu üzerine şunları söyledi:
TAKİPSİZLİK ALANLAR BİLE GÖREVİNE İADE EDİLMİYOR
"Kesinlikle haklılar. Bakın bu çok önemli bir konu. Devletinize, yargınıza güvenmek istiyorsunuz. Kamu çalışanısınız. Özel sektörü tercih etmemişsiniz. Bir gün sabah kalkıyorsunuz, göreviniz sona erdirilmiş. Yargıya gidiyorsunuz, hakkınızda soruşturma bile yok. Soruşturma olup takipsizlik alanlar var. Yargılanıp beraat edenler var. OHAL Komisyonu hiç birini görevine iade etmiyor.
SAVCILIK MAKAMI ‘DELİL’ BULAMIYOR
Biz nasıl bir hukuk devletinden bahsedeceğiz? Sizin kendi savcılık makamlarınız bu kişilerin terör örgütüyle bir bağı olmadığını ortaya koymuş. Ama keyfi bir uygulamayla ‘sizin irtibat ve iltisakınız var, biz öyle takdir ettik’ diyorsunuz. Ve bu kişileri açlığa mahkum ediyorsunuz.
KHK’LILARIN SESİNİ DUYAN YOK
15 Temmuz’dan sonra bizim hukuk literatüründe hiç duymadığımız bir kavram ortaya çıkarıldı; irtibat ve iltisak adı altında. İstenilen kişiler ‘terör örgütüyle irtibatı, iltisakı vardır’ denilerek, hiç bir mahkeme kararı olmaksızın bir çuvalın içine atıldılar. KHK ile işlerinden atıldılar. Haklarını arıyorlar ama kimse seslerini duymuyor.
İRTİBAT VE İLTİSAK KAVRAMLARININ TARTIŞILMASI BİLE SÖZ KONUSU OLAMAZ
İrtibat ve iltisak dediğimiz konunun bir hukuk devletinde tartışılması bile söz konusu olamaz. Eğer bir kişinin terörle bir bağı varsa, soruşturursunuz, yargılarsınız. Ancak bu kavram çok kötüye kullanıldı. İstenilen kişiler bu çuvala atıldı. Suçların ve cezaların şahsiliği ilkesi. Benim suçumdan dolayı yakınım zarar görmemeli."