Barkey'in sözlerinden ders çıkarmamız gereken çok nokta var diyen Ilıcak'ın yazısında ilginç detaylar var...
İşte o yazı
***
Barkey’in sözlerinden ders çıkarınız
Eski Dışişleri mensubu, ABD'nin Türkiye uzmanı ve Lehigh Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Henri Barkey, hepimiz için zihin açıcı açıklamalarda bulundu. Barkey, Ruşen Çakır ile Periscope üzerinden konuştu, Zaman'a kayyım atanmasını eleştirdi.
*“Amerika'da kimse FETÖ'nün terör örgütü olduğuna inanmıyor. Bizim bildiğimiz terör örgütü, sağa sola bomba atan insanlardır. Fethullah Gülen'in ya da çevresindekilerin veya Zaman'daki yazarların bomba attıklarını görmedik.”
*“Eğer bürokraside paralel bir yapılanma olmuşsa, bu hükümetin bilgisi dâhilinde gerçekleşmiştir. O yüzden ABD'de, bu iddiayı da pek ciddiye almıyorlar.”
*“CIA ile ilişkisi var mı?” sorusu üzerine, “Türkiye'de hep böyle komplo teorilerine prim veriyorlar.”
-ABD, Gülen'i sınır dışı edecek mi?
Barkey'in cevabı, aynı zamanda Türk yargı sisteminin içler acısı durumunu da gözler önüne seriyordu: “Obama istese de Gülen'i sınır dışı yapamaz. Önce mahkeme kararı gerekir. Mahkemeye delil sunmanız lâzım. Delil ne? Türkiye, Gülen hakkındaki iddiasını destekleyen kanıtları içeren bir dosyayı göndermesi icap ediyor. ‘Bir paralel oluşum var, onun başında da Fethullah Gülen yer almakta' diyor Türkiye. Ama Amerikan kanunlarına göre bunu ispatlamanız lâzım.”
*Ve son olarak, Obama'nın Tayyip Erdoğan'la görüşme hususundaki isteksizliği: “Erdoğan yakında ABD'ye geliyor. Obama'yla görüşmeye çalışıyor. Bir cami açılışına Obama'yı getirmeye gayret ediyor. Fakat, bence, Obama gitmeyecek.”
***
Çıkarılması gereken dersler:
1) Başkanlık sistemi, Yürütme'nin, Yargı'ya tahakküm ettiği bir sistem değildir. Aksine, Yargı'nın, Yürütme'yi sıkı bir şekilde denetlediği uygulamanın adıdır. Tayyip Erdoğan'ın arzu ettiği ise, bugüne göre daha etkili bir şekilde mahkemeleri kontrol altında tutmaktır. Bunun adı, Başkanlık değil, sultanlıktır.
2) Tayyip Erdoğan'ın cümleleriyle ifade etmek gerekirse: “Müddei, iddiasını ispat etmekle mükelleftir.”
Siz, “terör örgütü” ya da “paralel yapı” dediğiniz için, Cemaat, o tarif içinde yer almaz. Örgütü kanıtlayacak somut ilişkiler ve terörü ispatlayacak bombalı eylemler gerekir. Buradaki gibi, bir biriyle ilişkisiz davaları peş peşe sıralayarak, herkesi aynı örgütün içine sokmak ve teröre kanıt olarak da polisin sahip olduğu tabancaları göstermek, medeni dünyada, bunu yapanları, sadece küçük düşürür. Maalesef, ülkemizde, din ve Cemaat düşmanlığı sebebiyle, hukukun objektif kuralları terk edilmiş ve ne kadar kabahat ya da suç varsa, hiçbir ispat mükellefiyetine girişmeden, her biri Cemaat'in sırtına yüklenmiştir. Bir şehir efsanesi şeklinde, Gülen ve arkadaşları, bütün musibetlerin baş sorumlusu ilân edilmiştir.
Henri Barkey'in, bizim meslektaşlara ve siyasetçilere, hukukun bu genel ilkelerini hatırlatması çok iyi oldu. Belki silkinip, akılları başlarına gelir.