Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan 15 baro başkanı, çözüm sürecinin devam etmesi ve çatışmasızlık ortamının kalıcı bir barışa çevrilmesi konusunda siyasi partileri uyardı.
Mardin Barosu'nda bir araya gelen Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkâri, Iğdır, Kars-Ardahan, Muş, Siirt, Şırnak ve Şanlıurfa baro başkanları; siyasi partileri gerek koalisyon arayışları ve gerekse de yeni yasama dönemi faaliyetlerinde çözüm sürecini ve yeni, çoğulcu, çağcıl, sivil bir anayasayı esas alma çağrısında bulundu. 15 baro başkanı adına basın açıklamasını Mardin Baro Başkanı Azat Yıldırım yaptı.
Çözüm sürecinin devam etmesi için tarafları uzlaşmaya davet eden Mardin Baro Başkanı Azat Yıldırım, Kürt sorununun barışçıl bir şekilde meclis çatısı altında çözümü konusunda eşsiz bir fırsat sunduğunu söyledi. Oluşan meclis yapısı ve sorunun çözümünde sivil siyasetin elinin güçlenmesi karşısında ateşkesin bozulması ile bütün bir siyaset kurumunun yara alacağını belirten Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: "Kürt meselesinin çözümüne dair büyük bir toplumsal destekle devam eden çalışma ve arayışların, seçim sürecinde gündelik siyasal kaygılarla askıya alınması ve adeta bizzat siyasetçiler eliyle itibarsızlaştırılmasını, halk 7 Haziran seçimlerinde ortaya koyduğu tercih ve çözüm sürecine verdiği güçlü destekle onaylamış ve siyaset kurumunu sürecin devamından yana cesaretlendirmiştir. 7 Haziran seçimlerinin tartışmasız en önemli sonucu HDP'nin seçim barajı ile somutlaşan resmi paradigmayı yıkmış olmasıdır. Kürt sorununun barışçıl çözümü ile doğrudan ilişkili olan bu sonuç, Kürt sorunun barışçıl bir şekilde meclis çatısı altında çözümü konusunda eşsiz bir fırsat sunmuştur. Ancak bu güçlü destek ve sivil siyasetin biricik yol olduğu gerçeğine rağmen, seçim öncesi oy kaygısı ile oluşan belirsizlik hali bugün yerini maalesef hükumet kurma çabalarındaki kaygılara bırakmıştır."
'TÜRKİYE'NİN İÇ BARIŞI ÖNEMLİDİR'
Çözüm sürecinin önemine herkesin dikkat çekmesi gerektiğini ifade eden Yıldırım şöyle konuştu: "Hukuksal, siyasal, ekonomik ve soysal boyutları olan ve dolayısıyla
bireylerin ve toplumun günlük yaşamı kuşatan ve doğrudan etkileyen bu soruna dair çözüm çabalarının çevresel faktörler de dikkate alındığında ara dönemler gerekçe gösterilerek ertelenemeyecek kadar acil olduğu ortadadır. Ortadoğu'da dengelerin, gücün, sürekli olarak değişmesi karşısında belki de tek değişmeyecek gerçek hem Türkiye'nin iç barışı hem de bölge barışı için Kürt meselesinin bir an önce çözülmesi gerektiği gerçeğidir."
'YENİ BİR SİVİL ANAYASA ŞART'
Siyasi partileri gerek koalisyon arayışların ve gerekse de yeni yasama dönemi faaliyetlerinde, çözüm sürecini ve yeni, çoğulcu, çağcıl, sivil bir anayasayı esas almaya davet ettiklerini vurgulayan Yıldırım, "Hükumeti seçim öncesinde başlayan ve en son Ardahan'da bir kişinin yaşamını yitirmesi ve iki kişinin yaralanması ile sonuçlanan ve her türlü provokasyonu tetikleyen olaylara ilişkin açıktır. Şeffaf, etkin ve toplumu tatmin edici soruşturmalarla güven tesis edilmesi gerekir. Barıştaki ısrarı ve çözüm sürecindeki tartışmasız rolü nedeniyle Sayın Abdullah Ocalan ile görüşmelerin gerek siyasetçiler gerekse de avukatlar düzeyinde yeniden ve acil olarak başlatması gerekir. Türkiye'yi sadece Kürtler için değil, Suriye'de yaşayan bütün etnik ve dini farklılıklar için insani bir yaşam alanına dönüşen Rojava'ya dair siyasetinin barış sürecinin bir parçası olduğunu unutmadan gözden geçirmeye ve bu konuda özellik Kürt toplumunu yaralayan siyaset dilinin değiştirmeye davet ediyoruz. Oluşan meclis yapısı ve sorunun çözümünde sivil siyasetin elinin güçlenmesi karşısında ateşkesin bozulması ile bütün bir siyaset kurumu yara alacaktır. Bu nedenle tüm tarafları çatışmasızlık ortamının kalıcı bir barışa çevrilmesi konusunda ısrarcı olmaya, barışa hizmet etmeyecek, söylem, tutum ve açıklamalardan kaçınmaya davet ediyoruz." dedi. CİHAN