Bankaların döviz işlemlerinde alış-satış makası dün itibarıyla 1,3 lirayı aştı.
Döviz cinsinden ödeme yapması gereken sanayiciler, ödemelerinin olduğu gün dövizi 19,40’tan bozdurup, 15-20 gün sonra bankalardan 20,5’ten geri alınca zarar etmeye başladıklarını; maliyet hesabı yapmakta ve fiyat belirlemekte zorluk yaratan bu durumun etkilerinin en geç seçimden sonra iç piyasadaki fiyatları artıracağını söylüyor.
Sozcu.com.tr’ye konuşan TOBB Başkan Yardımcısı ve Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, “Resmi kurun maliyet kuruyla ilgisi yoksa, maliyet kuru kullanılır. Bunu fiyat artırıcı bir unsur olarak görebiliriz” dedi.
Ostim Sanayici ve İş İnsanları Derneği (OSİAD) Başkanı Süleyman Ekinci ise, bu zamlardan otomotivden mobilya ve dış cephe kaplamaya, çatal bıçaktan cam ürünlerine kadar birçok ürünün nasibini alacağına işaret etti.
‘HERKES 21 TL’LİK DOLARI BAZ ALIYOR’
Sozcu.com.tr’ye konuşan Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar, “Aldığınızla sattığınız döviz arasında 1 TL’den fazla fark var. 19,4-19,5’ten bozduğunuz doları almaya kalktığınızda 20,5-21 seviyeleriyle karşılaşıyorsunuz. Bu da döviz borcu olanların maliyetini etkileyen bir durum. Maliyet yaparken herkes 21 liralık doları baz alıyor” diye konuştu.
‘ÜRÜN FİYATLARINA YANSIYACAK’
Ayhan Zeytinoğlu’nun aktardığına göre ise, dövizde alım ve satım arasında açılan makasın her geçen gün büyümesi özellikle ithalat yapan ihracatçıları olumsuz etkiliyor.
Türkiye’deki önemli oranda ihracatçının aynı zamanda ithalatçı olmasından dolayı da çok geniş bir kesim bu durumdan olumsuz etkilenerek maliyet hesabı yapamaz hale geldi.
“Genelleme yaparsak, 100 liralık ihracat yapan bir kişi 70 liralık da ithalat yapıyor” diyen Zeytinoğlu, “Dövizde alım ve satım arasındaki makasın açılması maliyet olarak geri dönüyor ve sanayicinin kasasına zarar olarak yazıyor” dedi.
Bu maliyet artışlarının ürün fiyatlarına ‘yansıtılabildiği kadar yansıtılacağını’ söyleyen Zeytinoğlu, “Dolayısıyla bu aslında fiyat artışı anlamına gelir” dedi ve şöyle devam etti:
“Ağırlıklı olarak ithalata dayalı ihracat yapan sektörler, yani demir-çelik, makine, değerli metaller, alüminyum, bakır gibi metaller ve ham maddesi Türkiye’de üretilmeyen tüm diğer sektörlerin ve buna bağlı nihai ürünlerde sorunlar oluşacaktır.
Bir etkisi de, ham maddeyi ithal eden ihracatçı mal temininde zorluk yaşarsa ihracatı düşebilir.”
‘ETKİSİ EN GEÇ SEÇİMDEN SONRA GÖRÜLÜR’
Süleyman Ekinci de döviz işlemlerinde açılan alım ve satım farkından özellikle etkilenecek alanları plastik sanayi, medikal ürünler, kimyevi malzemeler, demir çelik, ahşap ürünleri, ilaç sanayinden iplik ve kereste olarak sıraladı ve bu alanlara bağlı olan nihai ürünlerde de yeni fiyat artışları olabileceğini söyledi:
“Girdi fiyatı, maliyeti ne ise ürünün fiyatına da yansıyor bu oran. Halihazırda fiyatlara yansıyan bir artış yok ama böyle giderse bir hafta, on gün içinde yansır, en geç seçimden sonra etkileri görmüş oluruz.”
‘İŞLEMLER SADECE KAPALIÇARŞI’YA DEĞİL, KAYIT DIŞINA DA KAYDI’
Öte yandan Ekinci, kurda alım ve satım arasındaki açılan makastan dolayı ‘iç piyasa barışının bozulduğunu’ ve ihracattaki kâr marjının aşağı çekildiğini ifade etti ve bu durumdan korunmak için kayıt dışına yönelimin arttığının da altını çizdi.
“İhracatta ve iç piyasada şöyle bir sıkıntı var: Yurt dışına mal gönderdiğinizde gelen dövizin yüzde 40’ını TL’ye çevirme zorunluluğu var. 20-25 gün sonra da döviz cinsinden ödemeler oluyor. O gün 19,40’tan bozdurulan döviz, 20 gün sonra 20,5’ten geri alınıyor” diyen Ekinci, şöyle devam etti:
“Dövizle mal alıp, burada satıp, döviz borcunu ödeyenler için aradaki kur farkı neyse o kadar zarar oluşuyor. Firmalar da kendini korumak için serbest piyasadaki kurdan alım yapıyor. Kimse bankalardan işlem yapmak istemiyor. İşlemler sadece Kapalıçarşı da değil, döviz büroları hatta tabiri caizse merdiven altına, açıktan işlem yapanlara yani kayıt dışına kaymaya başladı.”