TÜSODER'in, hesap işletim ücretinin yürütmesinin durdurulması için açtığı davayı Danıştay 15. Dairesi reddetmiş, dernek bu karara itiraz ederek, 17 Mart 2015 tarihinde, yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay İdari Dava Daireleri'ne başvurmuştu.
TÜSODER, 3 Ekim 2014 tarihinde yürürlüğe giren Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliği yargıya taşımıştı. Danıştay’dan "tüketicileri sevindirecek" karar çıktığını belirten Tüsoder Genel Başkan Vekili Avukat Rıdvan Yıldız, "Açtığımız davada yönetmelikle belirlenen bazı ücretlerin yürütmenin durdurulmasını ve iptalini istemiştik" dedi ve ekledi:
"Danıştay İdari Dava Daireleri yaptığımız itirazı haklı görerek bankaların aldığı hesap işletim ücretinin haksız olduğu değerlendirmesiyle yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bu karar, bankaların artık tüketicilerden hesap işletim ücreti alamayacağı ve bu yönetmeliğe dayanarak tahsil ettiği bedellerin dayanaksız kaldığı anlamına geliyor. Bankalar artık Danıştay’ın nihai kararına kadar tüketicilerden hesap işletim ücreti tahsil edemeyecekleri gibi tahsil ettikleri hesap işletim ücretlerini iade etme yükümlülüğü altındadır. Hesap işletim ücretinden bankaların bir yılda elde ettiği yaklaşık gelir 10 milyar TL civarında olup, bu kararla bankaların haksız elde ettiği büyük bir mablağa dur denmiş oldu. “
"Hesap işletim ücreti mükerrer ücret alınmasına yol açıyordu"
"Hesap işletim ücreti esasında mükerrer ücrete yol açmaktaydı" diyen Yıldız, şöyle devam etti: "Örneklendirmek gerekirse; spor salonuna yıllık ücret karşılığında abone olan kişiden aynı zamanda spor salonunu her kullandığında giriş ücreti, ağırlık kaldırma aletini, yürüyüş bandını kullanma ücretleri talebi nasıl kabul edilemezse bankacılığın sektörünün rutin işlemlerinden olan havale, EFT ve benzeri ücretler yanında ayrıca 'hesap işletim ücreti' adı altında ücret alınması kabul edilemezdi. Çünkü bankalara para transferi, eft, havale, swift gibi işlemlerden ücret alınmasına imkan tanıyan Yönetmelik, ayrıca hesap işletim ücreti de alınmasına imkan tanıdığından mükerrer ücretlendirmeye yol açıyordu."
Bankaların, müşterilerinin hesabındaki vadeli mevduata faiz belirlerken tüm maliyet unsurlarını gözeterek oran belirlediklerini vurgulayan Yıldız, "Vadesiz mevduatı ise faiz ödemeden kullanmakta ve buna göre kendi belirlediği faiz oranı ile fiyatlandırıp ihtiyaç sahiplerine fonlama yapıyor. Maaş Hesabı, Emekli Aylığı, Öğrenci Harcı Ödemesi, İcra Müdürlüğü Tahsilâtı gibi yasal zorunluluk nedeniyle açılmış hesaplara 'hesap işletim ücreti' yansıtılması tüketici mecburiyetini kötüye kullanarak haksız kazanç sağlanmasına neden oluyordu. Bu durum, bir koyundan birden çok post elde edilmesine yol açıyordu. Danıştay, hesap işletim ücretine dur diyerek tüketicinin haksız bedel ödemesinin önüne geçti” diye ekledi.
"Tahsis ücreti ve nakit avans çekim ücreti de iptal edilebilir"
İptal davası sürecinin devam ettiğine dikkat çeken ve 28 Mayıs 2014’te yürürlüğe giren yeni Tüketici Kanunu’nun 31. Maddesi 3. Fıkrasında kart çıkaran kuruluşlara tüketicilere aidatsız kredi kartı sunma zorunluluğu getirilmiş olduğundan kart aidatını dava konusu yapmadıklarını belirten Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz, davamızda hesap işletim cüreti yanında tahsis ücreti ve nakit avans çekim ücretinin de iptalini istedik. Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararında hakimlerin bir kısmının bu ücretlerin iptal edilmesi yönünde görüşleri bulunmaktadır. İptal davası sürecinde bu haksız ücretlere de Danıştay’ın dur diyerek iptal etme ihtimali de yüksektir. Hesap işletim ücreti müjdesinden sonra tüketicilere haksız olarak yansıtılan diğer bedeller bakımından da iptal müjdesi vereceğimize inanıyoruz.”
Tüketici Sorunları Derneği Genel Başkan Vekili Avukat Rıdvan Yıldız, "Hesap işletim ücreti mükerrer ücret alınmasına yol açıyordu" dedi.
DHA