Banka hissedarlarının avukatı Süleyman Taşbaş, yasaların gerektirdiği tüm başvuruları yaptıklarına dikkat çekerek, hukuksuzluğun biran önce sona erdirilmesini istedi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) Bank Asya yönetimine hukuksuz müdahalesi 40 günü aştı. Bank Asya’nın hissedarları, müdahaleye bahane gösterilen eksik evrakların yüzde 85’ini teslim etmesine rağmen işgal devam ediyor. Hissedarların avukatı Süleyman Taşbaş, yasaların gerektirdiği tüm başvuruları yaptıklarını, bu hukuksuzluğun daha fazla sürmemesi gerektiğini söyledi. Her iki kurula hukuksuz işgali sonlandırma çağrısını yineleyen Taşbaş, hukuksuz şekilde başlatılan müdahalenin devamının da anayasal bir suç olduğuna dikkat çekti.

Avukat Süleyman Taşbaş, bankacılık sektöründe, özellikle faizsiz bankacılık alanında ekonomik yapısı en sağlam bir kurum olan Bank Asya’ya yapılanın hiçbir kanun ve anayasal gerekçesi olmadığını vurguladı. Belgelerin teslim edilmemesinin müeyyidesinin bankaya el koyma olmamasına rağmen belgelerin yüzde 85’ini teslim ettiklerini vurgulayan Taşbaş, “Kanuna aykırı işleme dayanarak Bank Asya’da fiili bir durum oluşturuluyor. Bunun ne Anayasa’da ne Bankacılık Kanunu’nda yeri var. Hiçbir şekilde bu müdahalenin meşru yönü yok. Herkes kendi kanununu ihdas ederse kamu güvenliği ve hukuka güven ne olur?” diye sordu.

Bank Asya’ya yapılan bu zulmün ekonomi çevrelerini rahatsız ettiğini ve iş dünyasında ‘güveni tamamen ortadan kaldıran bir hukuksuzluk inşa ettiğini’ belirterek, bundan sonra ekonomiyi ve bankacılık sektörünü etkileyen gelişmeler yaşandığını kaydetti: “Bir taraftan Citibank Akbank’taki hisselerini sattı. HSBC sermayesini çekiyor. Doların geldiği nokta, Merkez Bankası’na yapılan müdahaleler ve Bank Asya’ya yapılan hukuksuz müdahale, yatırımcıları, ekonomistleri ve iş dünyasını tedirgin ediyor.”

Süleyman Taşbaş, geçen hafta MASAK’a ve BDDK’ya yönetim kurulu üyelerinin göreve iadesi için dilekçe verdiklerini hatırlatırken, yetkililerin geçen süreye rağmen bir işlem yapmadıklarını söyledi. Normal şartlarda bankanın vakit kaybetmeksizin meşru yönetime verilmesi gerektiğini ifade eden Taşbaş, idare mahkemelerinden bir yürütmeyi durdurma kararı çıkmasını beklediklerini, aksi takdirde mücadelenin uluslararası alana taşınacağını kaydetti. Taşbaş, hem ülke ekonomisine, hem kendi müvekkillerine, hem de Türk ticaret hayatına büyük zarar veren hukuksuzlukların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) mutlaka döneceğini belirtti. Hukukun ayaklar altına alındığını ve durumun üzüntü verici de olduğunu aktaran Süleyman Taşbaş, “Bizim hukuka, objektif hakimlere inancımız var. Ancak bizim arzumuz bu iç hukuk yollarında çözülsün yoksa tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var, oradan kesin dönecek bu durum.” şeklinde konuştu.

Yetkisi olmadığı halde değişik birimlerden insanların gelerek bankada denetleme yaptığını da söyleyen Avukat Süleyman Taşbaş, şöyle konuştu: “TMSF kendisi denetçi göndermiş, MASAK kendisine göre rapor hazırlamaya çalışıyor. Bunların ne Bankacılık Kanunu’nda ne de diğer mevzuat da yeri yok. MASAK’ın Bank Asya’da ne işi var? Yetkili merci BDDK’dır. BDDK zaten 2014 yılından beri bankayı 30-40 murakıp ile denetliyor ve bugüne kadar hukuka aykırılık teşkil edecek hiçbir somut şey  bulamadı.” ZAMAN