Bakanlığın dershaneleri kapatan kanunu iptal eden Anayasa Mahkemesi (AYM), “Demokrasilerde serbestlik asıl, sınırlama istisnadır. Kapatma ölçüsüz bir sınırlamadır.” uyarısında bulunmuştu. Kararı değerlendiren eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu da, “Bundan sonra dershaneler açılabilecek, kapatılmamış olanlar devam edecek. Dershanelerin açılması ya da kapatılması için yeni bir yasaya ihtiyaç yok.” ifadelerini kullanmıştı. Ancak bu kararı çiğneyen MEB, yönetmelik adı altında dershane faaliyetini bitirme yoluna gitti. Çırağan Saray'ında düzenlenen bir program öncesi gazetecilerin sorularını cevaplayan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, hazırladıkları yönetmelik ile dershanelerin adının ‘özel öğretim kursu' olarak tanımlandığını söyledi. Yönetmeliğe göre, özel öğretim kurslarından sadece 3 ana bilim dalında kurs alınabilecek. Yani öğrenciler diğer dersleri almak için dershane dershane dolaşacak. İlçesinde bir tane dershane olan öğrenci mağdur olacak. Eğitimciler ise yönetmeliği cinayet olarak nitelendirdi.
Tepkiler şöyle:
Akif Hamzaçebi (Dershane yasasını AYM'ye taşıyan CHP'li vekil): Bu yönetmelik, Anayasa Mahkemesi kararının etrafından dolanmaya yönelik bir düzenlemedir. Anayasa Mahkemesi kararı gayet açıktır. Dershanelerin kapatılması, eğitim öğretim ve teşebbüs hürriyetine aykırıdır. Yani yürütme organı ister yasayla ister yönetmelikle olsun bunları kısıtlayamaz. Bu kısıtlamaları yönetmelikle getirmeye çalışmak tam anlamıyla hukuka aykırı bir uygulamadır.
Osman Bahçe (Aktif Eğitim-Sen Genel Başkanı): MEB, dershanenin adını ‘özel eğitim kursu' yapmakla AYM'nin kararını yerine getirmiş olmuyor. Teşebbüs hürriyeti açısından cinayet niteliğinde bir adım bu. Bütün derslerden, yani 11 dersten, kurs alması gereken bir çocuk 4 farklı dershaneye gitmek zorunda kalacak. Hani veliye maliyet olmasın diyorlardı. Sarıkamış'ta bir dershane varsa çocukların sınavlara sıhhatli hazırlanma hakkını ellerinden nasıl alabilirsiniz?
Eyyüp Kılcı (GÜVENDER Başkan Yardımcısı): Bakanlık kanunla gerçekleştiremediği zorla dönüşüm işlemini mevzuatı dolanarak yapmaya çalışıyor. AYM'nin ‘sınavlara hazırlığı yasaklayamazsınız' demesine rağmen eğitimi sadece 3 dersle sınırlayarak, hazırlık kurslarını dolaylı olarak sıkıntıya sokuyor. Kayıt yapmaları gereken bu dönemde dershaneleri dönüşüm işlemleriyle oyalayıp batırmaya çalışıyorlar. Şu an sınavlara hazırlığın başlaması gerekiyor. Ancak MEB'in tutumu sebebiyle öğrenci ve velileri kurum kurum dolaşarak üniversiteye hazırlık kursu arıyor.
Mehmet Kasap (Pak-İş Eğitim Sendikası Hukuk Müşaviri): Dershaneler, 20-24 kişi arasında sınıflar yoluyla maliyeti kurtarabiliyordu. Bunu 16'ya çekerek bu kurumlara ek maliyet yükleniyor. Zenginler için takviye kurslar devam ederken fakirler bundan yararlanamayacak. Pedagojik olarak 16 deniyorsa Milli Eğitim'in kendi sınıflarında niye 50 kişi var? Bu yönetmeliğin durdurulması için Danıştay'a dava açacağız. Bizzat Nabi Avcı hakkında eğitim kurumlarını zarara uğratmaktan 1 milyon liralık tazminat davası açılacak.
İşte dershanelerin adını kaldıran yönetmelik
Dershane kavramı ortadan kalktı, özel öğretim kursları adı altında tanımlandı.
Dönüşmek isteyen kurumlar 3 bilim gruplarından (matematik-fen gibi) birini seçecek.
Kurslar aynı binada 3 bilim grubunda eğitim verebilecek.
Kurslardaki sınıflarda öğrenci sayısı 16'yı geçemeyecek.
Temel liseler, hafta sonu mezun öğrencilere kurs verebilecek. Mezunlar için de halk eğitim merkezlerinde bu kurslar verilmeye devam edilecek.
Her öğrenci (lise) kendi yaş grubunda ve kendi sınıf grubunda sınıflara devam edebilecek.
İlkokul ve ortaokul öğrencileri dershanelerde değil özel etüt merkezlerinde kurs alacak. Yani ilköğretim öğrencilerine kurs veren dershanelerin, özel etüt eğitim merkezine dönüşmesi gerekecek.
Kurslar hafta sonu sadece cumartesi ders verebilecek. Pazar günleri özel eğitim kursları kapalı olacak.
Yönetmelikle AYM kararı askıya alınamaz
Hürriyet Gazetesi'nin hukukçu yazarı Taha Akyol, Anayasa Mahkemesi'nin dershane yasağını kaldıran kararını Milli Eğitim Bakanlığı'nın çiğneme girişimine dünkü yazısında tepki gösterdi. Yüksek Mahkeme'nin kararının demokrasi, hukuk ve eğitim özgürlüğü açısından önemli olduğunu belirten Akyol, “AYM'nin bu kararı karşısında, Milli Eğitim Bakanlığı ‘yönetmelik' çıkarıp AYM kararını fiilen askıya alamaz.” dedi.
Devletin dershaneler ile ilgili denetleme ve düzenleme yapabileceğini ancak kapatma çabalarıyla ölçünün aşıldığının altını çizen Akyol, şöyle devam etti: “Efendim, ‘cemaat' bu alanda çok etkindi... Yarın birileri de gelsin ‘Kur'an kursları kapatılmıştır, sadece bakanlığın açtığı kurslara gidilebilir' diye kanun çıkarırsa... Yahut ‘Bale okullarını kapattım' derse... AYM aynı ilkelerle bunları da iptal eder. Adalet heykelinin gözü bağlıdır, taraflara bakarak sübjektif değil, evrensel hukukun hak ve özgürlükler terazisinde tartarak objektif kararlar versin diye.”