Faruk Çelik, merkezi
Almanya'nın Köln kentinde bulunan
Avrupa Türk Demokratlar Birliği'nin (
UETD) dördüncü olağan genel kurulunda yaptığı konuşmada, daha önceki sorunların çözüldüğünü ve diğer
ülkelerin güçlü
Türkiye'ye inandığını belirterek, şunları kaydetti:
''Tüm bu gelişmelere rağmen siz hala
terörle yaşayacağım diyeceksiniz. Bu olmaz. Bu çalışmayı bu nedenden başlattık. Ancak burada iki şey ile karşılaştık. Gelenleri istismar edenler ve olanları istismar edenler. Gelenleri istismar edenlerin neler yaptıklarını ibretle izlediniz. Barış'tan yanayız dediler, ölmesin artık Türk,
Kürt dediler. Tamam, ölmesin diyenler Habur'da nasıl bir gösteriye meydan verdiler ibretle izlediniz. Bunla yetinmediler, ülkenin batısına gelip İzmir'de
konvoy yaptılar. Konvoy zamanı mı şimdi ne konvoyu bu?
Hani barıştan huzurdan yanaydın dertleri barış, huzur değil''
Çelik, AK Parti'nin düğmeye basmasıyla birilerinin terör ve çatışma olmadan hayatlarını sürdürmelerinin mümkün olmadığının ortaya çıktığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Birilerinin hayatları oraya bağlı. Gelenleri istismar ettiler eğer onlarla kalsaydık, çözümü kolaydı. Bu tabloyu görenler dönüp içerde bunu istismar ettiler. Gelin konuşalım yok, çözelim yok. Kangren olmuş bir mesele çözülme noktasına gelmiş ama sırf
iktidar başaramasın diye uğraşıyor muhalefet. Kararımız kesin bu meseleyi muhalefet kırmızı ışıkta yaksa yeşil ışıkta yaksa çözeceğiz. Bu meselede duygusal davranma hakkına sahip değiliz. Bunu yaparsanız acılar katlanarak devam eder. Ülke içinde kaşınacak yara bırakmamak lazım. Bırakırsanız birileri gelir istismar eder ve oradan kan akmaya başlar. Bu birilerini bilsek de söylemeyiz. Bunların millete verecekleri bir proje yok. Türkiye'de iktidar problemi yok, muhalefet problemi var. GAP projesi duruyor her yıl para aktarıyoruz 5 yıl içinde bitecek. Niye yatırım yapıyoruz, büyük coğrafyadaki problemler bitsin üretime geçilsin
ihmal edilen bölgeler ayağa kalksın diye.''
Bakan Çelik, Türkiye'de muhalefetin sosyal projelere
itiraz edemediğini ancak çözüm yerine sorun ürettiğini, Türkiye'nin bu yönden bir talihsizliği olduğunu savundu.
Türkiye'de ana
yasa değişikliğinin çok önemli olduğunu dile getiren Bakan Çelik,
Anayasa'nın 12 Eylül'de olağanüstü şartlarda yapıldığını hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
''Aslında Anayasa'nın değişip
kanunların ona göre uyarlanması gerekiyor. Biz kanun değiştiriyoruz ama Anayasa aynı Anayasa bu karmaşa meydana getiriyor. 367'yi bulmayınca maceraya girmeye gerek yok. 367 sorunu yaşanıyor şu anda. Hatta öyle istismarlar oluyor ki, örneğin Türkiye Cumhuriyeti'nin temel değerlerini değiştirmeye yönelik hazır metinler olduğu iddia ediliyor. Anayasa değişmeden, Türkiye'nin istenilen normlara ulaşmasında sorun yaşanmaya devam edecek. Bir gün muhalefet de bu konuda çare yok değişmesi gerekir diyecek. Vatandaş bilince erer anayasa niye değişmiyor diye sorarsa bu değişim olabilir. Anayasanın değişmesi, Türkiye'nin en büyük çıkış kapısı olacaktır. En büyük yük şu anki Anayasa ile devam etmemizdir.''
Devlet Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'nin her alanda önemli mesafeler katettiğini ve reformlar gerçekleştirdiğini belirterek, bunların dış politikadan, ekonomiye, sağlıktan eğitime kadar bir çok başlıkta toplandığını söyledi.
Çelik, Pazartesi günkü
Bakanlar Kurulu toplantısına Dış Türkler ve
Akraba Toplulukları Başkanlığı birimini takdim edeceğini belirterek, hazırlanan yasa ile
yurt dışında yaşayan soydaş ve akrabaların kendileriyle doğrudan ilgilenen bir birim kurulacağını ve bu birimin koordinasyon merkezi gibi çalışarak sorunları en kısa yoldan ve tek elden çözeceğini kaydetti.
Almanya'da yaşayan Türklerin artık Alman ekonomisinin kalkınmasında büyük faydaları olduğunu dile getiren Bakan Çelik, iyi bir geleceğin kurulmasında temelin demokratik anlayış, özgürlükler,
insan hakları ve hukukun üstünlüğü üzerine kurulması gerektiğini belirtti.
Yurt dışındaki örgütlerle hep beraber çalışacaklarını kaydeden Çelik, ''İhmaller olmuştur o ihmalleri gidereceğiz. Dış Türklerden sorumlu bir Bakan olarak vatandaşlarımızın ve soydaşlarımızın haklarını takip edeceğimizden hiç kuşku duymamanızı istirham ederim'' dedi.
Bakan Çelik, İsviçre'nin minare referandumunu kastederek, ''Dünya'da çağdaşlık adına garip davranışlar oluyor.
Temel insan hakları oylamaya sunuluyor bunları onamak ve pazarlık konusu yapmak mümkün değildir. Bunun yerine başka bir şey ikame etmek de mümkün değildir. Bir taraftan çaşdaşlıktan bahsederken diğer taraftan ilkellikle meşgul olmak kabul edilebilir bir tutum olmasa gerektir diye düşünüyorum. Avrupa tüm bu gelişmeleri içselleştirmek zorundadır. Aksi takdirde yanlış örnekler gelişmeye başlarsa AB vatandaşlığı ve AB üst kimliğinin zarar görmesi anlamına gelir ve bundan yalnız bir ülke değil, bu proje bütünüyle zarar görür düşüncesindeyiz'' diye konuştu.
Seçimlerde
oy kullanma yasasının yürürlüğe girdiğini hatırlatan Faruk Çelik, Anayasa Mahkemesi'nin sadece mektupla oy kullanma maddesini iptal ettiğini, diğer maddelerin geçerli olduğunu ifade etti.
Yüksek Seçim Kurulu'nun 2011
seçimleri yaklaştığında nasıl ve hangi şartlarda oy kullanılacağını açıklayacağını ifade eden Çelik, Almanya'da yaşayanlar olarak bu ülkedeki siyasete ilgi duyulmasını ve bulunulan ülkenin vatandaşlığına geçilmesini
tavsiye etmeyi sürdüreceklerini kaydetti.
Çelik, entegrasyonun güzel bir kavram olduğunu ancak bunun asimilasyona dönüştüğünde karşılarına çok ciddi sorun olarak geleceğini belirterek sözlerini, ''Her türlü kaybı telafi etmek mümkün. Ancak dil, benlik ve kültürün kaybedilmesi durumunda bunun telafisi mümkün değil. Biz, Almanya'ya benliğimizi kaybetmeye gelmedik. Eşit şartlarda burada yaşamak istiyoruz'' diye tamamladı.
Devlet Bakanı Faruk Çelik ve beraberindeki
heyet, THY'nin tarifeli uçağıyla yerel saat ile 01.00'de Ankara'ya hareket edecek.
AA