Bahçeli, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü dolasıyla twitter üzerinden açıklamada bulundu. Bahçeli, “Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan toplumsal olay ve kamplaşmaların bir benzerini tekrar istendiğini ve bunu saray mukimi başaramayacağını” belirterek, “Asgari ücret konusunda köşeye sıkışan ve hükümete sözcülük yapan 17-25 Aralık zanlısı, işçinin alın terini çalmaktan zaten mimlidir. İşçimizin hakkı kaçak ve karanlık saraydadır. İşçimizin nafakası millete hakaret eden küfürbaz ve haramzadelerin kursağındadır. Bu adaletsizlik düzelmedikçe iffetin sembolü, kazanmanın mükâfatı olan işçilerimizin refaha, feraha ve rahata kavuşması sadece bir hayaldir.”dedi.
Bahçeli, Türkiye'nin her 1 Mayıs adeta alarma geçtiğini belirterek, “Mayıs'ta işçimizi değil, işi gücü tahrik ve tertip olan; meslek olarak provokasyonu seçen karanlık odakların oyunlarını izliyoruz. Her seferinde, 1 Mayıs bölücü çevrelerin, yıkıcı unsurların, şiddet ve barbarlıktan nemalanan grupların meydan okumasına sahne oluyor . ‘Taksim'e çıkardım, çıkamazdın' tartışmalarına hapsedilen Emek ve Dayanışma Günü gerçek anlamından koparılıyor, zehirleniyor.” değerlendirmesinde bulundu.
İŞÇİLERİN MESELELERİ KONUŞULMASI GEREKİR
1 Mayıs'ta işçilerin ağırlaşan meselelerinin konuşulması gerektiğine işaret eden Bahçeli, şöyle devam etti: “Dökülen alın terleriyle uyumsuz vahşi sosyal ve ekonomik şartları masaya yatırmalıyız. Hiç tereddütsüz ifade etmeliyim ki, işçi emek veren, çalışan, yorulan, değer üretendir. Mutlaka ki emek kutsal ve saygındır. İşçi denilince akıllara körleşmiş ideolojik akımların gelmesi, sınıflı toplum yapısının hatırlatılması yanlış olduğu kadar maksatlıdır. İşçi hepimize emanettir. Türkiye için fedakârlık yapan kardeşlerimiz hepimizin iftiharıdır. İşçinin hakkını savunmak asıl bizim görevimizdir.”
Bahçeli, hayatında işçiyi sadece malum kitaplarda okumuş, emek sarfiyatının doyumsuz lezzetine erişememiş kimselerin işçiden bahsetmesinin istismar olduğunu ifade etti. İşçilerin ihtiyaç ve beklentileri yalnızca Taksim Kazancı Yokuşu'na sıkıştırılmasının emeğin ruhuna hakaret olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Ezberlenmiş “Emek-Değer Teorileri”yle vakit harcayan eski tüfekler, aşırı ve yasa dışı oluşumlar gerçekte işçilerimizin hasmıdır. Çünkü bunların geçim kapısı kırmak, yıkmak, zarar vermektir. Ki bunların en ufak bir hizmet ve eser üretme kaygısı ömürlerinde olmamıştır. Ses bombalarıyla, silahlarla, molotof kokteylilerle, havai fişeklerle, sapanlarla, kar maskeleriyle işçinin değil, ifritin yanında durulur. İstanbul'da cereyan eden olaylar her şeyin tanığıdır. Şiddetseverlerin 1 Mayıs merkezli komplosu yalnızca kötülük, yalnızca düşmanlıktır.”
GEZİ PARKI KAMPLAŞMASI İSTENİYOR
Bahçeli, 1 Mayıs üzerinden estirilen kavga ve anlaşmazlık rüzgarına hem siyasi iktidar hem de marjinal örgütlerin kaynaklık ettiğine işaret etti. Bahçeli, “Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan toplumsal olay ve kamplaşmaların bir benzerini tekrar tetiklemek isteyen saray mukimi başaramayacaktır. Asgari ücret konusunda köşeye sıkışan ve hükümete sözcülük yapan 17-25 Aralık zanlısı, işçinin alın terini çalmaktan zaten mimlidir. İşçimizin hakkı kaçak ve karanlık saraydadır. İşçimizin nafakası millete hakaret eden küfürbaz ve haramzadelerin kursağındadır. Bu adaletsizlik düzelmedikçe iffetin sembolü, kazanmanın mükâfatı olan işçilerimizin refaha, feraha ve rahata kavuşması sadece bir hayaldir.”dedi.