Koza-İpek Holding ve bünyesinde bulunan medya grubuna kayyum atanmasına sert tepki gösteren Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “El koymak, kayyum tayin etmek çok büyüm bir hatadır. Serok Ahmet, bir gün de Erdoğan'ın sözünün dışına çık. Mülkiyete, özel teşebbüse saygı duy, Anayasal haklarını koru. Havuza bak, dolarlarla, avrolarla yüzenlere bak. Halk bakasından, kamu banklarından kredi alanlara bak. Esas kayyumu onlara gönder.” ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Kasım seçimlerin öncesinde son iki gününü memleketi Osmaniye ile Adana ve Mersin'e ayırdı. Osmaniye'yi ziyaret eden Bahçeli, baba ocağında büyük bir coşku ile karşılandı. Önce Belediye Başkanlığı'nı ve şehit aileleri derneğini ziyaret eden Bahçeli, daha sonra hemşerilerine seslendi. Osmaniye'de Cebeli Bereket Kültür Merkezi'nde geniş bir kalabalığa seslenen Bahçeli, önemli mesajlar verdi.
AKP'lilere seslenen Bahçeli, ”AKP'ye oy veren kardeşlerim, oy ver ama tehlikeni ne olduğunu fark edin tedbirini de geliştir. Kimse vazgeçilmez değildir. Recep Tayip Erdoğan vazgeçilmez diyerek kendini de, AKP'yi de ülkeyi de yakma. Erdoğan'ın tek başına iktidarı demek Türkiye'yi bir diktatöre teslim etmek demektir. Türkiye normalleştiğinde Erdoğan'ın iki alternatifin var. Ya Yüce divana gidecek yada kaçacak. Bunun başka yol yok. Bu işin siyasi boyutu kalmamıştır. Türkiye'ni başına bir kabus tekrar çökmesin.” dedi.
Türkiye'de bir sesiz öfke biriktiğini, bunun demokrasi içinde aşılması gerektiğini kaydeden Bahçeli, “AKP gitsin, kim gelirse gelsin. Erdoğan'ın ihtirasları Türkiye'yi sokak çatışmalarına götürür. Kimi ne olacağı, nereye varacağı belli olmaz. Böyle bir çatışma mahal verilmesi, bunun demokrasi içinde çözülmesi sağlanmalı. Bunun yolu, sandığa gitmektir.” diye konuştu. İsim vermeden MHP'den ayrılanlara da sert tepki gösteren Bahçeli, “Bunlar beşinci kol faaliyetleri kapsamında MHP'ye sızmış zavallılardır.” dedi.
Çözüm sürecinde terörle mücadele engelleyen, askere operasyon izni vermeyen vali ve kaymakamlardan hesap soracaklarını anlatan MHP lideri Devlet Bahçeli, “20 Temmuz'dan bu yana şehitlerin hesabın kim verecek, Başbakan, Cumhurbaşkanı, valiler, kaymakamlar, emniyet müdürlerin hepsinden hesap soracağız. Şimdi kandıramazsınız. Bu süreci kim himaye etmişse, kim PKK'yı himaye etmişse, bunların görevi ne olursa olsun, hukuki düzenlemeleri gözden geçirerek hesap sorulacak. Sayın valiler hesap vereceksiniz, merkeze gelip kendinizi unutturamayacaksınız. Bu konuda ensenizde Bozkurt'un nefesi var.” dedi.
Cumhurbaşkanı'nın güç zehirlenesine uğradığını, kibirli bir hele geldiğini anlatan Bahçeli, 7 Haziran seçimlerine de bu anlayışla gittiğini, çoğunluğu elde ederek Anayasası değiştirip tek adam olmak istediğini dile getirdi. 7 Haziran seçimlerinde devletin bütün imkanlarının AKP lehine ve Cumhurbaşkanı eliyle kullanıldığını belirten Bahçeli, haksız bir rekabet yaşandığını anlattı. Bahçeli, “Cumhurbaşkanı, 10 Ağustos seçiminden sonra görev ve sorumluklarını aşarak baskıcı, zulümcü bir yönetim anlayışı ortaya koyarak bir yönetim değişikliğine gitmeyi hedeflemiştir. ‘Tek adamım, istediğimi yapar, sistem değişikliğine gider, başkanlık sistemine geçer böylelikle tek adam ve diktatör olmaya hevesli uygulamaları ortaya koyabilirim, kimse de bana hesap soramaz' anlayışıyla hareket etmiştir. Anayasa çiğnenmiştir. Anayasa çiğnenmesi, Türkiye'yi büyük sıkıntılarla karşı karışa getirmiştir. Anayasa'nın çiğnenmesi, hukukun çiğnenmesi demektir.” ifadelerini kullandı.
Koalisyonların uzun süreli ve kalıcı olabileceğini, Batı ülkelerinde bunun örneklerini olduğunu anlatan Devlet Bahçeli, Türkiye'nin de koalisyon tecrübelerine sahip olduğunu kaydetti. 7 Haziran'ın ardından AKP ve HDP'nin yada AKP ile CHP'nin birlikte ‘çözüm süreci' odaklı hükümet kurabilecek durumda olduklarını anlattı. Bu seçeneklerin tercih edilmediğini, MHP'nin kapısının çalındığını vurguladı. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun MHP'yi ziyaretinden önce AKP'nin erken seçim yönünde önerge hazırladığını anlatan Bahçeli, daha önce 5 kişi olan AKP heyetinin ikinci ziyarete iki kişiyle yaptığına dikkat çekti. Davutoğlu'nun ‘komşu müsaitseniz gelmek istiyoruz' gibi bir anlayışla MHP'ye geldiğini, koalisyon teklif etmediğini vurguladı. Kendilerine azınlık hükümeti, erken seçim ve seçim hükümetine destek teklif edildiğini, MHP'nin bunlara hayır dediğini söyledi.
Bahçeli, algı yönetimiyle ve havuz medyasının etkisiyle yıllarca MHP gönül vermiş kişilerin de sorgulamaya başladığını, tabanda ‘iktidar olmaktan mı kaçınıyoruz, ne zaman iktidar olacağız' şeklinde sorgulama yapıldığını söyledi. Bahçeli, “Havuz medyası 17 kanalıyla milletimizi tek yönlü bu şartlanma doğrultusunda bazı şeylere inanır hale gelmişler, haksız sorgulamaya başlamışladır.” dedi.
Kılıçdaroğlu'nun kendisine yönelik Başbakanlık teklifine ve yüzde 60'lık blok tespitine tepki gösteren Bahçeli, “MHP'nin ihanet şebekesi HDP ile birlikte olacağını sana kim söyledi.” diye konuştu. MHP'nin her türlü fedakarlığı yapabileceğini, ancak ‘ihanetle ortaklığına' girmeyeceğini söyledi.
Bahçeli, koalisyon için öne sürdükleri şartları tekrarlayarak, “17- 25 Aralık'ı biliyorsunuz, ayakkabı kutuları, saatler… Bunların mutlaka adalet önünde hesap vermesi gerekir. Sayın Cumhurbaşkanı Anayasa dışına çıkma, kendini sultan, padişah zannetme, Anayasal çizgine dön. Davutoğlu, vesayet alınmış olduğu ve Recep Tayyip Erdoğan'dan korktuğu için bunları yerine getiremeyeceğini düşünüyor. Yalandan bir kişi, yalanlara MHP'yi suçluyor. MHP'nin 4 maddesine hayır diyorsunuz, Dolmabahçe'de 10 maddeye neden evet dediniz.” ifadelerini kullandı.