MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e zırhlı makam aracı hediye etmesini eleştirdi. "Peki zırh günaha engel olacak mıdır? Zırh müsrifliği kapatacak mıdır?" diye soran Bahçeli, "Bunlar sadece kendilerini düşünüyor. Bunlar yalnızca evlatlarına alacakları gemileri, yatları, katları hedefliyor. Biz her kesime ümit verdikçe, vaatlerimizi sıraladıkça AK Parti sancılanmaktadır." dedi.
Bahçeli, Tandoğan Meydanı'nda partisinin mitingine katıldı. Bir dakikalık saygı duruşu ve okunan İstiklal Marşı'nın ardından kürsüye gelen Bahçeli, partilileri selamladı. 'Devletin başına Devlet gelecek'; 'Vur de vuralım, öl de ölelim' sloganlarının atıldığı mitingte konuşan Bahçeli, büyük bir kalabalığa hitap etti.
"Tereddütsüz söylüyorum; Ankara bugün adeta yeniden doğuyor, yeni bir destana imza atıyor. Ankara bugün yeniden parlıyor, bir kez daha ileri atlıyor." diyen Bahçeli, Ankara'nın ilçelerini tek tek selamladı. Bahçeli, seçimlerin barış, huzur, güven ve demokratik yarış içinde geçmesini temenni etti; partilere ve milletvekili adaylarına başarılar diledi. Bugün 34. açık hava toplantısını Ankara'da yaptıklarını dile getiren Bahçeli, Türk bayrağını dalgalandırmak, Türk milletine heyecan kazandırmak, Türk vatanına umut aşılamak için yürüdüklerini söyledi.
Bu yürüyüşlerinin hakaret ve ihanet kadrolarına unutamayacakları acı bir ders olacağını vurgulayan Bahçeli, "Varsın birileri PKK'yla yan yana dursun, biz milletle yürüyelim. Varsın birileri teröristleri davul zurnayla karşılasın, biz sizinle yürüyelim. Varsın birileri Türk düşmanlarıyla düşüp kalksın, biz şehitlerimizin aziz hatıralarıyla yürüyelim. Varsın birileri yalanla içiçe geçsin, biz dosdoğru yoldan ayrılmayalım, inanç ve irfanla yürüyelim. Ne gam ne tasa; Onlar yerinde saysın, bize onurluca yürümek yakışır. Onlar ilkesizliklerine yansın, bize şerefli yürümek düşer. Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri'nin öğütleriyle yürüyoruz. Mübarek Akşemsettin Hoca'nın duasıyla yürüyoruz. Seyit Hüseyin Gazi'nin cesaretiyle yürüyoruz. Ali Semarkandi Hazretleri'nin ilmiyle yürüyoruz. Tacettin-i Veli Hazretleri'nin manevi güzelliğiyle yürüyoruz. Ahi Mesud'un edebiyle, Şemsi Dede'nin, Deynekli Dede'nin, İskender Dede'nin ahlakıyla yürüyoruz. Bırakalım onlar dursun, biz yürümeye devam edeceğiz. Bırakalım onlar yanlışta çakılsın kalsın, biz huzurlu bir geleceğe koşuyoruz. Ankara yanımızda olduktan sonra hiçbir zalim, hiçbir hain, hiçbir işbirlikçi yürüyüşümüze engel olamayacaktır. Ankara yürüdükten sonra kurtuluşumuzun önüne hiçbir mihrak geçemeyecektir." diye konuştu.
"ADALET LAÇKALAŞTI, HUKUK DEVREDEN ÇIKTI"
AK Parti'nin tam 12 yıl 6 ay 7 gün, bir başka deyişle 4 bin 571 gündür iktidarda olduğunu hatırlatan Bahçeli, Türkiye AK Parti'nin yönetimi altında tahribat üstüne tahribat yaşadığını söyledi.
"4 bin 571 gündür Türk milleti çile çekmektedir. 4 bin 571 gündür Türk devleti eziyet ve işkence görmektedir." diyen Bahçeli, şöyle devam etti: "AKP, taviz verdi; adına bir adım önde olma dedi. AKP'yle birlikte ilkesizliğin adı ilerleme, yıkımın adı açılım, çözülmenin kılıfı çözüm olarak gösterildi. Her dayatmaya boyun eğdiler, diyalog bahanesine sığındılar. Küresel taşeronluk çarkına kapıldılar, eş başkanlıkla övündüler. PKK'ya, Ermeni'ye, Rum'a, Türk düşmanlarına el uzattılar, sözü dinlenen ülke olduk yalanından medet umdular. Çaldılar, soydular, götürdüler, 'Ne var ya bunda', dediler. Teröristlerle pazarlık yapacak kadar zillete düştüler, milli birlik ve kardeşlik projesi uydurmasını ürettiler. AKP'yle geçen yılların faturası çok ağırdır. AKP'yle geçen yılların maliyeti kabarıktır. Türkiye iyi yönetilmemektedir. Teslimiyetçiler mevki ve koltuk sahibidir. Hukuktan kaçan bir hükümet işbaşındadır. Seviyesiz ve soysuz kadrolar yetkiyle donatılmıştır. Sıfır sorundan herkesle soruna dümen kıran dış politika çökmüştür. Müslüman zulmüne ortak olanlar bereketsizdir. İmralı canisi ile pazarlık yapanlar şeref kaybı yaşamıştır. Bölücülük meşrulaşmış, terör mevzi kazanmıştır. Bitmeyen yoksulluk, sonu gelmeyen işsizlik ülkemizin etrafını kabus gibi sarmıştır. Adalet laçkalaşmış, hukuk devreden çıkmıştır. Beka sorunları artmış, milli güvenlik duvarları aşınmıştır. Milli kimlik düşmanları çıtayı yükseltmiştir. Tarihimiz, milletimiz, vatanımız, inançlarımız ve bayrağımız alçakça tartışmaya açılmıştır. Türklükle kimin hesabı varsa sıraya girmiştir. Türkiye'yle kimin alıp veremediği varsa AKP'nin kuyruğuna takılmıştır. Türk'üm diyemeyenler Andımızı kaldırmıştır. Bununla yetinmemişler, 'Ne Mutlu Türküm Diyene' sözünü kazımaya ve kaldırmaya yeltenmişlerdir. Cumhuriyetin ve başkent Ankara'nın birikimlerinden rahatsız olanlar milli bayramları gölgelemiştir. Türkiye böylesine art ve kirli niyetli bir iktidarı hiç görmemiştir. Türk milleti yetki verdiklerinin tahrik ve operasyonlarına hiç bu kadar muhatap kalmamıştır. AKP zillettir, iftiradır, başarısızlıktır, günahkardır ve artık vebaldir."
"EZANLARIMIZ GECİKMELİ OKUNMAKTADIR"
"Terör, bölücülük ve güvenlik için seçeneksiz olan adalet, Silahlı Kuvvetler, Emniyet ve İstihbarat birimleri içten içe çürütülmüştür. Ve Türkiye korumasız bir ülke haline getirilmiştir." diyen Bahçeli, "Silahlı ve silahsız bölücülüğe müzakere fırsatı verilmiş, bu hainler adım adım cesaret, moral ve mevzi kazanmıştır. Bölücü terör, kimlik sorunu olarak tanımlanmış, PKK'nın hedeflerini haklı ve meşru gören bir görüşme ve el sıkışma dönemi başlatılmıştır. AKP'nin soygun ve haram düzenini sorgulayanları bastırmak için şer ortaklıkları, hakaret ittifakları, işbirlikçi cepheler oluşmuştur. Kardeşliğimiz tehlikeye atılmış, birliğimiz ve bütünlüğümüz ucuz siyaset uğruna yargılanır hale getirilmiştir. Milli değerlerimizin istismarıyla ayrışma ve kutuplaşma tehlikesi baş göstermiştir. Mukaddesatımız ağır istismarlara maruz kalmış, inançlarımız hırsızların, haramzadelerin malzemesi yapılmıştır. Bakınız, Erdoğan ve Davutoğlu meydanlarda konuşurken ezanlarımız gecikmeli okunmaktadır. Camiler siyasi propaganda alanına dönüştürülmektedir. Kur'an-ı Kerim siyaset sahnesine çıkarılmaktadır. Kabe, Kudüs, Diyanet, İmam Hatip, başörtüsü sürekli istismar edilmektedir. Din tacirleri bir yanda tekbir getirmekte, diğer yanda hırsızlık yapmaktadır. Bir yanda Kur'an demekte, diğer yanda ahlaksızca Cuma günleri internetten ayet salladıklarını söylemektedir. AKP, soygun yapmakta; başörtüsünün altına saklanmaktadır. AKP, rüşvet alıp vermekte; imam hatiplerin bahçelerine gizlenmektedir. AKP, haram ve hıyanete sapmakta; Kudüs diyerek, Kâbe'yi işaret ederek tertemiz ve ihlaslı vicdanları kandırmaktadır. Maneviyat yağmacıları, Allah'la aldatmak için yarış içindedir. Bunlarda Allah korkusunun zerresi kalmamıştır. Bunlarda kul hakkına hürmet ve riayetten eser yoktur. İsraf bunlarda, yetim malını yemek, fukaranın nafakasına göz dikmek bunların mesleğidir." şeklinde konuştu.
"ERDOĞAN KİMİN PARASIYLA KİMLERİN NAMINA CÖMERTLİK TASLAMAKTADIR?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın müjde diyerek, Diyanet İşleri Başkanı'na zırhlı ve son derece lüks bir otomobil verdiğini hatırlatan Bahçeli, şunları söyledi: "Sanki kesesinden harcamaktadır. Sanki milyar dolarlarından hayır yapmaktadır. Peki zırh günaha engel olacak mıdır? Zırh müsrifliği kapatacak mıdır? Erdoğan kimin parasıyla, kimlerin namına cömertlik taslamaktadır? Ankaralıya müjdeleri kim verecektir? Ankara'nın kalbine yoksulluk hançeri saplanmışken, Erdoğan kendisine 1 milyar 370 milyon liraya kaçak ve karanlık bir saray yaptırmıştır. Sizlerden alınan vergiler, saraya yatırılmıştır. Ankaralının nafakası haram kanallarından kaçak ve karanlık sarayın bin yüz elli odasına taşınmıştır. Ankaralı işsiz ve gelirsizdir; ama 17-25 Aralık şebekesi arsız, uğursuz ve hırsızdır. Ankaralı muhtaç ve ihtiyaç sahibidir; ne var ki AKP cüzdanlarınıza hortum bağlamaktadır. Sizler yoksulsunuz, fakat onlar gayri ahlaki yollardan zenginleşmiştir. Sizler aç ve açıktasınız, fakat onlar yanlış ve sapkın yollardan köşeyi dönmüştür. Kaybeden siz, kazanan onlardır. Üzülen siz, göbek atan onlardır. Umutsuzluğa düşen siz, soymaya devam diyen onlardır. Borçlanan siz, yabancı bankalara servetlerini havale eden onlardır."
CİHAN