MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, iktidarın hem çalıp hem de Kur'an deme cüreti göstererek, İblis'in kadrosuna isimlerini çoktan yazdırdığını söyledi.
Partisinin Denizli mitingi için 29 Ekim Meydanı'nda partililere hitap eden Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu ağır bir dille eleştirdi. Denizli sosyal ve ekonomik kayıplar yaşarken, Erdoğan yeni koltuk ve makam peşinde olduğunu ifade eden Bahçeli, "Erdoğan muhalefet partilerine, tıpkı AKP'nin Genel Başkanı gibi çatmakta, hakaretler etmektedir. Oysa ki Cumhurbaşkanı tarafsız olmalıdır. Bu yasa ve Anayasa'ya göre mecburidir. Erdoğan devletin imkan ve kaynaklarıyla açılıştan açılışa koşmakta, hazırlanan kirli kürsülerden başkanlık propagandası ve yeni anayasa sözcülüğü yapmaktadır. Erdoğan hukuka kafa tutmaktadır. Erdoğan ahlaka aykırı hareket etmektedir. 10 Ağustos 2014'de gerçekleşen Cumhurbaşkanı seçimini başkanlığa vize, yeni Türkiye'ye açılan kapı olarak yorumlamaktadır. Erdoğan İzmir'de, 7 Haziran'da yeni Türkiye ile eski Türkiye koalisyonu arasında bir tercih yapılacağından bahsetmiştir. 2023 hedeflerine ulaşabilmek için yeni anayasa ve başkanlık sisteminin şart olduğunu ileri sürmüştür. Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden bir şahsiyet, 7 Haziran seçimleri için nasıl ve hangi hakla kanaat belirtmekte, gönlündeki ve dilindeki parti için oy dilenmektedir?" diye sordu.
'SAHTE FETVALARLA HIRSIZLIĞI MEŞRULAŞTIRMAYA ÇALIŞANLARA ALLAH'IN KAHRI KAÇINILMAZDIR'
Denizlilere "Erdoğan'ın taraf tutmasını, Anayasa'yı çiğnemesini masum görüyor mu?" diye soran Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti: "Erdoğan İzmir'de, bir kez daha 'Kur'an'la büyüdük, Kur'an'la yaşadık, Kur'an'la yürüdük' demek suretiyle açıklarını manevi sömürüyle kapatmanın telaşına kapılmıştır. Sorarım sizlere; Kur'an'la büyüyen rüşvete çanak tutar mı? Kur'an'la büyüyen ihanete, melanete, rezalete ortak olur mu? Kur'an'la yürüyen, hırsızları, uğursuzları, Müslüman katillerini över mi, yanlarında durur mu? Yüce Kitabımız Kur'an müşriklere inmiş ulvi bir tokattır. Kur'an Allah kelamıdır ki her satırında, her sure ve ayetinde; ahlak, iman, ihlas, buyruk ve öğüt vardır. Kur'an'dan nasiplenen inanç dolu gönüller için yalan büyük günahtır. Kur'an'dan feyizlenen talihli kalpler için münafıklık korkunç bir alçalma ve hastalıktır. Kur'an manevi şifa ve rehberdir. Ancak hak eden gönüllerde, ancak layık olan dil ve vicdanlarda yüceliğini koruyacaktır. Hırsızlıktan suçüstü yakalananlara, bununla da yetinmeyip sahte fetvalarla hırsızlığı meşrulaştırmaya çalışanlara Kur'an kapalıdır, Allah'ın kahrı kaçınılmazdır. Hem çalıp hem Kur'an demek nasıl bir cürettir? Hem nankörlük edip, gönül kırmak hem de insan onurunu çiğneyip İslam'ın kutlu mesajlarını siyasileştirmek nasıl bir iffetsizlik ve izansızlıktır?" sözlerini kaydetti.
'ERDOĞAN EĞER KUR'AN'LA BÜYÜDÜYSE, YOLSUZLUKLA KÜÇÜLMÜŞTÜR'
Müslüman Türk milletinin din tacirlerine inanmayacağını, böylesi bir şirk ve sapkınlığa onay vermeyeceğini belirten Bahçeli, "Erdoğan eğer Kur'an'la büyüdüyse, yolsuzlukla küçülmüştür. Kur'an'la büyüdüyse 17-25 Aralık'ta ufalmış ve dağılmıştır. Erdoğan, Kürtçe Kur'an yazıldığından, Ermenice Kur'an hazırlığından sevinerek bahsetmektedir. Bunların başına Ebabil kuşları taş atsa yeridir. Bunlar İblis'in kadrosuna isimlerini çoktan yazdırmışlardır. Haşa, Kürtçe Kur'an ne demektir? Haşa, Ermenice Kur'an ne anlama gelmektedir? Böylesi bir yanlışa, böylesi bir yozlaşmaya, böylesi bir manevi yıkıma; Müslümanım diyen birisinin düşmesi ibretlik olduğu kadar felakettir. Zannederseniz, küfür adım adım ağlarını örmektedir. Zannederseniz, putperestler günbegün mevzi elde etmektedir. Erdoğan'ın dilinde manevi değerler mahvedilmektedir. İmam hatip liseleri yine ağızlardadır. Başörtüsü yine gündemdedir. Çünkü Erdoğan takiyye düğmesine basmıştır. Çünkü Erdoğan AKP'nin kaybedeceğini görmekte, kendi akıbetinin iyi olmayacağını bilmektedir. Dilinde cami, kalbinde kilise bulunanlar İslam'a, kutsal emanetlerimize hançer sallamakta, küfrün tetiğini çekmektedir." şeklinde konuştu.
'BIRAK DA BİZİMLE GÖSTERMELİK BAŞBAKAN DAVUTOĞLU YARIŞSIN'
Erdoğan'ın başkan olmak için her yolu denediğini vurgulayan Bahçeli, "Çanakkale'de klip, Ankara'da klik, her yerde kibir olmaktadır. Bu şahsa göre, başkanlık sistemi gelirse, bizlere Parlamento'da ekmek yokmuş. Sevsinler seni, sevsinler senin ezberlerini. Ekmeksizlerin, ekmek bilmeyenlerin, ekmeğimize kan doğrayanların ekmek hatırlatması vahim bir sapma ve bulanıklıktır. Erdoğan asgari ücretle ilgili beyanlarımızı eleştirmektedir. Emeklilerimize verdiğimiz söz ve vaatleri kıskanmakta, tahrip etmeye çalışmaktadır. Asgari ücretli kardeşim, senin refaha ulaşmanı istemeyen adam başkanlık hedefindedir. Emekli kardeşim, senin hak ettiğin maaş ve ücreti almandan rahatsız olan şahıs PKK'yla başkanlık sözleşmesi yapmıştır. Peki Erdoğan'ın milletimize yönelik söz ve taahhüdümüzden gocunması, tahrip etmeye kalkışması demokratik nezaketin, devlet adamlığının hangi sayfasında yazılıdır? Erdoğan, sana sesleniyorum; bırak da bizimle göstermelik Başbakan Davutoğlu yarışsın. Bırak da memur Başbakan Davutoğlu cevap versin. Sana ne oluyor, neden kıvranıyor, niçin araya kaynaklık ediyor, hangi maksatla devreye giriyorsun? Sözde de olsa AKP'nin Genel Başkanı bellidir. Siyasi muhatabımız ortadadır. Sarayda yediğin önünde, yemediğin arkandayken bir şey olmuyor da, emeklilerimiz, asgari ücretle çalışan milyonlar rahata ulaşmak isteyince mi sorun oluyor?" ifadelerini kullandı.
'DAVUTOĞLU SEN YOK HÜKMÜNDESİN'
Erdoğan'ın kendisine sarayı layık bulurken vatandaşlara bir göz evi çok gördüğünü vurgulayan Bahçeli şunları kaydetti: "Erdoğan, evlatlarına gemi filolarını, villaları makul buluyor, sizin evlatlarınıza ekmek parasını fazla görüyor. Bu adaletsizlik değil midir? Bu insafsızlık değil midir? Bu vicdansızlık değil midir? Erdoğan çizmeyi çoktan aştığını fark edemeyecek kadar şuursuzluk çukuruna girmiştir. Davutoğlu'nu itibarsızlaştırdığını anlamayacak kadar şaşırmıştır. Başbakan ise tükenişin dibindedir. İngiltere seçimlerini örnek göstererek 7 Haziran sonrası seçimi kaybedenler için yeni bir istifa edebiyatına müracaat etmiştir. Aynısını korsan mitingler düzenleyen Erdoğan da söylemiştir. Yıllardır istifa sakızı çiğneyenlere bakınız ki rüşvet yediler, istifa etmediler. Yolsuzlukta suçüstü basıldılar, istifayı düşünmediler. Soygun çetesi kurup devletin hazinesini boşalttılar, istifa edecek erdemi göstermediler. Hukuk peşlerine düştü, umursamadılar. Vatan topraklarını bırakarak kaçtılar, bayrağın indirilmesine seyirci kaldılar, şerefli davranıp görevlerinden ayrılmadılar. Mahdumlar malı götürdü, çekinmediler. PKK'ya Türkiye'yi peşkeş çektiler, pazarlık masaları kurdular, nedamet dahi göstermediler. Türk askerine kumpas kurdular, utanmadılar. Genelkurmay başkanlarını terörist ilan ettiler, arlanmadılar. Türk kimliğine karşı hakaret ve hıyanet lobisine ortak oldular, yüzleri kızarmadı. Türklükle karşıma gelmeyin diye seslendiler, İzmir'e gelip tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek devlet diyecek kadar siyasi varlıklarıyla çeliştiler. Davutoğlu'na diyorum, sen 7 Haziran sonrası öyle ya da böyle zaten yoksun. Başkanlık olursa yoksun, olmazsa da yok hükmündesin. Sen kendi derdine yan, kendine bak. İngiltere'ye değil, Türkiye'ye bak."
AK Parti'nin hükümet olduğu 13 yılı millet için talihsizlik olarak değerlendiren Bahçeli, "13 kaybedilmiş sene karşımızdadır. Rezaletler, kepazelikler ve talanlarla geçen 13 yıl ömrümüzden çalınmıştır. Şimdi kalkmış saraydaki bir yandan, boynuna davul asılmış, tokmağı 17-25 Erdoğan'ın elinde bulunan zat diğer yandan kulak verin, bakın ne diyorlar? Birilerinin harama el uzattığı, birilerinin yetimin hakkını çaldığı, birilerinin boğazından haram lokmaların indiği kesindir. Bunlara asla itirazımız yoktur. Bizim de anlatmaya çalıştığımız zaten budur." dedi.
MHP'nin Denizli mitinginde bir vatandaşın, 'Elinde Kur'an, dilinde yalan, kursağında haram şerdoğan' yazılı döviz büyük ilgi çekti. CİHAN