Babahan: Her şey 2013'teki o görüşmenin ardından başladı

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Kasım 29 2017
''Türk medyasına ‘‘Beraber ıslandık yağan yağmurda’’ nameleriyle yansıyan zirve, o gün çıkan haberlerin aksine çok kötü geçmişti. Aslında, Amerika’nın kırmızı çizgisini Erdoğan ve ekibi geçmişti o gün.''
Babahan: Her şey 2013'teki o görüşmenin ardından başladı

Ergun Babahan / Ahvalnews
Zarrab davasının Türkiye için anlamı

17-25 Aralık sürecinde tanıştığımız Rıza Zarrab şahsiyeti, daha uzunca bir süre gündemimizde olmaya devam edeceğe benziyor.

Bu davanın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakın çevresine, davada adı geçen bankalara kesilecek milyar dolarlık cezalar nedeniyle Türkiye ekonomisine ciddi zararlar vereceği belirtiliyor.

Konuşulmayan asıl boyutu ise, Türkiye’nin adım adım ‘‘Rogue State’’ konumuna yaklaşması.

Rogue State, uluslararası teorisyenlerin ortaya attığı, Türkçeye ‘‘Haydut Devlet’’ diye çevirebileceğimiz bir kavram. Uluslararası hukuk kurallarına uymayan, insan haklarını vahşice ihlal eden, dünya ve bölge barışını tehdit eden ülkeler için kullanılıyor.

Lübnan, Yemen ve Suriye’deki faaliyetlerinden dolayı İran, nükleer silahlardan dolayı Kuzey Kore bu konumdaki ülkeler. Geçmişte Saddam’ın Irak’ı ile Kaddafi’nin Libya’sı da aynı kapsamdaydı.

Türkiye’nin bu sürece dahil edilmesi yeni bir olay. İran’la altın ticaretinin başlamasının ardından Ankara’ya gelen Amerikan Hazine Bakanlığı yetkilileri, Türk muhataplarını bu konuda açıkça uyarıyor.

Amerikan yönetimi daha ilk günden olup bitenin farkında ancak Türkiye’nin bölgede yaşadığı sorunlardan dolayı fazla ses yükseltmiyor, uyarıyla yetiniyor.

İp, 16 Mayıs 2013’te Beyaz Saray’da gerçekleşen Obama-Erdoğan zirvesinde kopuyor. Bu toplantıya Erdoğan’la birlikte dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katılıyor. Toplantının perde arkasını Politzer ödüllü Seymour Hersh kaleme almıştı:

''Başbakan bir ara Hakan Fidan’ı da sohbete dahil etmek istedi; fakat

Bu haberler de ilginizi çekebilir