Video: Arşiv
Ahmet Davutoğlu’nun şaşırtıcı bir şekilde Başbakanlık’tan uzaklaştırılmasından sonra başlayacak yeni dönem, iş dünyasını da endişelendiriyor.
Yeni kurulacak kabinede ekonomi yönetiminin tamamen değişeceği, Mehmet Şimşek’in koltuğunu kaybedeceği konuşuluyor.
Özellikle Saray ile Erdem Başçı döneminde Merkez Bankası arasında uzun süredir süren çekişme ve restleşmenin Murat Çetinkaya’nın başkanlığında nasıl bir yön izleyeceği merak konusuydu.
“Çetinkaya, Saray’ın adamı mı?” sorusuna cevap aranırken dün Meydan Gazetesi’nden Ömer Şahin’in yazdığı kulis bilgilere göre TCMB’de yeni yönetim kademesi Saray ile tam uyumlu olacak ve tasfiye edilenlerin yerine liyakata göre değil ‘itaat’ esasına göre yeni isimler atanacak.
Diğer bir iddiaya göre de Başkan Çetinkaya’nın Para Politikası ve Banka Meclisi toplantılarının yapıldığı 2. kata ‘sağır oda’ istediğiydi. Geçen ay Murat Çetinkaya ilk Para Politikası Kurulu’nda (PPK) faiz koridorunda üst bantta 50 baz puan düşermüş, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş’ın tarafından da ‘heyecanlandırıcı bir faiz indirimi değil’ diyerek eleştirilmişti. Bundan sonra Çetinkaya’nın ‘sağır oda’da gerçekleşeceği ileri sürülen PPK toplantılarınrında ne kadar bağımz kalabileceği merak konusu.
Şimşek kabinedeki son isim
Diğer taraftan Davutoğlu’nun gidişi ile Ali Babacan ekolünü temsil eden Mehmet Şimşek’in de tasfiye edileceği belirtiliyor.
Davutoğlu gibi, eski Merryll Lynch stratejisti Şimşek de özellikle enflasyonu durdurmak için yüksek faizin kullanılması gibi Erdoğan’ı sinirlendiren para politikasını savunuyor.
Erdoğan ve Davutoğlu arasındaki son krizin ardından Şimşek, Cuma günü, Türkiye’nin ekonomik politikalarının küresel normları izlemesi ve ‘rasyonalite’nin yabancı yatırımcıları çekmek için sürdürülmesi gerektiğini ifade etmişti. Şimşek, Türkiye’nin iç tasarruflarının yetersiz olduğunu belirterek, yabancı parası ile büyümenin kalıcı olamayacığını vurgulamıştı.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut dün bir televizyon kanalında yeni ekonomi yönetiminde bazı isimlerin olmayabileceğine dâir tartışmalara ilişkin olarak, “Ekonomi, sistemler üzerine kurulur. Şahıslar üzerine değil.” ifadelerini kullandı. Ama öyle görünüyor ki yeni dönemde Saray ile uzlaşmayanlar bir bir ekonomi yönetiminden uzaklaştırılırken erken seçim ya da referandum endeksli politikalar uygulanması halinde işsizliğin artması ve enflasyonun tırmanmasından endişe ediyor. Bu durumda piyasadaki krizin daha da derinleşeceği, doların tırmanacağı belirtiliyor.
Kaynak: Yeni Hayat Gazetesi