DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Hakkari’de vatandaşlarla sohbet etti,  partisinin 1. Olağan İl Kongresi'nde açıklamalarda bulundu. Babacan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Bugün sabah saatlerinde Kadın Politikaları Başkanımız Sayın Elif Esen ve beraberindeki DEVA Parti'li kadınlar Danıştay'a yürüdü. Bir gece yarısı yetki gaspıyla gerçekleşen İstanbul Sözleşmesi'nin sözde fesih kararını yargı yoluyla iptal edilmesi için elini taşın altına koyan DEVA Parti'li kadınlarla dilekçelerini verdiler.”

“Geçen hafta Cumhurbaşkanı bir kongre yapmış duvara kocaman ‘güven ve istikrar' yazmış. Güven güven diye içi boş slogan atanlar daha kendi kendilerine bile güvenmiyorlar, birbirlerine güvenmiyorlar bu halk onlara nasıl güvensin. Daha yeni hükümetin bir bakanı ortadan kaybolan bakanın televizyonunu eleştiriyor. Ortadan kaybolan bakanın trolleri de bu diğer bakana saldırıyor.

Bir bakan çıkıyor ‘şu zaman, şu kadar aşı gelecek geldi geliyor' diyor. Ne tarih tutuyor ne miktar tutuyor, sürekli erteleniyor. Hergün sosyal medya hesabından ‘maske, mesafe, temizlik' diyen bakanlara karşı Cumhurbaşkanı kendi kongre salonlarının lebaleb dolu olmasıyla övünüyor. Güven yazıyorlar da bu millet kime güvensin? Bir dedikleri başka bir dediklerini tutmuyor. Söyledikleri başka yaptıkları başka.”

“Cumhurbaşkanın bu aralar sürekli vakti kendi dediğiyle çelişmekle geçiyor. Bir gün söylediğini bir başka gün reddediyor. Birkaç sene evvel söylediğinin bugün tam tersine hareket ediyor. Böyle bir ortamda bir de duvarla ‘istikrar' yazıyorlar. Türkiye'de istikrarlı giden bir şey kaldı mı? Sayın Erdoğan'ın bu memlekete hangi alanda istikrar kazandırdığına bakmak lazım? Hukuk alanında istikrar var mı?

İstikrar var ama farklı bir istikrar. Ne var? Sayın Erdoğan Anayasa'yı istikrarlı bir şekilde çiğniyor. Getir, götür talimatlarla alınan kararlar hukuksuzluğu istikrarlı bir şekilde bu ülkede büyütüyor. Rafah seviyesinde istikrar var ama nasıl bir istikrar? Gün geçtikçe yoksullaşıyoruz, paramız pula dönüyor. Halkımız bayat ekmek kuyruklarına giriyor, çöplerden sebze meyve topluyor istikrarlı bir şekilde fakirleşiyoruz. Fakirleşmede istikrar var.”

“Bu ülkenin sorunlarını çözmeye başlamak istiyorlarsa, bu ülke için giderayak da olsa hayırlı bir şeyler yapmak istiyorlarsa bu milletten önce özür dileyerek başlasınlar. İnanın çok etkili olacak, yanlışlarının farkına vardıklarını ve belki de yanlışlarından vazgeçeceklerini şu millete bir anlatsınlar, biraz ülke nefes alır. Mesela seçme ve seçilme hakkını gasp ettiğiniz halkımızdan özür dileyin. Kürtçeyi yeniden bilinmeyen bir dil yaptığınız için, bu milleti yarı yolda bırakıp Kürt meselesini yeniden bir mesele yaptığınız için çıkın bir özür dileyin. Yanlış politikalarınızı kabul edin.”

“Cumhurbaşkanı 10 gün önce tek bir imzayla Merkez Bankası Başkanı'nı görevden aldı. Yine tek bir imza ile Türkiye'yi İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekti. Ne oldu, o gün bugündür? Bu kararı aldığı Cuma gecesi Dolar kuru 7.20 bugün ne kadar? 8.10, 8.15 o civarda dolaşıyor. Bunun bu millete maliyetini düşünebiliyor musunuz? Hazinenin borçlanma faizleri arttı.

Bütün bunların sebebi o tek imza. Sayın Erdoğan siz şu anda Türkiye'ye güven değil güvensizlik veriyorsunuz. Yaptığınız yanlışlarla ısrarla inatla bu millete bedel ödetiyorsunuz. Halkımızın ekonomik anlamda kendini kötü hissetmesinin sebebi sadece sadece bu kötü yönetimdir. Başka bir şey değildir ama artık bu değişecek. Bu kötü yönetim ilk seçimde gidecek.”