Sosyal medyadan açıklama yapan Ayşe Ateş, iddianameyi de eleştirerek, ''İçi boş kâğıt parçasını önümüze koyarak adaletin tecellisini önlemeniz, gerçek suçluları kamuoyundan saklamaya yönelik hamleleriniz nafile'' ifadelerini kulladı.
''Operasyonu çekenler Külliye'nin 1 km ötesinde, AK Parti Genel Merkezi'nin dibinde, sanki devlete kafa tutarcasına; bu ülkenin iki kız çocuk sahibi, işinde gücünde şerefli bir akademisyenine gözünü kırpmadan kıyanlardı'' diyen Ateş, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
''Bize operasyon çekiliyor, deniliyor. 'Pensilvanya' deniliyor. Eğer bir operasyon çekiliyorsa çekenler bu ve benzer delillerle suçu sabitlenmiş olanlardır. Kurumsal araçları katillere tahsis edenlerdir. 'Onun kalemini kırdık' diyerek sağa sola elçi yollayanlar, birbirine mesaj atanlardır. Nereden aldığı belli olmayan bir güçle Özel Harekat polislerini torbacılara şoför yapanlardır. Külliye'nin 1 km ötesinde, AK Parti Genel Merkezi'nin dibinde, sanki devlete kafa tutarcasına; bu ülkenin iki kız çocuk sahibi, işinde gücünde şerefli bir akademisyenine gözünü kırpmadan kıyanlardır. Size operasyon çekenleri görmek için demirparmaklıkların ardına, ayaklarınızın altına bakın. Çünkü bir kısmı tutuklu, bir kısmı da yargının önüne çıkmaktan kurtulmak için hala ayaklarınıza kapanıyor.''
İddianame ile adaletin tecellisinin önlenmeye çalışıldığını ileri süren Ateş, şunları kaydetti:
''İçi boş kağıt parçasını önümüze koyarak adaletin tecellisini önlemeniz, gerçek suçluları kamuoyundan saklamaya yönelik hamleleriniz nafile. Çünkü bu davanın savcısı yüce Türk milleti. Bu asil millet yakanızdan düşmeyecek, peşinizi bırakmayacak. Nereye kaçarsanız kaçın, hangi deliğe saklanırsanız saklanın sizi bulup çıkaracak, sizi alıp getirecek. Ok, yaydan çıktı bir kere. Şunu da eklemek istiyorum: Bazı yorumları okuduğumda, bazı paylaşımlara baktığımda ne yazık ki bir kesimin, gözünün önündeki bunca delile rağmen, hâlâ Platon'un mağarasından çıkamadığını görüyorum. Zincirlerinizden kurtulun, yalanı kutsamayın, gerçeği kucaklayın. Kaçınılmaz sonla barışın."