Demokratik Bölgeler Partisi'nin (DBP) Eş Genel Başkanı Emine Ayna, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin gözaltına alınmasına tepki göstererek, "İnsanlar düşüncelerini bile serbestçe söyleyemeyecekse nasıl siyaset yapacaklar?" diye sordu.
DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, sandık birleştirilmesi, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin gözaltına alınması ve bazı kanalların uydudan çıkarılmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. CNN Türk'te yayınlanan 'Tarafsız Bölge' programında 'PKK terör örgütü değildir' diyen ve bu nedenle Bakırköy 2'nci Sulh Ceza Hakimliği'nce hakkında yakalama kararı çıkarılan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, gözaltına alınmasıyla ilgili Emine Ayna, "Tahir Elçi, böyle bir uygulamadan dolayı tutuklanıyorsa, yakalanıyorsa, mahkemeye çıkarılıyorsa buradan beyan ediyorum; aynısını ben de söylüyorum. Bu bir fikirdir, bu bir düşüncedir, düşünceyi ifade özgürlüğüdür, düşünceyi örgütleme özgürlüğüdür, düşünceyi örgütleme özgürlüğü demokrasinin en temel hakkıdır. Eğer bir düşünce ifade edilemeyecekse siyaset nasıl yapılır, eğer bir düşünce örgütlenemeyecekse demokratik siyaset nasıl hayata geçilecek, o zaman nasıl insanlara silah bırak çağrısı yapacaklar. İnsanlar düşüncelerini bile serbestçe söyleyemeyecekse nasıl siyaset yapacaklar, siyaset yapmaları ortadan kalkıyor. Örneğin bir siyasi parti kalkıp 'PKK terör örgütü değildir' deyip bunun siyasetini nasıl yapacak? Bu düşünceyi örgütlemeyi nasıl yapacak, bu düşünceyi nasıl anlatacak insanlara, eğer buna suç denilirse. Bunların tartışılması lazım. Silahları gömmeli deniyorsa öncelikle düşünceyi ifade ve örgütleme özgürlüğüne böyle yaklaşılmamalıdır." açıklamasında bulundu.
"KENDİ KOYDUKLARI YASALARA KENDİLERİ UYMUYORLAR"
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) güvenlik gerekçesiyle sandık taşıma kararlarını iptal etmesine ve kararın 'kesin' hüküm taşımasına rağmen Batman'da 94, Şırnak'ın Cizre ilçesinde ise 92 sandık için birleştirme kararı alındığına dikkat çeken Emine Ayna, şunları söyledi: "Önce kendi hukuklarını çiğnediler. Demokrasiye uygunluk bile tartışma konusu. Önce böyle bir şeyi ortaya attılar yerel anlamda; valileri, kaymakamları aracılığıyla böyle kararlar aldılar, ama arkasından yargı bunu reddetti. En üst yargı organı bunu reddetti, mümkün değil dedi. Yasalar uygun değil dedi. Anayasa'ya uygun değil dedi. Yüksek Seçim Kurulu'nun kararına, Anayasa Mahkemesi'nin reddine rağmen bunun yapılıyor olması kendi yasalarını çiğnemektir. O zaman başkalarına yasaları çiğneme önü açmış oluyorlar, herkesin önünü açmış oluyorlar. Bu durumda insanlara nasıl sen bu yasalara uydun bu yasalara uymadın diyecekler. Kendi koydukları yasalara kendileri uymuyor. Bu, yasa dışıdır."
BAZI KANALLARIN UYDUDAN ÇIKARILMASI
İçlerinde Yumurcak TV'nin de bulunduğu yedi kanalın Digitürk, Tivibu, Teledünya ve Kablo TV'den çıkarılmasının ardından, o yedi kanaldan Bugün TV ve Kanaltürk'ün Türksat'tan da çıkarılması için kanal yetkililerine tebliğat yapıldığına değinen DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, sözlerine şöyle devam etti: "Bu, her türlü muhalefetin sesini kısmadır, hatta sesini kesmedir kısma bile değil. Böyle bir uygulama olamaz. Siz bir programda suç unsuru görürsünüz, programa ilişkin dava açarsınız. Radyo Televizyon Üst Kurulu'na başvurursunuz, o programın kaldırılması yönünde kararlar alır, mahkeme karar alır. Bunların hepsi mahkeme süreçleriyle olacak şeylerdir. Bir televizyon kanalının uydudan çıkarılmasına bir devlet nasıl karar verir? Dünyada eşi benzeri olmayan bir uygulamadır. Böyle bir kararı almak bile diktatörlüğün en temel göstergesidir.
CUMHURBAŞKANI DİKTATÖRLÜKTE ÇIĞIR AÇTI, İRAN REJİMİNİN YAPAMADIĞINI YAPTI
İran rejiminin yapamadığını yapıyorlar. İran rejimi, Ahmed-i Necdat uydu üzerinden yayın yapan kanalları izletmemek için elinden gelen çabayı yaptı ama bunu yapmadı. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı diktatörlükte çığır açmıştır. Hiçbir yasa tanımıyor; ne evrensel hukuk kurallarını tanıyor ne de insan haklarını tanıyor, ne insan hakları evrensel beyannamesini tanıyor, ne düşünceyi özgürlüğü tanıyor, ne basın özgürlüğünü tanıyor, hiçbirini tanımıyor. Bugün Osmanlı tarihinde, Türkiye tarihinde eşi benzeri görülmemiş uygulamalardan birdir, asla kabul edilemez. İnsanlar bence; buradan bütün herkesi çağırıyorum; demokratik tepkilerini ve reflekslerini göstermelidirler. Cumhurbaşkanı'nın damadına ait televizyon kanallarını izlemesinler." CİHAN