Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, “HDP kararını veren iki kritik AYM üyesi” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Erkin, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), HDP'nin Hazine yardımı ödenen hesaplarına geçici bloke konulmasına dair kararı oy çokluğuyla kaldırmasının perde arkasını yazdı.
Yazıda, AYM’nin 5 Ocak’ta HDP’nin hesaplarına bloke konulması kararının 9’a 6 oyla karar alındığını, blokenin kaldırılması kararının ise 8’e karşı 7 oyla alınmasına dikkat çekildi.
Yazı şöyle:
“Herkes seçim sonrasına odaklandı. Cumburbaşkanı Erdoğan ya da Kemal Bey'in seçimi kazanma durumuna göre pozisyon belirliyorlar. Bu durum bürokraside de böyle yargıda da…”
Ankara koridorlarını ve yargı dünyasını yakından takip eden bir isim “herkes pozisyon belirliyor” bilgisini neden benimle paylaştı? Çünkü; Anayasa Mahkemesi'nin HDP'nin bloke kaldırma kararı, yeni bir döneme işaret ettiği için.
Neden mi?
Anlatayım:
Önce sizinle 4 Şubat'ta kaleme aldığım yazımı hatıratmak istiyorum:
“… Yazmasam olmaz! Önceki gün Anayasa Mahkemesi'nin yeni başkanı seçildi. Zühtü Arslan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işaret ettiği ve ‘istediği' üye İrfan Fidan'ı yendi! Evet; yendi. Bu durum özellikle muhalefette ve medyasında ‘alkışlarla' karşılandı, 14 Mayıs seçimleri öncesi Erdoğan'ın artık kontrolü kaybettiği yazıldı, çizildi. Hatta… ‘Siyasal İslam' üzerinden çalışmaları olan ve AKP'yi “Neo-Abdülhamit” çizgisini savunduğu için ideolojik anlamda eleştirenler bile bu koroya katıldı. Hak-Yol'un tercihleriyle Zühtü Arslan bir kez daha seçildi.”
Evet…
9 Mart'ta Anayasa Mahkemesi (AYM), Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kapatılması istemiyle açılan davada, partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına geçici bloke kararını kaldırdı. HDP, Hazine yardımı alabilecek. Mevzuata göre HDP'ye bu yıl seçim yılı olduğu için 539.5 milyon TL Hazine yardımı yapılacak. Kulislerde, seçim sürecinde kritik önem taşıyan karar kıl payı farkla 8'e karşı 7 oyla ve oyçokluğuyla alındı. Kadir Özkaya, Muammer Topal, Recai Akyel, Basri Bağcı, İrfan Fidan, Kenan Yaşar ile Muhterem İnce karşı oy kullandı.
Şimdi iki ay öncesi dönelim…
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, HDP'nin kapatılması talebiyle açtığı davada, partinin “Terör örgütü ile organik bağının devam ettiği, Hazine kaynaklarının terör örgütüne aktarıldığı” gerekçesiyle Hazine yardımı bulunan hesaplarına bloke konulmasını istemişti. AYM, 5 Ocak'ta HDP'nin Hazine yardımı ödenen hesaplarına tedbiren geçici bloke konulmasına karar vermişti. Peki o zaman oylama kaça kaç bitmişti? 9'a 6… 9 AYM üyesi ‘bloke' yönünde oy kullanmıştı.
Peki iki ay sonra ne oldu?
8'e karşı 7 oyla, HDP'nin, hazine yardımı bulunan hesaplarına geçici bloke kararı kalktı. Yani… 5 Ocak'ta HDP aleyhini oy veren iki üye lehte oy verdi. Yargı koridorlarında bu durum “pozisyon belirleme” diye değerlendirildi. Yine konuşulanlara göre; “2 Şubat'ta İrfan Fidan'a karşı yeniden seçilen AYM Başkanı Zühtü Arslan etkisi” değerlendirmesi yapıldı.
Siyaset koridorlarındaysa şu cümleleri duydum: “AKP ve Beştepe'de kendilerini ‘özgürlükçü kanat' olarak tanımlayan isimler ‘HDP gerçeğinden uzak duramayız. Seçimlere parti kapatan, yasakçı görüntüyle gitmek doğru değil' diye konuşuyor. AYM seçimlerinde de bu isimle Zühtü Arslan'ın seçilmesini istedi.”
SORU ŞU: AYM'nin bu kararına Erdoğan ne dedi? Rahatsızlık duydu mu?
Bir not daha:
Ankara'da, AKP'nin HDP siyasetini yakından takip eden isimler son dönemde kapalı kapılar ardında önemli toplantıların olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle siyaseten son dönemde ön planda olmayan Erdoğan'ın yakınında olan bir ismin ekibiyle “çalışmalar” yaptığı konuşuluyor. Bu çalışmalarda, Kürt oylarının bir bölümünün Beştepe'ye nasıl döndürülebileceği masaya yatırılıyor. Kolay mı? Değil! O “çalışmaları” yapan isimlerin strateji konusunda daha netleşmediği bilgisi de bir not olarak kayda geçsin! Ancak uluslararası boyutta da görüşmelerin sürdüğü iddialar arasında. İzlemeye devam…"