Anayasa Mahkemesi (AYM) Ensar Vakfı'na desteği nedeniyle Turkcell'i "pedofili destekçisi" diyerek eleştirmenin ifade özgürlüğü olduğuna karar verdi.
Karaman'da 2016 yılında Ensar Vakfı'na ait yurtlarda kalan çok sayıda çocuğun cinsel istismara uğradığının ortaya çıkmasının ardından, vakfın organizatörü olduğu etkinliğin sponsoru Turkcell tepkilerle karşılanmış ve birçok kişi tarafından boykot edilmişti.
Sosyal medya hesabından Turkcell'e "Pedofili destekçici ve sansürcü Turkcell ile olan 16 yıllık sözleşmemi iptal ettirdim" paylaşımıyla tepki gösteren Ozan Güven adlı yurttaş, şirket tarafından açılan davada tazminat ödemeye mahkum edilmişti.
Güven ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini belirterek AYM'ye bireysel başvuruda bulunmuştu.
Başvuruyu karara bağlayan AYM, oy çokluğuyla, Güven'in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti.
Kararda "Başvurucu, kamuya hitaben davacı Şirket ile kurulacak ticari ilişkinin davacı Şirketin ilgili vakfın kampanyasına destek vermesi sebebi ile çocuk istismarcılarını desteklemek anlamına geleceğini sert ve kışkırtıcı bir dille ifade etmiştir. Anayasa Mahkemesinin birçok kararında vurgulandığı üzere ifade özgürlüğü sadece kabul gören, zararsız, kayıtsızlık içeren bilgiler ya da fikirler için değil aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerlidir. Bu anlamda paylaşıma konu ifadeler her ne kadar rahatsız edici nitelikte olsa da ifadelerin davacının ticari itibarından ziyade temelde vakıf ve davacı arasındaki mali destek ilişkisini hedef alarak davacı üzerinde bir baskı oluşturmayı amaçladığı açıktır. Dolayısıyla başvurucunun tek amacının hakaret yoluyla saldırgan bir söylemde bulunmak olduğunun kabulüyle paylaşımın ifade özgürlüğü korumasının dışında kaldığı sonucuna ulaşmak mümkün değildir" denildi.
Eleştirilere katlanma yükümlülüğü
Kararda Turkcell'in kamuoyundaki tepkiler sonrası yaptığı açıklamada sponsorluk haberlerini de tekzip etmediği hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi:
"Davacı, söz konusu mali desteklerin eğitim bursu niteliğinde olduğunu ve herhangi bir vakfı, derneği veya sivil toplum kuruluşunu desteklemekten ziyade öğrencilerin eğitimi için verildiğini belirtmiş olup bunun dışında ilgili haberlerin tekzibi niteliğinde herhangi bir ifadeye yer vermemiştir Bu yönüyle davacının hakkındaki iddialara nasıl cevap verileceğini bildiği ve telekomünikasyon alanında faaliyet göstermesi nedeniyle de konu ticari itibarın korunması olduğunda daha avantajlı bir konuma sahip olduğu tartışmasızdır. Dolayısıyla davacının kendisine yönelen bu nitelikteki eleştirilere herhangi bir kimseye göre katlanma yükümlülüğü daha fazladır" ifadelerine yer verildi.
AYM başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine, yeniden yargılama yapılmasına ve başvurucuya 18 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.