Anayasa Mahkemesi, 2014 ile 2021 yılları arasında yapılan 'ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının' ihlal edildiğine ilişkin bireysel başvurularda konu yönünden hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle çok sayıda dosyayı birleştirdi. Mahkeme, bu dosyaların tümünde ihlal kararı verdi.
Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararı verdiği dosyalardan biri, 30 Nisan 2017 tarihinde Bimer başvurusu yoluyla yapılan ihbar nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan ve o dönemde liseli bir yurttaş hakkındaydı.
5 YIL SONRA KARAR ÇIKTI
Twitter hesabında, soL Haber portalında yayınlanan "Erdoğan! Bu halk sana boyun eğmez! Kahrolsun padişah!" başlıklı videoyu paylaştığı için 'Cumhurbaşkanına alenen hakaret ettiği' iddiasıyla hakkında kamu davası açılan yurttaş, Mersin 2. Çocuk Mahkemesi'nde yargılandı.
Mahkeme, liseli çocuğun o videoyu paylaşarak Cumhurbaşkanına alenen hakaret ettiği gerekçesiyle 7 ay 23 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
İtirazların gerekçesiz olarak reddedilmesi ve itiraz yollarının tükenmesi üzerine yurttaş, 2018 yılında Anayasa Mahkemesi'ne 'ifade özgürlüğünün ihlal edildiği' iddiasıyla başvurdu.
Anayasa Mahkemesi bu dosyayla ilgili kararını bireysel başvurudan tam 5 yıl sonra, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında belirtilen 3 yıllık denetim süresi geçtikten sonra verdi. Mahkeme, başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Yeniden yargılama yapılmasına karar veren mahkeme tazminat taleplerini ise reddetti.
CEZA ALANLARIN BAŞVURUSU DA KABUL EDİLDİ
Anayasa Mahkemesi'nin topluca karara bağladığı dosyalar arasında 19 Nisan 2017 tarihindeki referandum öncesinde, Çorum Hayır Platformunun organize ettiği "Hayır" buluşmasında, Erdoğan aleyhine slogan atan bir grup hakkında açılan davayla ilgili başvuru dosyası da var.
Attıkları sloganlarla Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işledikleri sabit görülen ancak haklarında hükmün açıklamasının geri bırakılması kararı verilen TKP üyelerinin başvurusunu haklı bulan Anayasa Mahkemesi ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle yeniden yargılama kararı verdi.
Anayasa Mahkemesi, Gezi direnişi sırasında polis kurşunuyla öldürülen Ethem Sarısülük’ün 16 Mayıs 2013 tarihindeki cenazesine katılan yurttaşların 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa aykırılık suçundan cezalandırılmalarının da "toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlali" olduğuna karar verdi.
"İŞ BULMAKTA ZORLANIYOR”
Başvuruculardan birinin avukatı olan Mersin Barosu avukatlarından Derya Demir, ülkemizde halen çok sayıda yurttaşın AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirilen sloganlar, haber paylaşımları nedeniyle yargılanmaya devam edildiğini, hatta henüz haklarında kesinleşmiş bir hüküm olmamasına rağmen Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla yargılanan yurttaşların, iş bulmakta dahi zorlandığını söyledi.
'Cumhurbaşkanına hakaret' suçlamasıyla açılan kamu davalarında 12 binin üzerinde yurttaşın mahkûm olduğunun Adalet Bakanlığının istatistikleri ile sabit olduğunu ifade eden Derya Demir, Anayasa Mahkemesinin, yerel mahkemelerce Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına kararı verilen dosyalarla ilgili başvuruları tek bir dosyada karara bağladığını söyledi.
"İHLAL KARARI VERMİŞ"
Demir, “AYM ifade özgürlüğü ihlal edilmiştir diyor bir satırda, onun dışındaki satırlar Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması düzenlemesine ilişkin. Oysaki benim vekil sıfatıyla yaptığım başvurularda HAGB’ye ilişkin bir başvuru yok. Normal bir AYM kararında verilen ihlal kararı sonrası yeniden yargılamaya hükmedilmişse, mahkeme karar gereği yeniden yargılama yaparak beraat kararı verir. Bu karara konu edilmiş mahkûmiyet kararlarını veren yerel mahkemelerin yeniden yargılama yaparak, beraat kararı vermesi gerekir ancak bu kararın içeriği öyle muğlak ki yerel mahkemelerin ne yapacağını kestirmek güç çünkü AYM adeta işin esası anlaşılmasın diye HAGB müessesini öne çıkararak ihlal kararı vermiş” ifadelerini kullandı.
"TORBA KARARLA KURTULMUŞ OLDULAR”
Demir, Anayasa Mahkemesinin, demokratik toplumun olmazsa olmazı iki ayrı hakkın, ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının, ihlaline ilişkin yüzlerce başvurudan bir torba kararla kurtulmayı seçmesinin tesadüf olmadığını ifade etti.
Demir, “Bu durumda 2014-2021 yılları arasında 12 bini aşkın mahkumiyet kararı verilmesine sebep olan bir suçun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önüne gitmesi engellenmiş, normal şartlarda günlerce basının ve kamuoyunun ilgisini çekecek bir kararın sessiz sedasız geçiştirilmesi sağlanmış. Bu arada hem cumhurbaşkanına hakaret suçlaması hem de toplantı ve gösteri yürüyüşü kanununa muhalefet suçlaması nedeniyle soruşturmalar ve kamu davaları açılmasına de engel olunmamış” dedi.