Eşi hakkında Hizmet Hareketi’ne üyelik kapsamında yürütülen soruşturmalardan dolayı çalıştığı fabrikadaki görevine son verilen bir kişinin yaptığı başvuruyu karara bağlayan Anayasa Mahkemesi (AYM), sözleşmenin feshedilmesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve hak ihlali oluştuğuna hükmetti.
SORUŞTURMAYI FABRİKA’YA VALİLİK BİLDİRDİ
Sözcü gazetesinde yer alan habere göre başvuru sahibi Resul Aydın, 1998 yılından beri Türkiye Şeker Fabrikalarında mevsimlik işçi statüsünde çalışıyordu. Elazığ Valiliği OHAL Bürosu tarafından, Resul Aydın’ın eşi N.A.’nın ByLock kullanıcısı olduğu, irtibatlı bir şirkette çalıştığı tespit edilerek durum Şeker Fabrikası yönetimine bildirildi. Fabrika da 2017 yılında Resul Aydın’ı işten attı.
İŞ MAHKEMESİ VE YARGITAY İTİRAZI REDDETTİ
Resul Aydın’ın iş mahkemesi, bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay’a yaptığı itirazlar, kendisinin bir bağlantısı bulunmadığı da kaydedilmesine rağmen reddedildi. Resul Aydın Anayasa Mahkemesi’ne 2019 yılında bireysel başvuruda bulundu. Yüksek Mahkeme yaptığı incelemede kritik tespit ve değerlendirmelerde bulundu:
YEREL MAHKEME EŞİNİN BAĞLANTISINI YETERLİ GEREKÇE SAYDI
“Yargılama sürecinde başvurucunun soruşturmalarda herhangi bir kaydının bulunmadığı, 15 Temmuz sonrasında hakkında bir işlem yapılmadığı, ByLock kullandığına ilişkin bir kayda rastlanmadığı ve Bank Asya’da bir hesabının olmadığı tespit edilmiştir. Üstelik Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlarda başvurucunun bağlantısı olmadığı açıkça belirtilmiş ancak eşinin irtibatlı veya iltisaklı olması işveren yönünden iş sözleşmesinin feshedilmesi için geçerli sebep olarak kabul edilmiştir. Başvurucu, eşinin eylemlerinin kendisine yüklenemeyeceğini ve verilen kararlarda ifade edildiği üzere kendisinin F.../PDY ile bir irtibatının ya da iltisakının bulunmadığını ileri sürmüştür.”
MAHKEMELER ÖLÇÜT TESTİ YAPMADI, ZARAR GÖZ ÖNÜNE ALINMADI
Mahkeme kararında şu tespitlere yer verdi: “Somut olayda güven ilişkisinin sona erdiğinin kabulü bakımından yalnızca başvurucunun eşinin eylemlerine dayanıldığı açık olduğundan bu durumda kamudan arındırma işleminin nispeten daha az önem taşıyan bir unvan veya pozisyon için niçin gerekli olduğunun ortaya konulması şeklinde belirlenen ölçüt test edilmelidir. Süreçte verilen kararlar incelendiğinde mevsimlik işçi olarak 1998 yılından bu yana ilgili işveren bünyesinde çalışan başvurucunun statüsünün ne derecede önem arz ettiğine ve mevcut nedenler dikkate alındığında sözleşmesinin feshedilmesinin gerekli olup olmadığına ilişkin derece mahkemelerince herhangi bir değerlendirmenin yapılmadığı görülmüştür.
Uzun yıllar işçi statüsünde çalışan ve yerine getirdiği işin kapsamının millî güvenliğin tehlikeye girmesine etkisi konusunda ikna edici bir gerekçe ortaya konulmadan sözleşmesi feshedilen başvurucunun menfaatinin ya da fesih işlemiyle birlikte ortaya çıkan zararının mahkemelerce göz önüne alınmadığı anlaşılmıştır.”
KARAR İKNA EDİCİ DEĞİL
Anayasa Mahkemesi, vardığı sonuçları ise şöyle sıraladı: “Neticede başvurucunun devlete sadakat bağının zayıfladığının işareti olarak irtibatlı veya iltisaklı olduğunu ve işçi-işveren arasındaki güven ilişkisinin başvurucudan kaynaklı olarak zedelendiğini kabul eden kararların müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı konusunda ikna edici nitelikte ilgili ve yeterli gerekçeleri içermediği sonucuna varılmıştır. Bu durumda somut olaydaki müdahale demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk koşulunu sağlamamaktadır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.
ANAYASA’NIN 15’İNCİ VE 20’NCİ MADDELERİ İHLAL EDİLDİ
Başvurucu hakkında alınan ve Anayasa’nın 20. maddesinde düzenlenen özel hayata saygı hakkına etki eden tedbirin OHAL döneminde temel hak ve özgürlüklerin kullanımının durdurulmasını ve sınırlandırılmasını düzenleyen Anayasa’nın 15. maddesindeki ölçütlere uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.”
Anayasa Mahkemesi karar neticesinde şu hükümleri kurdu:
-Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
-Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
-Kararın bir örneğinin özel hayata saygı hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Elâzığ İş Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
-Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,
-Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 23/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.