Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Kamil Aydın, Türkiye'nin Suriye'de yaşayan Türkmenlere yeterli yardımda bulunmadığını söyledi. "Türkmenler soydaşlarımız ve aynı zamanda dindaşlarımız." diyen Aydın, "Onlar için biraz daha hassasiyetimizi yüksek tutmak zorundayız. Ama bugün Türkmendağı bombalanıyor, oralar 5-10 kilometre mesafede sınırımıza. Uzaktan seyrediyoruz çaresiz bir şekilde. Bu büyük bir proje. Özellikle Esed ve Rusya birlikteliğinin Türkiye sınırına ulaşma, orada güvenli bir bölge oluşturma sevdasıdır. Maalesef dün Kobani için bütün dünyayı ayağa kaldıran iç ve dış kamuoyumuz özellikle resmi yetkililerimiz bugün kılını kıpırdatmamaktadır. 10 günü geçti neredeyse, oradaki Türkmen soydaşlarımızın, kardeşlerimizin kaderleri ile baş başa bırakılması ama henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ama Kudüs'teki bir Yahudi yerleşkesi için protesto mesajları yayınlanıyor. Keşke aynı hassasiyet, aynı duyarlılık yani Mısır'ın Mursi'sine Rabia'sına duyulan hassasiyet keşke oradaki dindaşımıza, kardeşimize de duyulsa." eleştirisinde bulundu.
MHP Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Kamil Aydın, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Türkmenlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Adana'daki TIR'larla ilgili olaylarda talihsiz açıklamalar yapıldığını kaydeden Aydın, "Bugün görüyoruz ki sanki bir teorinin pratiğe dönüşmesinin sağlaması yapıldı. Yapılan bu sağlamada gördük ki bizim Türkmen soydaşlarımız bölgelerinde çaresiz, bitap bir şekilde hiçbir destek almamış, hiçbir mühimmat, hiçbir silah donanım teçhizat elde etmemiş, bugün tamamen kendi imkanları ile çok ilkel şartlarda savunmalarını gerçekleştiriyorlar. Bu tabi Dışişleri'nin ilk gafı değil. Bunlar stratejik derinlik noktasından hareketle sıfır sorun diye bir kavram attılar ortaya, aslında sıfır bir ölçü değildir. Sıfır, sorunsuzluk demektir. Ama bugün geldiğimiz nokta itibariyle güney sınırımız tamamen kevgire dönmüş. Özellikle Irak'la başlayan süreç artık bugün İran sınırına kadar sorunlar yumağına dönüşmüştür. Bunun içine bir de maalesef son birkaç aydır Rusya'yı da kattık. Böyle bir sorunlar yumağıyla cebelleşen bir Türkiye dış politikası gündemde." değerlendirmesini yaptı.
"Türkmenlere Türkiye'den yeterli desteğin gittiğini düşünüyor musunuz?" sorusuna Aydın, şu karşılığı verdi: "Mümkün değil. Şu anda gerek iç kamuoyunda gerekse dış politika olarak bakıldığında Türkmenler soydaşlarımız ve aynı zamanda dindaşlarımız bunlar. Bu ikisini de vurgulamak zorundayım. Gerçekten insani bir görevimiz, İslami bir görevimiz aynı zamanda. Onlar hem bizim soydaşımız hem de dindaşımız. Onlar için biraz daha hassasiyetimizi yüksek tutmak sorundayız. Ama bugün Türkmendağı bombalanıyor, oralar 5-10 kilometre mesafede sınırımıza. Uzaktan seyrediyoruz çaresiz bir şekilde. Bu büyük bir proje. Özellikle Esed ve Rusya birlikteliğinin Türkiye sınırına ulaşma, orada güvenli bir bölge oluşturma sevdasıdır. Maalesef dün Kobani için bütün dünyayı ayağa kaldıran iç ve dış kamuoyumuz özellikle resmi yetkililerimiz bugün kılını kıpırdatmamaktadır. 10 günü geçti neredeyse, oradaki Türkmen soydaşlarımızın, kardeşlerimizin kaderleri ile baş başa bırakılması ama henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ama Kudüs'teki bir Yahudi yerleşkesi için protesto mesajları yayınlanıyor. Keşke aynı hassasiyet, aynı duyarlılık yani Mısır'ın Mursi'sine Rabia'sına duyulan hassasiyet keşke oradaki dindaşımıza, kardeşimize de duyulsa. Bugün Rusya bu cesareti kendinde bulup da uçaklarını gönderip Esed'le işbirliği, karadan da İran'la işbirliği halinde oradaki soydaşlarımıza bu saldırılar olmazdı. Ama Allah'a şükür, bizim onlara dualarımız, bireysel yardımlarımız, desteklerimiz onlara ulaşacak. Onlar Allah'ın izni ile Süleyman Şah'ın ruhudur oradaki varlık. Yine tezahür edecektir."
"Rus savaş uçağı Türkiye tarafından düşürüldü. Gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna da Aydın şu cevabı verdi: "Bu çok önceleri yapılması gereken bir şeydi. Daha önce diplomatik yollarla bunlar konuşulmalıydı. İnşallah sanıyorum 25'inde bu ay Lavrov gelecek. Dışişleri Bakanlığı ile Sinirlioglu ile bir görüşmesi olacak. Burada ciddi bir şekilde Türk-Rus ilişkileri masaya yatırılır. Özellikle güney sınırımızdaki Rusya'nın bu sınırlara müdahil olması çok ciddi bir şekilde bir devlet ciddiyetiyle masaya yatırılır ve konuşulur. Gerekli adımlar atılır." CİHAN