Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar, 99 kişinin hayatını kaybettiği Ankara'daki bombalı terör saldırısına ilişkin getirilen yayın yasağına tepki gösterdi.
Barış mitingindeki katliamı protesto etmek için bir araya gelen ÇHD Alanya Şubesi üyesi meslektaşlarının yaralanmasını tepki gösteren avukatlar Adana Adliyesi önünde oturmu eylemi yaptı. Bir kısmı başına baret takan ve cübbelerini giyen avukatlar adına konuşan ÇHD Yönetim Kurulu Üyesi Ülkü Tolunay, Ankara'daki katliama dönük soruşturma kapsamında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dosyaya 'kısıtlama kararı' verildiğini hatırlattı. Tolunay, "Bizce bu son derece hatalı bir karardır. Soruşturmanın güvenliği halka ve kamuoyuna yönelik olmalıdır. Soruşturmanın kamuoyundan saklanmaması gerekir. Olayın failleri arasında MİT, güvenlik görevlileri ve devletin kurumları olması ihtimali mevcuttur. Alınacak kısıtlama kararının soruşturmanın bu kurum ve kişilerden etkilenmemesini sağlamayacağı açıktır." dedi.
KISITLAMA KARARI SALDIRIYI GERÇEKLEŞTİRENLERİN AMACINA HİZMET EDER
Soruşturmayı mağdur, müşteki ve maktul yakınlarından uzaklaştırma yoluna gidilmesinin, kendilerinde savcılık makamının da başka bir amacı olduğu düşüncesini oluşturacağını ifade eden Tolunay, "Zira saldırıyı gerçekleştirenleren soruşturmayı engelleyici faaliyetleri, sizin kısıtlaa kararı almanızla engellenmeyecektir. Kısıtlama kararı saldırıyı gerçekleştirenlerin amacına hizmet etmekten başka bir anlam taşımayacaktır."diye konuştu. ÇHD olarak Ankara'da gerçekleştirilen cani saldırının sorumluları ortaya çıkarılıncaya kadar tüm hukuki yolların takipçisi olacaklarının altını çizen Avukat Ülkü Tolunay, şöyle devam etti: "Ankara Barosu'nun İçişleri Bakanı, Ankara Valisi, Ankara Emniyet Müdürü ve İstihbarat Dairesi Başkanı hakkında 'görevi kötüyü kullanma' iddiasıyla yaptığı suç duyurusunu değeri buluyoruz. Bilinmesini isteriz ki; kaybettiğimiz insanları asla unutmayacağız ve unutturmayacağız. Ülkede katliamların ve ölümlerin kanıksanmasına izin vermeyeceğiz. Ülkemize giydirilmek istenin bu deli gömleğini yırtıp atacağız. Bunun için örgütleneceğiz, dayanışma içinde gereken her türlü yasal mücadeleyi göstermekten geri durmayacağız."
KATLİAMIN FAİLLERİNİ İYİ BİLİYORUZ
10 Ekim'de 'Kaçak Saray'ın, meclisin, bakanlıkların, emniyetin ve istihbarat merkezlerinin' yanıbaşında Türkiye'deki en büyük kanlı eylemlerinden birinin yaşandığını hatırlatan Tolunay, katliamlara anılan bir ülke olma fikrin alışmayacaklarına dikkat çekti. 7 Haziran seçimlerinden istediği sonucu alamayan siyasilerin ikbal hırsları yüzünden onlarca asker ve polisin şehit olmasına, yüzlerce vatandaşın saldırılarda hayatını kaybetmesini içlerine sindirmeyeceklerini vurgulayan Ülkü Tolunay, şu ifadeleri kullandı: "Memleketimizde ölümün sıradanlaştırılmaya çalışılmasını asla kabul etmeyeceğiz. Bizler yaşanan katliamın faillerini iyi biliyoruz. Failler sadece bombaları patlatanlar değildir. Kana ve katliama doymak bilmeyen emperyalist ülkelerdir. Biraz daha iktidarda kalmak uğruna ülkemizi kan gölüne çevirmekten kaçınmayan siyasal iktidardır, katil. Bundan yaklaşık 3 ay önce Suruç'ta yaşanan, neredeyse birebir aynı yöntemle gerçekleştirilen ve 34 insanımızı kaybettiğimiz bombalı saldırının asıl sorumlularını ortaya çıkarmayanların; canlı bomba eylemcilerine, 'eyleme geçmeden işlem yapamayacaklarını' söyleyenlerin Ankara'daki bu katliamın gerçek faillerini ortaya çıkaracağına inanmıyoruz."
Adana Barosu Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık ve bazı sendika ile partilerin de destek verdiği açıklama sonrası sloganlar atan avukatlar oturma eylemi sonrası dağıldı.
CİHAN