İSTANBUL (CİHAN)- Selam-Tevhit soruşturmasında yer alan polislere yönelik operasyon kapsamında gözaltına alındıktan sonra adliyeye sevk edilen ve sorguları devam eden polislerin avukatı Ömer Turanlı, "Müvekkillerimizden birisi -bakın ben abartmıyorum- bağıra bağıra soğuk suda banyo yapmıştır. Bu insan o soğukta banyo yapıyor ise ve banyo yaptırılıyor ise demek ki artık bu zulmün en katmerleşmiş şekli artık yaşatılıyor. Bu insan bu soğuk suyla banyo yaparken kalp krizi geçirebilir, beyin kanaması geçirebilir." dedi.
Selam-Tevhit soruşturmasında yer alan polislere yönelik operasyon kapsamında gözaltına alındıktan sonra adliyeye sevk edilen polislerin sorguları sürüyor. Gelişmelerle ilgili basın mensuplarını bilgilendiren Avukat Ömer Turanlı, polislerin uğradığı haksız muamelelere değindi.
6 günlük emniyet ve adliye sürecinde müvekkillerinin banyo ihtiyaçlarının doğduğunu ve bu taleplerinin yetkililere defalarca iletildiği halde karşılanmadığını belirten Turanlı, "Bakın müvekkillerimiz 6 gündür emniyet müdürlüğü ve adliye safhası olmak üzere 6 gündür gözaltı ve tecride maruz bırakılmaktadırlar. Haliyle banyo ihtiyacı doğmaktadır. Bugün müvekkillerimizden birisi... Bakın biz dışarıda durmakta zorlanıyoruz. Eksi 7 çok ciddi anlamda soğuk. Sağolsunlar ısıtıcı falan getirdiler ama oranın fiziki şartlarından dolayı ısıtılması çok zor. Müvekkillerimizden birisi -bakın ben abartmıyorum- bağıra bağıra soğuk suda banyo yapmıştır. Bu insan o soğukta banyo yapıyor ise ve banyo yaptırılıyor ise demek ki artık bu zulmün en katmerleşmiş şekli artık yaşatılıyor. Bu insan bu soğuk suyla banyo yaparken kalp krizi geçirebilir, beyin kanaması geçirebilir. Yani o suda elini yıkayamıyorsun, banyo yapmış bu arkadaş. Biz adliyedeki yetkililerden adeta dilenci gibi yalvarıyoruz; 'hakim bey savcı bey ya bu doğal ihtiyaçtır bunlara niye bu zulüm yapılıyor?' bir banyo... Bakın hala o banyo ihtiyaçları giderilmedi." diye konuştu.
CUMA NAMAZINI ADLİYENİN MESCİDİNDE KILMA TALEPLERİ REDDEDİLDİ, NEZARETHANEDE KAĞIT PARÇALARI ÜZERİNDE KILDILAR
Polislerin cuma namazını adliyenin mescidinde kılma taleplerinin reddedildiğini söyleyen Turanlı, müvekkillerinin nezarette yere serdikleri gazete ve kağıt parçalarının üzerinde namaz kılmak zorunda kaldıklarını aktardı. Avukat Turanlı, "O kadar kinle hareket ediliyor ki, müvekkillerimizin ailelerine Cevşen ve Kur'an-ı Kerim'i dahi çok gören anlayış şu an Çağlayan Adliyesi'nin eksi 7. katında da devam etmekte. Bugün cuma günü. Cuma, ülkemizde ve bütün İslam aleminde mübarek bir gündür ve cuma namazı kılmak istemişlerdir müvekkillerim. Bunu ilgililere aktarıldığı zaman ve adliyenin eksi 6. katını -müvekkillerimiz eksi 7 de- adliyenin eksi 6. katında büyükçe bir mescit var. Burada cuma namazını kılmak istemişlerdir. Fakat bu talepleri müspet karşılanmamıştır." dedi.
HUTBE OKUNDUĞU SIRADA MÜVEKKİLLERİM GÖZYAŞLARINA BOĞULDU
Kılınan cuma namazında okunan diyanetin yayınladığı hutbenin müvekkillerinin yaşadığı sıkıntılara ve uğradığı haksızlıklara birebir uyduğunu belirten Turanlı, polislerin, hutbede geçen "Rabbimizin rızasına giden yolda birçok çile ve sıkıntılarla karşılaşabilirsiniz. Ancak müminler olarak durum her ne olursa olsun bunların Yüce Mevlamız tarafından sadakat ve sabrımızın sınandığı birer imtihan olduğunu gönülden kabul ederiz. Lütfun da hoş kahrın da hoş." cümleleri sırasında gözyaşlarını tutamadıklarını söyledi.
Müvekkillerine karşı kin ve nefretle hareket edildiğini belirten Avukat Ömer Turanlı, "Müvekkillerimiz de cumayı kılmak için Emniyet Amiri Gaffur Ataç'ın imamlığında cuma namazı kılmışlardır. Benim burada duygulandığım bir hadise oldu. Bugün diyanetin yayınladığı avukat arkadaşlardan birine Gaffur bey 'ya diyanetin hutbesi neyse biz onu okutalım' demiş arkadaşlara da. Diyanetin hutbesi de çok ilginçtir birebir müvekkillerimizi sanki böyle bir sabra, tevekküle adeta davet eder tarzda. Ben onu paylaşayım, bakın burada bir kısım geçiyor; "Rabbimizin rızasına giden yolda birçok çile ve sıkıntılarla karşılaşabilirsiniz. Ancak müminler olarak durum her ne olursa olsun bunların Yüce Mevlamız tarafından sadakat ve sabrımızın sınandığı birer imtihan olduğunu gönülden kabul ederiz. Lütfun da hoş kahrın da hoş." şeklinde devam eden bir hutbe. Yani müvekkillerim için yazılmış bir hutbe sanki. Tabi bu hutbe okunduğu zaman atmosfer zaten duygusal, manevi yoğunluğun yaşandığı bir atmosfer. Adeta gözyaşları Ceyhun oluyor. Bunu ben sizlerle paylaşmak istedim." ifadelerini kullandı. CİHAN