Buna göre, Avrupa'yı vuran tipteki koronavirüsün menşei Çin değil. Bu tip koronavirüs önce Singapur ve Doğu Asya ülkelerinde görülüyor, ardından İngiltere'ye ulaşıyor ve sonra da Avrupa'ya yayılıyor.
Bilim insanları A, B, C olarak kategorilendirdikleri virüs tiplerinden C'nin Çin'de değil, Singapur ve çevre ülkelerde görüldüğünü, oradan da Avrupa'ya geçiş yaptığını belirtiyor.
The Telegraph'ta yer alan makalede konuyla ilgili şu detaylar dikkat çekiyor:
"Koronavirüs ile ilgili ilk genetik gelişim analizlerine göre İngiltere’deki epideminin Çin’den çok Singapur, Güney Kore ya da Hong Kong menşeli olabileceği belirtiliyor.
Cambridge Üniversitesi araştırmacıları, genellikle ilk dönem insan atalarımızın kökenlerini izlemek için başvurulan 'filogenetik' tekniklerini kullanarak, aralık ayında Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan virüsün üç farklı varyantı olduğunu keşfettiler.
A, B ve C olarak adlandırılan bu üç tür, muhtemelen belirli popülasyonları enfekte edecek şekilde dönüşerek, dünya genelinde farklı yollar izledi ve mutasyona uğradı. Ataların soyundan gelen "A" varyantı en çok yarasa ve pangolinlerde bulunan koronavirüs ile ilişkili.
Ana kara Çin'de en yaygın olan ikinci tip "B", "A" dan türedi ve iki mutasyonla ayrışırken, "C" ise "B" nin "kızı."Ancak ilginç bir şekilde, başlangıçta İngiltere ve Avrupa'yı enfekte eden 'C' tipi varyantına Çin ana karasında hiç rastlanmadı.
Gazeteye göre aslında, Hong Kong, Singapur, Güney Kore'de yaygın olan virüsün de bu bölgelerden Avrupa'ya yayıldığı düşünülüyor. İngiltere’ye bir vaka da doğrudan Avustralya'dan geldi.
Cambridge Üniversitesi genetikçilerinden Dr. Peter Forster, "İngilizler, doğrudan Singapur ve Doğu Asya sahilleri ile ilişkili olan "C" türü vakalara sahip. Taşıyıcının, Singapur’daki bir konferansa katılan ve daha sonra Alpler'deki dağ evini ziyaret ettikten sonra insan ağına dahil olan bir mühendis olduğunu biliyoruz. Bu analizi genellikle tarih öncesi insan göçlerini izlemek, Afrika'dan ne zaman ayrıldıklarını ve dünyanın geri kalanına nasıl yerleştiklerini izlemek için kullanıyoruz, ancak kimse bunu bir virüsün göç yolunu bulmakta kullanacağımızı düşünmemişti" diyor.
Teknik, Singapur’dan, Alpler üzerinden virüsü İngiltere’ye taşıyan 53 yaşındaki süper dağıtıcı iş adamı Steve Walsh gibi bilinen enfeksiyon yollarının önemini ortaya koyuyor.
Şaşırtıcı bir şekilde, şu an virüsü kendi sınırları içinde kontrol etmeyi başaran ülkelerin, hastalığın başlangıçta yayıldığı ülkeler olması dikkat çekiyor.
Ancak yeni bir çalışma, Singapur ve Almanya'nın, İngiltere'ye yayılan İtalya'daki yıkıcı salgını tetiklemiş olabileceğini gösteriyor. Çalışmaya göre İtalya’ya giren ilk virüslü kişilerden biri 27 Ocak’ta Almanya’da enfekte olan biri, diğeri ise Singapur bağlantılı.
Meksika'daki vakaların da başlangıç noktasını İtalya oluşturuyor ve onun da bir önceki adımını Münih'te Webasto davası olarak bilinen ilk Alman kümesinden geldiğine inanılıyor.
Doğu Asya'dan gelen ilk enfeksiyon dalgasından sonra, ara dönem tatili sırasında Kuzey İtalya'daki kayak merkezlerine giden insanlar tarafından çok sayıda yeni vaka İngiltere’ye getirildi. Kuzey İtalya'nın başlangıçta Alman kümesi tarafından enfekte edildiği görülüyor.
Avrupa'nın aksine, ABD’deki salgının ilk ataları ‘A’ varyantındandı. "A"nın mutasyona uğramış versiyonları Vuhan'da yaşadıkları bildirilen Amerikalılarda görüldü ve ABD ve Avustralya'daki hastalarda çok sayıda A tipi virüs bulundu.
Atlantik ötesinde ise A türü büyük ölçüde yoktur.
Bir ekip, 24 Aralık 2019 ve 4 Mart 2020 tarihleri arasında dünyanın dört bir yanından örneklenen 160 virüs genomu ile ilgili veri kullandı.
Analizlere göre, insanlarda ilk enfeksiyonun Eylül ortası ile Aralık ayı başı arasında görüldüğü düşündürmektedir.
Ayrıca virüs dünyaya yayıldıkça mutasyon da hızlanıyor.
Büyük Vuhan ‘B’ türü mutasyona uğramadı, bu da B türünün Doğu Asya nüfusunun büyük bir bölümüne immünolojik veya çevresel olarak uyarlandığı anlamına gelebilir.
Buna karşılık, diğer türler ise, belki de değişen popülasyonlara uyum sağlamak için mutasyon oranını hızlandırmış gibi görünmektedir.
Dr Forster, "Çin'in çok yerel bir bölgesinde iseniz, virüs benzer bir hastalıkla geçmişte karşılaşmış homojen bir nüfusla buluşacaktır, ancak dışarı çıktığınızda Avrupalılar farklı bir hastalık öyküsünden geçtiler ve muhtemelen genetik olarak nüfus çeşitliliği arttıkça daha fazla mutasyonla karşı karşıya kaldılar" diyor.
Ekip, bazı türlerin diğerlerinden daha saldırgan olup olmadığını öğrenmek istiyor. Bu da bazı ülkelerin neden daha düşük ölüm oranlarına sahip olduğunu açıklayabilir.
Ancak araştırmacıların mücadelesi sürüyor çünkü İspanya ve Almanya gibi ülkelerde sadece birkaç düzine ve İtalya'da 10'dan az virüs genomu sıralayabildiler.
Dr Forster bununla ilgili şunu söylüyor:
"Şu anda genomik dizilerle ilişkili hiçbir klinik sonuç elde edemedik, bu nedenle mutasyonların bazı varyantları daha ölümcül yapıp yapmadığını bilmiyoruz."